29 Ekim Kadınları Derneği Bursa Şubesi Başkanı Sultan Yurdunal, derneğin Genel Başkanı Şenal Sarıhan’ın yaptığı “Afganistanlı kadınların kaderi ile tüm dünya kadınlarının kaderi ortaktır”başlıklı basın açıklamasını iletti:
“Taliban’ın Afganistan’da iktidara gelmesi nedeni ile EŞİK platformunda yer alan kadın örgütleri adına bir açıklama yaparak onun uygarlık ve kadın düşmanı anlayışını kınamıştık.
“Tülin Oygur’un genel başkanı olduğu CKD,bu açıklamamıza karşı “Afganistan’ı tanıyoruz.” başlıklı bir açıklama yayınladı. “Afganistan’ı tanıyoruz’ derken, “Taliban’ı tanıyoruz” dedikleri anlaşılıyor. Bu açıklama nedeniyle, CKD’nin kurucu başkanı ve onyedi yıl fiilen genel başkanlığını yapmış biri olmam nedeniyle, görüşlerim soruluyor. CKD’nin Vatan Partisi’nin Kadın Kollarına dönüşmesi üzerine 36 şubemizle birlikte bu dernekten istifa ederek ayrıldık.
Türkiye’nin farklı illerinden 90 kurucu üye ile 26 Ekim 2020 tarihinde 29 Ekim Kadınları Derneği’ni kurduk. Dolayısı ile bugünkü CKD ile hiçbir ilişkimiz yoktur. CKD, sımsıkı bağlı olduğu Vatan Partisi gibi, bütün kadın ve demokratik kitle örgütlerinden tecrit olmuştur.
Devlet olarak Afganistan’ı tanımak, hükümetin bileceği bir iştir. Fakat biz, Türkiye’nin demokratikleşme sürecine damgasını vuran emekçi ve aydın kadınlar gibi ortaçağ zihniyetinin kadınları köleleştiren, onlara cariye muamelesi yapan, gerici anlayışlarla nerede olurlarsa olsunlar mücadele edeceğiz. Bu mücadelede, ülkemiz ve dünya kadın hareketi ile omuz omuza yürüyeceğiz. Biliyoruz ki Afganistan kadınlarının kaderi ile kaderimiz ortaktır. Vatan Partisi Başkanı’nın iddia ettiği gibi “Taliban, Afganistan’ın Atatürk’ü” değildir. Taliban’ın elindeki bayrak, uygarlığın ve aydınlanmanın değil, cehaletin bayrağıdır. Cehalete teslim olmayı reddediyoruz.”
CKD’NİN AÇIKLAMASI
29 Ekim Derneği Genel Başkanı Şenal Sarıhan’ın atıfta bulunduğu (aslında cevap verdiği) ;kamuoyunda Gülgün Feyman’ın tepki istifası ile gündeme gelen Cumhuriyet Kadınlar Derneği (CKD) Genel Yönetim Kurulu adına Genel Başkan Prof. Dr. Tülin Oygür’ün yaptığı “Bağımsız Afganistan’ı tanıyoruz ve selamlıyoruz” başlıklı basın açıklaması ise şöyle:
“Bazı kadın örgütlerinin bir araya gelerek savundukları ‘Taliban’ı tanımıyoruz, Taliban’ı tanıyanı da tanımıyoruz’ sloganına karşı “Bağımsız Afganistan’ı tanıyoruz. Bağımsız Afganistan’ı tanımayanı da tanımıyoruz’ diyoruz. Yaptıkları ‘derin’ siyaset analizinde ABD’yi, Afganistan işgalini sürdüremedikleri için kınamalarını da hazin bulmakla birlikte kendilerine yakıştırıyoruz…
Tek kıblesi emperyalist Batı olanlara soruyoruz: ABD 20 yılda Afganistan’a, oradaki kadınlara, işgal altında zulüm görmek dışında ne vermiştir? Ancak ‘işgal, manda ve himaye’ kabul etmeyen milletlerde kadınların kendi eşitlik mücadelesini verecek güce eriştiklerinden haberiniz yok mu? Şeriatla yönetilen ABD dostu ülkelerin kadınlarını dert etmediniz de ABD’yi ülkesinden söküp atan bir millet olunca mı tanımamaktan bahsediyorsunuz?
Ortadaki gerçek, emperyalist ABD’nin 20 yıldır çöreklendiği Afganistan’tan kovulduğudur. ABD hegemonyası altında hiçbir toplumun gerçek uygarlık düzenine geçme ihtimali olmadığını tarihten de günümüzde de biliyoruz. Çağımızın gerçeği milletlerin bağımsızlık istemesidir. Ve dünyamız bu yönde büyük devinimler içindedir.
Bağımsızlık, gerçek uygarlığa kavuşmasının da ön şartıdır. Afganistan’da olan budur. Taliban’ın şeriat rejimiyle yönetecek olması bu gerçeği değiştirmiyor. Bundan sonrası işgalcilerin postalları altında yaşamaktan kurtulan kadim Afgan milletinin açacağı yeni yollara bağlıdır. Antiemperyalist zeminde yakın ve uzak komşu devletlerle ekonomik ilişkiler geliştirme gayretlerinin, kadınlar başta olmak üzere Afgan milletini ayağa kaldıracağına inanıyoruz.
Bugün Afgan kadınının uluslararası müdahale çığlıkları atanlara değil, en çok da halkının büyük oranda Müslüman olduğu laik Türkiye Cumhuriyeti ile yürütülecek yakın ilişkilere ihtiyacı vardır. Cumhuriyet Kadını bunun bilincindedir…”
YORUM SİZİN…
