Bir haftayı bay geçen iki haftayı da milli mola nedeniyle boş geçiren Bursaspor’un 21 gün sonra lige nasıl bir dönüş yapacağı merak konusu... Yeşil Beyazlı temsilcimizin Bolu maçı ile başlayıp Balıkesir ve Keçiörengücü karşılaşmaları sürecek 3 etaplı lig yolculuğunda seri yakalamak ve hedefine adım adım ilerlemek zorunluluğu söz konusu.
Şöyle geri gidip yerel gazetelerdeki maç önü manşetlere bakıyorum da; hepsi sözleşmiş gibi ‘Artık Kazanma Zamanı’ veya ‘Haydi 3 Olsun ’ ya da ‘Güldür Artık Timsahım’ gibi benzer başlıkları görüyoruz...
Her maç öncesi lafa “Bursaspor mutlaka kazanmak zorunda” diye başlamak tamam da... Bizimki Yeşil Beyazlı taraftarı gaza getirmekten başka işe yaramıyor sanki!..
Artık onlar da pek yemiyorlar ama bizler papağan gibi tekrarlıyoruz. Çünkü Süper Lig yarışından uzaklaşmış hedefsiz bir Timsah’ı hayal bile edemiyoruz.
Evet... Aynen devam:
Pazar günü Boluspor karşısında mutlaka kazanmak mecburiyetinde Yeşil Beyazlı temsilcimiz... Bu da yetmez ondan sonraki iki maçını da 3 puanla kapatmak zorunda
Biliyoruz saçma...
Hem de iki kere saçma!
Birincisi, sanki Bursaspor’un rakipleri kazanmak zorunda değil!.. İkincisi, biz söyleyince temenninin ötesine geçemeyen bu fikir, ancak kulübü ve takımı yönetenler ile sahada oynayacak olanlar tarafından benimsendiğinde itici güç olabilir. Benimsemek de yetmez, gereğini yapmak lazımdır ve bu yetenek sadece onlarda vardır.
Bakın, Timsah önündeki 3 maçtan kayıplarla ayrılması halinde muhtemeldir ki Allah göstermesin bu sezon kepenk indirecek...
7 maçlık istatistiklere baktığımızda kaybedilen oyunlarda bile Bursaspor’un rakiplerine bariz bir üstünlük kurduğunu görüyoruz...
Bursaspor, henüz topa sahip olmakla maça sahip olmayı aynı sepete koymayı beceremedi, top ya hakemlere gönderildi ya da kayıpların nedeni şansızlık olarak gösterildi.
Olsun... Ben her şeye rağmen pazar günü bu takımın kazanmayı hatırlayacağını düşünüyorum...
‘Dün dünde kaldı cancağzım. Ne kadar söz varsa düne ait.
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım...’
Mevlana Celaleddin Rumi
