USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

TÜMTİS; sabreden derviş misali!

01-11-2021

TÜRK-İŞ'e bağlı Tüm Taşıma İşçileri Sendikası (TÜMTİS) Bursa Şubesi Başkanı Özdemir Aslan ile Mepar direnişinde tanışmıştık.  Bir işçinin istediği sendikaya üye olması Anayasal hak…

Ama ne yazık ki bir işyerinde sendikal örgütlenme başladığında ya da yeterli sayıya ulaşılıp yetki için başvurulduğunda işverenin aklına ilk gelen önlem sendikaya üye olan işçilerin bir kısmını işten atmak oluyor. Yani işçiler Anayasal hak olan sendika üyeliğine fabrika ya da işyeri önlerindeki direnişler, uzun süren işe iade davaları, yetki davaları gibi uzun ve kahırlı bir süreçten sonra ulaşabiliyor ya da hiç ulaşamıyor.

Artık sendikalar için bir işyerinde üye kaydetmek ve yetki alıp toplu sözleşme yapmak çok zor.

TÜMTİS’İN İŞİ ZORUN DA ZORU!

Ama öyle işkolları var ki; zorun da zoru… TÜMTİS’in faaliyet alanındaki işyerleri de bunların başında geliyor.

TÜMTİS Bursa Şubesi Başkanı Özdemir Aslan ile görüştüğümde Mepar’ı sordum. Sendikal faaliyet nedeniyle işten atılan işçiler Lojistik firmasının önünde açık alanda, karda, kışta aylarca direniş yapmışlardı.

Özdemir Aslan “MEPAR’da örgütlenmemizi tamamladık. Yeterli sayışa ulaştık. İşveren yetkiye itiraz etti. 276 gün direniş yapıldı; mahkemeler 4 yıl devam etti. Son yetki itirazı mahkemesi 1,5 yıl sürdü. En nihayetinde yetkiyi kesin olarak aldık. MEPAR ile şimdi toplu sözleşme görüşmeleri var” dedi.

Sabreden derviş misali; 5,5 yıl mahkemelerde uğraştıktan sonra nihayet bir sonuca varılmış!

Haa, MEPAR’da arada bir de toplu sözleşme yapılmış; Yüksek Hakem’e gitmiş, firma yeniden yetkiye itiraz edince yine mahkeme süreci başlamış… Hani yılan hikayesi derler ya, öyle bir şey işte…

LOJİSTİKTE TIR ŞOFÖRLERİNİN KIYMETİ BİLİNMİYOR

Lojistikte insan kaynağının yani TIR sürücülerinin ne kadar önemli olduğu net bir şekilde ortaya çıktı. İngiltere’de, Kanada’da TIR’ları kullanacak insan olmayınca tedarik zincirleri koptu; benzin ve gıda sıkıntısı oluştu.

Özdemir Aslan da bunu anımsatarak “Aslında lojistik sektörünün kıymetini bilmek lazım. Aksadığında hayat duruyor. Gördük işte. Sektörde ücretler çok düşük, kalifiye eleman yok. Bir şekilde işini uyduran AB ülkelerine gidiyor.

En az ayda 3, 4 bin Euro alıyor. Şu anda iş kazalarında araçtaki hasar da şoföre yükleniyor. O yüzden insanlar tazminatını alıp gitmeye, sektörden kaçmaya bakıyor. TIR şoförleri çok düşük harcırah alıyor. Bursa Adana arasında mal yüklü giderken harcırah var. Dönüşte araç boşsa harcırah yok!”

Bu insanlar dönüşte taş mı yiyorlardı? Bizim işte her gün yeni bir şey öğreniyor insan; sordum, Özdemir Aslan anlattı:

“Mesela Adana-Bursa arası TIR ya da kamyonla 3 gün sürüyor. Yavaş gitmek zorundalar. Çoğunluğu tek şoför, o yüzden günde 9 saat araç kullanıyor. Yükün yolda oyalanmaması gerekiyorsa çift şoförle yola çıkılıyor.  Geceleri araçta yatıyorlar. Birçoğu araçta teşkilatı kurmuş durumda. Yemeklerini pişirip yiyorlar. “

Sektörün tüm zorluklarına rağmen Pandemide örgütlenme çalışmalarını sürdürdüklerini ve firmalarla toplu sözleşme yaptıklarını anlattı:

“Kapanan işyerleri nedeniyle üyedeki azalışı, yeni işyerlerini örgütleyerek telafi edip üye artışı sağlıyoruz. Ağustos ayında bazı ambar işyerleriyle toplu iş sözleşmesi yaptık. Aras Kargo, DHL Lojistik, UPS Kargo ve bazı nakliye ambarlarıyla Türkiye genelinde ve Bursa’da toplu iş sözleşmesi görüşmeleri sürüyor…”

Özdemir Aslan salgınla birlikte internet satışının arttığını, uluslararası firmaların sektöre girdiğini, Amazon’un Türkiye’de şube açtığını, esnaf kurye modeli üzerinden kendi sistemlerini kurmak üzere olduğunu anımsattı. Kargo firmalarında öne çıkmaya başlayan esnaf kurye modelinin küçük esnafın kayıt dışı kurye çalıştırmasını teşvik ettiğini söyledi.

KARGO ELEMANINA ALTERNATİF: ESNAF KURYE!

TÜMTİS Genel Merkezi Arş. Gör. Erkan Kıdak’ın hazırladığı “Kargo Taşımacılığında Kendi Hesabına Çalışma Aldatması: Esnaf Kurye modeli” adlı bir kitap yayınladı.

Malum, Kovid-19 salgını sürecinde market alışverişine, giysiden oyuncağa, kitaba dek aklınıza gelebilecek her türlü ihtiyacımızı telefon ya da internet aracılığıyla, evden çıkmadan temin etme yoluna gittik.

Misal ben… İnternetten asla alışveriş yapmazdım. Ama salgında sıkça kullandım. Telefonla da ekmek arası döner tarzı yiyecek siparişi verdim. İşte o zaman değişik bir kurye uygulaması olduğunu fark ettim… Genç Kuryeye bir paket getirişinde merak edip sordum; “Sigortalı gösteriyorlar mı?” diye… Bütün gün yollardalar; kazası var; magandası var… “Hayır. Ben firma çalışanı değişim. Firmaya çalışıyorum” dedi. Çok şaşırdım; nasıl çalıştığını sordum, “Ben motosikletimle birlikte çalışıyorum. Size ürünü getirirken parasını ödüyorum. Sonra sizden alıyorum; Her müşteriye paket götürüşümde az bir miktar bana kalıyor.”

Sigorta yok! Çalışma güvencesi yok! Sosyal haklar yok! Sendika zaten yok! Can güvenceleri yok! Pandemide kapanmaların olduğu dönemde günde en az 16 saat paket taşıdığını, o tarihlerde ayda eline geçen paranın asgari ücretin epeyce üstüne çıktığını, ancak eline aylık olarak toplu para geçmediğinden kazancın bereketinin olmadığını anlattı…

Münferit bir olay olduğunu düşünmüştüm.

Ancak mevzu; TÜMTİS’in yayınladığı “Esnaf Kurye Modeli” adlı araştırmayı okuduktan sonra kafama dank etti… 

Esnaf kurye modeli özetle şöyle:

“Dünyada posta ve kurye hizmetlerinde birbirleriyle rekabet halinde olan kargo dağıtım şirketleri emek maliyetlerini azaltmak için yeni bir model oluşturuyor.

Kovid salgınıyla birlikte uzaktan alışverişin artması nedeniyle model Türkiye’de de uygulanmaya başladı.
Bu modelde kargo firmalarında işçi olarak tam zamanlı çalışma ortadan kalkıyor.

Dolayısıyla işveren işçi çalıştırmanın SGK; vergi gibi yükümlülüklerinden ve sorumluluklarından kurtuluyor, işçinin bayram izni, hafta izni, fazla mesaisi, varsa sendikal hakların verilmesi gibi derdi olmuyor!

İşçinin yerini kendi hesabına çalışan esnaf kurye alıyor! Güvensiz çalışma ortamı ‘Kendi işinin patronu olmak’ cilasıyla sunuluyor. Esnaf kurye aracı temin ediyor; aracın tüm giderlerini karşılıyor. Şirket kurmuşsa Bağ-Kur ve vergi ödüyor!”

Büyük firmalar böyle alternatif oluştururken; şehirdeki esnaf da paket servisi için eleman istihdam edip, SGK’sını, vergisini ödemek yerine dışarıdan kendi motosikletiyle 7 gün 16 saat çalışabilen kişiyle anlaşıyor. Ne kadar çok paketi ne kadar hızlı teslim ederse o kadar çok para kazanıyor. İşsizlik de esnaf kurye uygulamasını körüklüyor…

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?