USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Öğrenciler öksürük şurubu, zeytinyağlı, ballı kudret narı, B vitamini yapıyor!

22-12-2021

Nova Okulu öğrencileri Bitki Bilimi ve Fitoterapi eğitmeni Nida Kuman nezaretinde ekim, dikim ve hasat çalışmalarının yanı sıra kendilerinin yetiştirdiği ya da dışarıdan temin edilen bitkilerin kök, gövde, yaprak gibi çeşitli kısımlarından şifalı maddeler elde ettiler.
Nova Okulları’nın kurucusu 40 yıllık deneyimli eğitmen Canan Topsakal, Ekobahçe ile Bitki Bilimi ve Fitoterapi Kulübü dersleri için şunları söylüyor:

 “Z kuşağı kendi tarımını yaparsa daha sağlıklı beslenecek. Liselerde öğrenciler iyi tarım uygulamaları konusunda eğitilmeli.

Bu yüzden biz bu misyonu üstlenerek Lise 1. Sınıftan itibaren iyi tarım uygulamaları eğitimini hayata geçirmeye başladık…”

En hızlı ve etkili öğrenme yönteminin denemek, uygulamak olduğu biliniyor. Eğitimle ilgilenen herkesim söylediği bir şey…

Ancak hayata geçirilmesi de uygulamayla oluyor.

Nova Okulları öğrencilerinin Bitki  Bilimi ve Fitoterapi Kulübü projesi kapsamındaki ilk adımı Ekobahçe… Nilüfer Belediyesitoprak, kompost gübre, tohum ve fide desteği vermiş.

ÖĞRENCİLER EKOBAHÇE’DE TARIM YAPTILAR

Kırsal Alan Danışmanı Yüksek Ziraat mühendisi Arca Atay ise öğrencilere tohum ekme, fide dikmenin inceliklerini anlatarak bilgilendirmede bulunmuş.

Üstelik de öğrenciler  Ekobahçe’depermakültür ile doğru tarımı öğrenip uyguluyor…
Bitki Bilimi ve Fitoterapi eğitmeni Nida Kuman diyor ki:

“Öğrencilerimiz Bitki Bilimi ve Fitoterapi çalışmasıyla yardımlaşmayı, paylaşmayı, ekip çalışmasını öğreniyor. Sürekli tüketim değil üretim de yapabileceklerini görüyorlar.”

Öğrencilerin Ekobahçe’de yetiştirdikleri ve hasadını yaptıkları ürünler arasında domates, biber, çilek, kabak, ayçiçeği, mısır, Hint yağı bitkisi, kudret narı, reyhan, oğul otu, ısırgan, pazı gibi bitkiler yer alıyor.

Nida Kuman eğitmenliğinde öğrenciler ürettikleri ve dışarıdan temin ettikleri ürünlerle turşu, zeytin kurup sirke yaparken; kırmızı biber, nane, kekik gibi ürünleri kurutup ufalayarak kimi zaman da öğüterek kullanıma hazır hale getiriyor.
Nida Kuman salamura zeytini nasıl yaptıklarını şöyle anlattı:

“Önce zeytinlerimizi şişelere doldurduk. Sonra tuz, şeker, sirke ve az zeytinyağı ilave ederek şişelerin kapaklarını kapattık.

 İki ay boyunca şişeler içine koyduğumuz malzemelerle zeytinlerimiz karışabilsin diye her gün çalkalanacak. Her hafta için gönüllüler belirledik. İki ay sürecek olan tatlandırma işlemi sonrasında zeytinler yenebilecek düzeye gelecek…”

HAM PROPOLİSTEN ÖZÜT ÇIKARTTILAR
Propolis aslında bir arı ürünü; ılık ve nemli kovanlarda bakterilerin üremesini, böceklerin istila etmesini önlüyor; bir nevi doğal antibiyotik olarak da tanımlayanlar var….
Nova Okulları öğrencileri işte bu propolisin hamını alıp özütünü çıkardılar… Nasıl mı? Seda Kuman şöyle anlatıyor:

“Arı zamkı da denilen bitkilerin savunma amaçlı ürettiği bu reçineli bileşiği arılar bitiklerden, biz de arılardan alıyoruz.

Arılar propolisi kovanlarını dezenfekte etmek, onarmak, mikroorganizmalardan korumak, kovanlarına böcek ve hayvanların girmesini engellemek için kullanır.

Propolis bizim için de antioksidan, bağışıklık güçlendirici, antibakteriyel, antifungal, antiviral, yani faydaları saymakla bitmeyecek çok değerli bir madde.

Biz de özütü çıkartmak için önce ham propolisimizi küçük rendemizle küçük parçalara ayırdık. Rendelediğimiz propolisleri kavanoza koyduk ve alkol ilave ettik.

Kavanozumuzun kapağını her gün bir kere açıp kapattık ve çalkaladık. 12 gün sonra propolis özütümüz hazır oldu. Bunu kudret narı ile öksürük şurubumuza ekledik ve ürünlerimizin şifa etkisini artırdık. “

ŞİFALI BALLI ZEYTİNYAĞLI KUDRET NARI

Rahmetli annem ve babam evde kudret narını hiç eksik etmezlerdi; mide yanma ve ağrılarında yemeklerden önce birer kaşık yenirdi.
Nida Kuman, kudret narıyla yaptıkları işlemi şöyle özetledi:

“Önce kudret narı olarak bilinen tropikal meyveyi tanıdık. Bundan nasıl yararlanabileceğimizi öğrendik.

Önce çekirdeklerini çıkarttık. Tohum olarak kurutup ekmek için sakladık. Kudret narının etli kısmını küçük küçük doğrayıp cam kavanoza koyduk. Üstüne zeytinyağı ve bal ilave edip kapaklarını kapattık.

Kavanozlarımıza bilgi etiketlerini yapıştırıp kapaklarını kapattık ve güneş gören bir yere yerleştirdik. Bir ay sonra zeytinyağlı ballı kudret narlarımız kullanıma hazır olacak. Bu karışıma propolis de ekleyeceğiz…”

BUGDAYDAN B VİTAMİNİ ELDE EDİLİŞİ

En ilgimi çeken çalışmalardan biri de buğdaydan B vitamini elde edilmesiydi. Bu  hiç duymadığım bilmediğim bir şeydi… 

Nida Kuman önce öğrencilerin B vitamininin hangi besinlerde bulunduğunu, faydalarını ve eksikliğinde hangi hastalıkların oluşabileceğini öğrendiklerini, daha sonra da buğdaydan maserasyon yöntemiyle B vitaminini nasıl çıkardıklarını anlattı:

“Zeytinyağının buğday hücrelerine girebilmesi için buğdayı havanlarımızla ezdik. Ezdiğimiz buğdayları kavanozlarımıza koyduk. Zeytinyağı ilave ettik. Kapaklarını kapattık.

Kavanozlarımızın bilgilendirme etiketlerini yazdıktan sonra, günışığı gören bir yere yerleştirdik.

10-12 gün boyunca kavanozlarımızı günde 1 kere çalkalayıp, reaksiyon sonucu oluşacak gazın çıkması için kapaklarını gevşetip sıkıştırdık. Bu süre sonunda karışımımızı süzüp, damlalıklı bir şişeye aktardık. Bu ürün günde 1 çay kaşığı tüketilebilir.”

AYVA YAPRAĞI / OKSOLAMİNLİ PROPOLİSLİ ÖKSÜRÜK ŞURUUB

Ayva yaprağına gelince… Kasım ayında berbat  bir grip atlattım; öksürükten nefes alamaz oldum; hatta Kovid oldum sandım, PCR testlerinde negatif çıktım. Arkadaşım Yasemin Kürümoğlu, sağolsun, tarım ilacı değmemiş ayva yaprağı ile Bitlis balı getirdi. Bir buçuk su bardağı kaynar suya 4, 5 ayva yaprağı atıp 2, 3 dakika kaynattım, bir çay kaşığı bal ekledim. İçip durdum. Hala da ayva yaprağı çayını yapıp içiyorum…
Nida Kuman ile öğrencileri de ayva yaprağından öksürük şurubu yapmışlar… Onların yöntemi biraz daha farklı, Nida Hoca şunları anlatı:
“Ayva yaprağındaki oksolamini etken madde olarak kullanarak kendi öksürük şuruplarımızı doğal ve katkısız olarak ürettik.

Önce yapraklarımızı havanda ezdik. Bir miktarsuyla birkaç dakikademledik. Bu ilk demlemesuyunu süzüp attık.

Aynı yaprakları tekrar demledik ve süzdük. Artık öksürük şurubumuzun etkenoksolamini elde etmiş olduk.

Şurubumuzun tamamlanması için bal, pekmez gibi doğal tatlandırıcıları ve şifasını artırma için de daha önce yaptığımız propolisi ilave ettik…”

BİZ FİTOTERAPİ İLE TEDAVİ OLUYORMUŞUZ DA HABERİMİZ YOKMUŞ!

Öğrenciler de Bitki Bilimi ve Fitoterapi eğitiminden çok memnunlar. Hatta  aile büyüklerinin kendilerinden tarif aldıklarını söylediler. Annelerin yanı sıra en çok da babaanneler ve anneanneler soruyormuş…
Ninelerin torunlarının neler ürettiğini merak etmesi çok doğal.

Bizim çocukluğumuzda sağlığa erişim yoktu; aspirinden, Viks’ten başa ilaç bilmezdik. Bir de Gripinvardı; ama çok kocamandı, çocuklar yutamazdı. Başka ilaç bilmezdik.

Evde kekik yağı, nane yağı, kantaron yağı, ballı kudret narı, ıhlamur olurdu. Üşütürsek ayva, elma kabuğu ve ıhlamur birlikte kaynatılırdı. Üşütürsek sırtımıza karabiber serpilip bal sürülür ve üstüne paket kağıdı yapıştırılırdı ya da Viks sürülüp sıcak havlu kapatılırdı.

Gözümüz kızarırsa çay banyosu yaptırılır ya da ince patates dilimlenip yarım  saat  gözün üstüne kapatılırdı. İshal olursak çiğ kahve içirilir, pirinç lapası ile haşlanmış patates yedirilir, bol su içirtilirdi. Zehirlendiğimizi düşündüklerinde hemen sarımsaklı yoğurt yedirilirdi.

Midemiz bulanırsa nane limon kaynatırdı annemiz. Ayağımızı burktuğumuzda çekirdeği ile zeytin, soğan havanda dövülür, ekmek ve zeytinyağı karıştırılır, ayağa bağlanırdı.

Başımızı bir yere çarpıp şişirince de ekmek çiğneyip yapıştırırlardı. Çok ama çok hasta olmadıkça hastaneye ya da doktora gitmezdik. Aşılar zaten okulda yapılırdı.

Velhasıl…. Bizim büyüklerimiz şimdinin moda tabiriyle bize Fitoterapi tedavisi uyguluyorlarmış…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?