USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Deprem halkın yazgısı olmamalı!

13-11-2021

TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu 12 Kasım 1999 Düzce Depremi’nin yıldönümü nedeniyle bir kez daha depremi ve yapılması gerekenleri hatırlattı… İşin en acısı ne biliyor musunuz? Aslında bu soruyu sormam bile abes…

Zira herkes biliyor, ama sanki deprem diye bir şey yokmuş gibi yaşıyoruz. Pek çok konuda böyleyiz. Misal, her gün bir uçak dolusu insanın öldüğü Kovid-19 salgını bitmiş gibi yaşayıp gidiyoruz. Salgın başlayalı 19 ay oldu; 2020’deki duygu durumumuzu çoktan terk ettik.
Toplum olarak ateşin düştüğü yeri yakmasını bekliyoruz… Ateş ocağımıza düşmeden kafamıza dank etmiyor!
Şu da bir gerçek… Eğer istenseydi; 22 yıldır deprem riski altındaki kentler depreme çoktan hazır hale getirilirdi!

Deprem sırasına ve sonrasına yönelik hazırlıklarda mesafe alındı… Ama öncesine yönelik tedbirlerde hala emeklemekle meşgulüz…

TMMOB İKK uzun süredir sahada; müstakil basın açıklaması yapmıyordu…  Bu defa BAOB’taki güvenli alandan çıkıp eski Bursa’da Orhangazi Parkı’nda basın açıklaması gerçekleştirdiler.

DÜZCE KENT MERKEZİNDEKİ HASAR VE GEVŞEK ZEMİN!

Açıklama Bursa’da her afette görüşüne başvurduğumuz Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şube Başkanı Engin Er yapıldı.

Başkan Er Düzce depreminin yıkıcılığı hakkında verdiği bilgilere göre;

“7,2 büyüklüğündeki düzce depremi 30 saniye sürdü; can kaybı 845; yaralı sayısı ise 4 bin 948…

Depremde hasar gören, derhal yıkılması gereken bina sayısı 3 bin 395, yıkık ya da ağır hasarlı ev sayısı 12 bin 939, iş yeri sayısı ise 2 bin 450’dir.

En fazla can kaybı ve yapısal hasar deprem kırığı üzerindeki yerleşimlerle Düzce’de gerçekleşti.  Düzce’de konutların yüzde 81’i, işyerlerinin ise yüzde 87’si hasar gördü. Gölyaka- Kaynaşlı hattındaki yapı hasarlarının çoğu deprem fayının parçalanması nedeniyle; Düzce’deki hasar ise zayıf zemin nedeniyle oluştu…”

DÜZCE DEPREMİ CAN KAYBI = 4 GÜNLÜK KOVİD CAN KAYBI!

Konu deprem ama gel de yazma!  Düzce Depremi’nde 848 kişi hayatını yitirmiş!  Son 4 günde Kovid-19 nedeniyle yaşamını yitiren insan sayısı 817! 

Çoktan hayatın olağan akışı, yazgı olarak görülmeye başlandı…

İster deprem ister sel ister salgın ya da yangın olsun afetlere bakış açısı değişmiyor!  Binalar, fabrikalar, dükkanlar nihayetinde yeniden yapılıyor. Depremin vurduğu kentlere bakın; çoktan yenilendiler… Ama giden canların telafisi yok!

2011 Van depremini, 26 Eylül 2019 Silivri açıklarındaki depremi, İzmir’de yıkıma neden olan tsunami oluşturan depremi anımsattı:
“Bu depremler bizlere şu anda deprem konusunda hazırlıksız olduğumuzu ve hazırlanma çalışmalarının bile henüz uygulamaya konulmadığını göstermiştir.

Özellikle 26.Eylül’de Silivri açıklarında meydana gelen depremde bile onlarca okul hasar görmüş ve eğitime ara verilmiş, bazı okullar ise tamamen boşaltılmıştır.

Burada en ilginç olanı ise hasar gören birçok okulun 1999 depreminden sonra yapılmış yani demir ve beton standarttı yüksek ve yapı denetim kontrolünde yapılan binalar olmasıdır.

Uygun yapılmayan denetimler sonucu böyle orta büyüklükte bir depremde bile binalar güvensiz hale gelmiştir…”

VAH Kİ VAH HALİMİZE…

Başkan Er, 1 Ekim 2019’da yürürlüğe giren Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği’nin de sorunları çözmediğini aksine şehirden şehre; hatta ilçeden ilçeye farklı uygulamaların yapılmasına zemin hazırladığına dikkat çekerek acilen revizyon önerdi…
Mevcut sistemin doğa olaylarının afete dönüşmesini engellemekten uzak olduğunu savunan Engin Er bursa özelinde  1/100.000’lik planların  acilen gözden geçirilmesini istedi.

Akademik odaların yönetmeliklerin hazırlık ve kontrol sürecinde mutlaka devrede olması gerektiğini savundu…

Başkan Er sözlerini şöyle sürdürdü:

“5,7 büyüklüğündeki 26.Eylül’de meydana gelen depremde telefonların kilitlenmesi çok önemli bir uyarı olarak ele alınmalı, konunun üzerine hassasiyetle gidilmeli ve çözüm üretilmelidir.

Daha 3 gün önce Malatya’da yaşanan 2 katlı bir binanın yıkılması sonucunda bütün imkanlar kullanıldığı halde saatlerce enkaz altında canlı aranmıştır. Bölgemizde olabilecek, daha önceki büyük depremler gibi bir depremde yüzlerce, binlerce binanın yıkılabileceğini düşündüğümüzde yaşanabilecek olumsuzlukları hayal bile etmek istemiyoruz.”

TMMOB İKK’NIN TALEP VE ÖNERİLERİ
Basın açıklamasında gündeme getirilen talepler ise özetle şöyle:

“Düşük standartlarda sağlıksız ve yasa dışı yapılaşmanın, ranta dayalı hızlı ve düşük nitelikli kentleşmenin önüne geçilmeli, bilimsel normlara dayalı arazi kullanım ve yer seçimi kararlarının rantsal kaygılara yenik düşmesi engellenmelidir.

Bilim ve teknolojinin gerekleri yerine getirilmelidir.

Gerek kentsel gerekse kırsal alanlarda yer seçimi, planlama ve yapılaşma karar süreçlerinde mühendislik, mimarlık ve şehir plancılığı hizmetleri etkin bir şekilde kullanılmalıdır.

Ülkemizdeki afet riskinin azaltılması ve yönetimi sisteminin kurulması ve işletilmesi için gerekli çalışmalar katılımcı ve çevreye duyarlılık temelinde sürdürülmelidir. 

Tüm yönetim düzeylerinde afet riskinin azaltılması anlayışı ve yönetimi yaygınlaştırılmalı; afet risklerine karşı toplumun her kesiminde bilinç düzeyinin yükseltilmesi hedeflenmelidir.

Ülkemizde sadece deprem için değil heyelan, çığ düşmesi, su baskını vb. olaylara yönelik tehlike ve risk haritası üretimi hızlandırılmalı…

Bu haritaların üretimi konusunda ilgili kurumlar ve üniversiteler teşvik edilmeli, ülke insanının kullanımına ücretsiz sunulmalıdır.

Belediyeler tarafından gelir kaynağı haline dönüştürülen yapı ruhsat harçları, amacına uygun olarak sağlıklı ve afet/depremlere karşı dirençli yapıların yapılmasını sağlayacak, etüt ve projelerin yerinde denetimini etkin şekilde yerine getirecek personel ve kurumsal altyapının geliştirilmesi amacıyla kullanılmalıdır.

Depremlerin afet olarak yaşanması, ülkemizin ve halkımızın yazgısı olmamalıdır.”

Seslerini duyan olur mu? Takdir sizin!

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?