USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

O ıhlamur ağacının günahı neydi?

26-09-2021

Yunuseli TOKİ Gazeteciler Sitesi’nin yan tarafındaki korulukta bulunan Gazeteciler Cami’nin bir süre önce çevresine duvar yaptırıldı.

Edinilen bilgiye göre; özellikle geceleri alkol ya da uyuşturucu alan bazı şahısların camiye zarar verdiği gerekçesiyle Cami İmamının talebi doğrultusunda cami çevresine duvar yapılması için Müftülük’ten gerekli izin alınmış. Duvar yapıldı.
Bu noktada cami imamına hak veriyorum.
Zira, gerçekten de bölgede özellikle yaz geceleri koruluk alanda alkol ve başka şeyler kullananlar, hatta kimi zaman olay çıkartanlar da oluyor.

Dolayısıyla da bahçeye duvar yapılması doğal bir şey. Sanırım cami cemaati için avluda bir çay ocağı da yapılacakmış.
Ancak site sakinlerine doğal gelmeyen şey; bahçenin orta yerinde bulunan ve kimseye de zararı olmayan ıhlamur ağacının kesilmiş olması…

Site sakinleri gürültüye fırlıyor ve ıhlamur ağacının yıkıldığını görüyor. Ağacın büyüklüğünden hareketle en az 25, 30 yaşında olduğu söyleniyor.

IHLAMURA OLAN OLDU, DİĞER AĞAÇLAR KESİLMESE BARİ!

Bu arada ıhlamur ağaçları balta görmezse 150 yaşına kadar yaşayabiliyor.
Cami cemaatinden bir yaşlı bahçedeki diğer ağaçların da kesileceğini söylemiş…

Vatandaşlar “Ihlamur ağacının ne camiye ne de cemaate bir zararı vardı. Neden kesildi, hiç anlamış değiliz” diyorlar.
Şimdi…
Herhangi bir yerde; diyelim ki bir apartman sitesi bahçesindeki ağacı bile kesmeye kalktığınızda Orman Müdürlüğü’nden izin almanız gerekiyor.
Herhangi bir yerde bir kişinin kafasına göre ağaç kesmesi mümkün değil.

Peki kesilmiyor mu? Kesiliyor… İzinsiz ağaç kesim yapan kişiye para cezası uygulanıyor.

Edinilen bilgiye göre; site sakinleri gereken yerlere başvuruları yapılmış ve Büyükşehir Belediyesi’nden Zabıtalar gelip durumu yerinde incelemiş… 

Dürüst olayım, bir sonuç alınacağını sanmıyorum. Zaten olan olmuş; ağaç kesilmiş! Belki başka ağaçların kesilmesine engel olunabilir; o kadar…

IHLAMURUN GÜNAHI YAPRAK DÖKMESİ Mİ?

Site sakinlerine defalarca sordum; “kesilen ıhlamur ağacı cami avlusuna yapılan duvarı engelleyecek ya da camiye zarar verecek durumda mıydı” diye…

“Duvardan uzaktaydı. Bahçenin ortasında duruyordu. Yanında iki ağaç daha var.” dediler…

Site sakinleri “O ıhlamur ağacının günahı neydi, kime ne zararı vardı?” diye sorup duruyorlar ya!

Oturduğum evin 20 metrekarelik bir beton bahçesinin yanı sıra yarım metre yükseklikte duvarla ayrılan 35, 40 metrekarelik toprak bahçesi var… Hem benim bahçenin toprak alanında hem de diğer apartmanların bahçelerinde dut, incir gibi yaprak döken var.

Bahçesinde ağaçlar olan biri olarak şunu biliyorum; yaprak döken ağaçlar adı üzerinde sonbahardan itibaren yapraklarını dökmeye başlıyor ve o bahçenin beton kısmının temiz tutulması için sıksık süpürülüp yıkanması gerekiyor…

Hiç bugüne dek “Bu ağaçlar kesilse de bahçe süpürmekten kurtulsam”demek aklıma gelmedi. Bahardan itibaren bahçeye çıkıp ağaçların yeşilliğine bakarak kahve içmenin keyfi başkadır.  Hiç üşenmem, bahçeye düşen yaprakları süpürürüm.
Eğer o ıhlamur ağacının kesilmesinin gerekçesi sonbahar ve kış mevsiminde avluya dökülen yapraklarsa, hakikaten ağaca günah olmuş!

IHLAMUR YAPRAĞININ KİLOSU 200; ÇİÇEKLERİNİN KİLOSU 500 LİRA!

Zira… Ihlamur ağacı şifalı insana faydalı bir ağaçtır.  Çok eskiden, mahkeme binaları olmadan önce mahkemeler ıhlamur ağacının altına kurulurmuş.

Ihlamur çiçek açtığında mis gibi kokar; çiçekleri ve yaprakları şifalıdır. Ekonomik değeri de vardır.
Misal… Ihlamur hasadı, haziran, temmuz ayında başlar. Kurutulup satışa sunulur. Bu yıl yapraklarının kilosunun en az 200 liradan, çiçeklerinin de 500 liradan satışa sunulacağı öngörülüyor…

Ihlamur, kaynatarak çayı yapılan aromatik bitkilerdendir. Ihlamur çayının faydaları yüzlerce yıldan beri bilinir; saçtan cilde, ödem atmaktan bağışıklık sistemini güçlendirmeye dek pek çok şeye yararlı olduğu söylenir. Soğuk algınlığına, öksürüğe, nezleye iyi geldiği bilinir. Hatta saç ve cilt bakımı için bile kullanılır, insanı sakinleştirir; mideyi de rahatlatır…

Ayrıca ıhlamur ağacının gölgesi de özellikle sıcak yaz günlerinde faydalıdır.  Parklara ve yol kenarlarına dikilmesinin nedeni budur. Çiçekleri açtığında  etrafa  yayılan nefis ıhlamur kokuları insanlara iyi gelir, hoş ve güzel duygular oluşturur.
Yani ıhlamur ağacı verimli, hayırlı, ekonomik getirisi de olan bir ağaç!

Kesilmesi yerine yapraklarının, çiçeklerinin toplanıp kurutulup; avluda kurulacak olan çay ocağında kışın cami cemaatine bedavadan ikram edilseydi hiç olmazsa hayra geçilirdi.

Zira daha önce de yazdığım gibi yaprağının kilosu en az 200; çiçeğinin kilosu ise 500 lira! Cami cemaati arasında yer alan emeklinin artık alıp da tüketeceği bir şey olmaktan çıkmış durumda!

‘ANTALYA’DA CADDELERDE DUT YEMİŞTİM!’

Bu arada birkaç yıl önce Antalya’da arkadaşımı ziyaret etmiş ve ilk kez şehir merkezinde bir hafta kadar kalmıştım. Antalya’da beni en çok şaşırtan şeylerden biri de sokak ve caddelerde adım başı mandalina, turunç ve dut ağaçlarının olmasıydı. Dut yiye yiye caddelerde dolaşmıştım.

“Bursa’da niye hiç cadde ve sokaklarda meyve ağaçları yok?” diye epeyce düşünmüştüm… Sorup soruşturmuştum, eskiden sokaklarda dut, incir hatta erik ağaçlarının olduğunu, sinek ve pislik olduğu gerekçesiyle kesildiğini anlatmışlardı…

Antalya’nın havası Bursa’dan çok daha sıcak ve nemli; ama buna rağmen cadde ve sokaklarında dut ağaçları vardı…
Bursa’da ise cami avlusundaki ıhlamur ağacı bile kesiliveriyor! Yeşilimiz çok ve bitmez sanıyoruz galiba!

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?