USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Sağlık Çalışanları ‘G(ö)REV’de…

15-12-2021

Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Şehir Hastanesi, Çekirge Devlet Hastanesi, Onkoloji Hastanesi gibi sağlık kuruluşlarında sadece acil servisler çalıştı.
Bursa Tabip Odası, Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Bursa Şubesi, Genel Sağlık-İş Sendikası, Dev-Sağ-İş Sendikası ile Birinci basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikası’nın ortaklara düzenlediği G(Ö)REV eylemi kapsamında sağlık çalışanları bir günlük iş bırakma eylemi gerçekleştirdi.
Bursa Şehir Hastanesi, Ali Osman Sönmez Onkoloji Hastanesi, Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi, Yüksek İhtisas Hastanesi sağlık çalışanları ya tam ya da yüksek katılım gösterdi…
Bursa’daki büyük hastanelerde sadece acil servis hastaları bakılırken, bazı emekli hasta yakınlarının da eyleme destek verirken, bazı hasta ve yakınlarının ise muayene olamadıkları gerekçesiyle yakındılar…
Bursa Tabip Odası ve sağlık sendikası bileşenleri Bursa Uludağ Üniversitesi önünde toplanarak “G(ö)REV”i başlattılar…
Burada yapılan basın açıklamasında BTO Başkanı Doç. Dr. Alpaslan Türkkan ilk olarak sağlıkta dönüşüme dikkat çekti:

“Sağlıkta Dönüşüm Programı, toplum sağlığı için önemli bir risk halini almış; sağlık çalışanlarının sağlığını ve refahını yok saymıştır.

 Koronavirüs pandemisi mevcut sağlık sisteminin, toplum sağlığını korumak bir yana daha da riske attığını fazladan ölüm sayılarındaki artışla çok acı bir şekilde göstermiştir.

Yüz binlerce insanımız ve yüzlerce sağlık çalışanı erken ölürken, halkın sağlığını tehlikeye atan bu sağlık sisteminin yürütücüleri, küresel sermayeye kaynak aktardıkları şehir hastanelerini övmekle meşguldür…”

‘SALGINI DEĞİL ALGIYI YÖNETMEYE ÇALIŞMAK’
Salgın döneminde emekçilerin canla başla çalışmasına karşın, diğer ülkelerin aksine refah düzeylerinin düştüğünü, işten atılmalarla, yoksulluk ve yoksunlukla karşı karşıya bırakıldıklarını öne sürerek şu görüşleri savundu:

Sağlık çalışanlarının ‘artık bu şartlarda çalışamıyoruz’ diyerek istifa etmek zorunda kaldığı, erkenden emekli olduğu; başta genç hekimlerimiz olmak üzere birçok hekimin, hemşirenin, sağlık teknisyeninin yurtdışına göç etmek için arayış içerisine girdiği bu günlerde sorunlarımızı konuşmak, çözüm önerilerimizi iletmek için Sağlık Bakanı ile görüşmek istedik.

Görüşme talebimizi defalarca ilettik. Sağlık Bakanı’nın sağlık çalışanlarının çalışma koşullarını, sağlık ve yaşam sorunlarını, toplum sağlığını bizimle konuşmasından daha doğal ne olabilir?

Görüşme talebimize olumlu yanıt vermek Sağlık Bakanı’nın bizlere ve topluma karşı sorumluluğu değil midir?

Yaşamımıza mâl olan bunca sorunumuzu duymazdan, görmezden gelen iktidar, aslında her şeyi bilmektedir. Pandemi sürecinde yaşanan sorunları; salgını değil algıyı ı yönetmeye çalışarak, olmayan bir başarı hikayesi yaratmaya uğraşarak yok saymaktadır.”

Doç. Dr. Alpaslan Türkkan Hekim ve sağlık çalışanlarının gelirlerinin yoksulluk sınırının çok altına düştüğüne ve açlık sınırına kadar gerilediğine dikkat çekti.

Özlük haklarıyla ilgili yasa tasarısının TBMM’ye getirildiğini ancak hemen geri çekildiğini anlatarak şunları söyledi:

Daha önce Meclis’te bütün partilerin oybirliğiyle getirilen düzenleme, 11 Aralık tarihinde bir kez daha komisyona getirilmiş ve içtüzüğe aykırı olarak komisyon başkanının imzasıyla geri çekilmiştir…

Türkkan sağlık hizmetinin sunumunun ağır ve tehlikeli işler kapsamında olduğuna vurgu yaptı:

“Sağlık Çalışanları, sağlık hizmetinin niteliği, riskleri, eğitim düzeyleri ile yoksulluk sınırı altında, kölelik koşullarında çalışmayı reddetmektedir. Yapılması planlanan düzenleme ile hekim ücretleri bile yoksulluk sınırına ulaşamamaktadır.

Sağlık hizmetleri ekip işidir; ekibin her bir üyesi, insanca yaşayacak bir ücret ve güvenli çalışma koşullarında ekip olarak, iş barışı bozulmadan çalışmak istemektedir.

Ekonomi de sağlık gibi iflas etmiş durumdadır ve maaşlarımız artık açlık sınırının dahi altındadır”.
Toplumun sağlık hakkı, emekleri ve gelecekleri için G(ö)REV zamanı olduğuna değindi ve gerekçelerini paylaştı:

“Koruyucu sağlık hizmetlerini savunmak içindir.

Emekliliğe de yansıyacak yaşanabilir temel ücret talebimiz içindir.

Güvencesiz, gerçekdışı bahanelerle işimizden edildiğimiz ve köleliği dayatan çalışma koşullarına son verilmesi, güvenceli çalışabilme talebimiz içindir.

Şiddete karşı etkili yasa, güvenli işyerleri, sağlıklı çalışma ortamları talebimiz içindir.

COVID-19 başta olmak üzere meslek kaynaklı hastalıklara karşı bütüncül bir meslek hastalıkları yasası çıkarılması, her yıla 120 gün yıpranma payının kabul edilmesi içindir,

Ek göstergelerin 3600’den 7200’e kadar kademeli olarak yükseltilmesi içindir.

Bu G(ö)REV emeğimize, geleceğimize, halkın sağlık hakkına sahip çıktığımızı gösteren bir uyarıdır. Artık toplum, sağlık çalışanlarının çığlığına kulak vermelidir.

Taleplerimiz kabul edilmediği, sağlık çalışanlarının çalışma ve yaşam koşullarını düzeltecek bir düzenleme hızla Meclis’e getirilmediği takdirde eylemlerimiz devam edecektir. İktidar bilmelidir ki söyleyecek sözümüz, değiştirecek gücümüz var!”

SABİT ÜCRETLİLER ENFLASYON KARŞISINDA EZİLİYOR

Zamlar yağmur gibi! Mahalle marketinde bir markanın üstünde fiyatı yazılı kutu sütü 8,5 liraya satılırken, başka bir markanın aynı boyutlardaki kutu sütü 15 lira! Daha birkaç ay önce 80 liraya aldığım 2 litre iyi kalite zeytinyağı dün 130 liraydı!  Kiralık ev bulunamaz hale geldi. Almanya’da yaşayan Türkler yatırım amaçlı patır patır ev satın alıyor. İnsanlar sosyal medya sayfalarında koltuk takımlarını, çeyizlerini, kullanılmış çelik tencerelerini, halılarını, masa ve sandalyelerini satmaya başladı. Geri dönüşüm için belli noktalara getirilen yanık yağlar bile ihtiyaç sahibi vatandaşlarca yalvar alınıp evlerde yenden kullanıma giriyor. Belediyelere sıcak yemek başvuruları son bir aydır zirve yaptı.
Artan hayat pahalılığı toplumun her kesimine yansıyor; özellikle de sabit ücretli olanlara.

Doktorlar ve sağlık çalışanları sahaya iniyor G(ö)REV’e gidiyor; Türk Metal kendilerine yüzde 12’lik zammı reva gören MESS’e ‘Hodri Meydan’diyor. Türkiye Kamu-Sen, Türkiye genelinde eş zamanlı olarak yaptığı basın açıklamalarında “Boş tencere kaynamaz” diyerek memur ve emeklilerin durumunun düzeltilmesini talep ediyor…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?