Adına lig denilen maratonda ipi önde göğüslemenin formülü basit:
‘Rakiplerinden çok maç kazanacaksın…’
Yapması kolay mı? Zor değil, çok zor dostum çok zor! Zor olduğu için 18 takımdan(bu sezon 19) biri şampiyon oluyor.
Peki maç kazanmak için ne yapacaksın?
Formül yine basit: ‘Yediğinden fazla atacaksın…’
Gol yemezsen kazanmak için bir gol yeter. Ama bir gol yersen, işin zor iki atacaksın. İki yersen üç, üç yersen dört… Dört yeme kilo yapar, çıkarmakta zorlanırsın!
Demek istediğimiz o ki; attığından az gol yiyeceksin. Bunun için de defansın iyi olacak.
Bursaspor’un ligin ilk yarısında yaşadığı sıkıntının önemli nedenlerinden biri stoper sorunu. Savunmanın göbeği sezon başından beri sakatlıklar ve de kartlar nedeniyle bir türlü oturmadı.
Günümüzün çağdaş futbol anlayışında stoperlerinden biri mutlaka çabuk olacak. Timsah’ta futbol kimliklerinde ‘stoper’ yazanlara göz attığımızda Luka Capan, Cüneyt Köz, Furkan Ünver, Taha Altıkardeş, Kerem Kök’ü görüyoruz. Bu isimlere yeni transferlerden hiç forma giymeyen Zalazar’ı da ekleyebiliriz.
Hangisi çabuk? Hiçbiri!
Bu stoperlerle defansını öne çıkarabilir misin? Oyunu rakip alanda oynayabilir misin?
Mümkün değil…
Stoperlerde çabuk adam eksiği var.
Gün gibi aşikâr...
İşte bu nedenle de Timsah’ın kalesi rakiplere ardına kadar açılıyor. Teknik adamlar bu sıkıntıyı mutlaka görüyor ama çaresizlikten ‘oyunu kendi alanımda kabul edip rakibi üstüme çekerek karşı defansı eksik yakalayayım’ diye düşünüyor ama olmuyor.
Çünkü mevcut kadroda iyi top yapan savunma önü oyuncuları yok...
Bu pozisyonda oynayan Aykut Akgün, Kerem Şen, Kubilay Sönmez ya da Tuğbey Akgün’ün üç topu üst üste takım arkadaşlarına verebilmesi için, rakibin de aynı renk forma giymesi lazım!
Sakatlığı atlattığı söylenen Jorquera eğer bildiğimiz o eski Cristobal Jorquera ise takıma girdiğinde bu zaafı bir ölçüde kapatabilir.
Aksi takdirde bu takıma hem ayaklarına çabuk hem de çabuk düşünen bir stoper takviyesi için ocak transferini beklemekten başka çare yok...
