USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

HOCA VE SELİM’İN AÇIKLAMALARI

21-08-2021

Yıl 99 Başkan Recep Günay. Beni arıyor “Tarık Bursaspor’a kolej arazisi kazandıracağım, bugün Ankara’dan müfettişler gelecek medya baskısı gerekiyor iki kamera ve foto muhabirleri ile gelebilir misin?” diyor. 

Ben de “Başkan imkânım olsa çalıştığım medyadaki bütün kameraları oraya yığarım, elimden geleni yapacağım diyorum ve sonrasında iki kamera ve foto muhabiri arkadaşımla Nilüfer tarafında Başkan Günay’ın davet ettiği araziye gidiyorum. Başkan diğer büyük medyayı da çağırmış ama bizden başka kimse yok. Neyse röportajlar falan işimiz bitiyor. Akşam spor haberlerini izlerken ‘bizim kolej röportajı yaptığımız saatlerde’ Recep Günay yönetimini eleştiren bir eski oyuncu ile yapılmış özel röportaja rastlıyorum. 

Yani diğer medya, kolej arazisi haberine gelmeyip, yönetimi kötüleyecek habere gitmiş! 

Tamam yönetime çok inanmıyor olabilirsiniz; ama söz konusu Bursaspor’un çıkarı ise burada her şey kenara bırakılır” diye homurdanarak ekranı karartıyorum. 

Medyaların körü körüne bir yönetimin yanında veya karşısında olmasına her zaman karşı olmuşumdur. 

O yüzden maksatlı bulduğum yayınlara pek itibar etmem. Sadece medyaların da değil, taraftarın, kongre üyelerinin kısacası herkesin körü körüne bakış açısına karşıyım.  

Doğruya doğru yanlışa yanlış demesi taraftarıyım. 

Kişilere veya menfaatlerine göre değilde Bursasporluğun gereğine göre hareket edenler bu şekilde davranır.

Bu tarz yayınlara fazla itibar etmesem de kamuoyunda çok tartışıldığı için tribün lideri ve 30 yıllık dostum Selim’in açıklamalarına değinmek istiyorum. 

Öncelikle beni çok rahatsız eden kısımdan başlamak istiyorum. 

Selim demek Teksas demek, Bursaspor tribünü demektir.  

Bursaspor tribünü “Deplasman Kralı” diye anılıyorsa bu Selim’in yıllardır verdiği mücadele sayesindedir. Öncelikle sosyal medyada O’na karşı saygısız cümleler kuranlara kendilerine gelmelerini öneriyorum. 

Tribünlerde 80’li ve 90’lı yılları yaşamayan ‘bazı’ gençler o yıllarda büyük mücadeleler vermiş insanlara karşı zaman zaman saygısızlaşabiliyorlar.  

Hele ki Selim gibi bayrak adamlara karşı olunca bu çok can sıkıyor. 

O kişilerin çoğu daha babalarının yediği portakalda vitaminken, Selim Bursaspor kavgaları veriyor karakollarda sabahlıyordu. O yüzden herkes haddini bilmeli. 

Gelelim Selim’in açıklamalarına… 

Katıldığım yerleri var ama katılmadığım yerleri daha fazla. 

Öncelikle Süper Lig’e dönüş için birlik beraberlik içinde olduğumuz bir dönemde Selim gibi tribün için önemli bir ismin daha yapıcı olması gerekiyor. 

Yönetimin iletişim sorunu yani sosyal medyayı yanlış kullanışı ve Mustafa Er’in ayrılışı ile ilgili bende sert eleştirilerde bulundum; ancak yapılan bir iki yanlışa bakarak diğer yapılan fedakarlıkları görmezden gelmek veya basitleştirip küçültmeye çalışmak olmaz. 

Adanur ve arkadaşları son 4-5 yönetimin bıraktığı enkazla boğuşuyorlar.  

Önceki yönetimlerin hurdaya çıkardığı arabayı iki ayda tamir edip çalışır hale getirdiler.  

Üstelik bunun çoğunu ceplerinden değil, gelir kaynakları oluşturarak yaptılar.  

Ki hepsini ceplerinden vererek yapsalardı daha kötüydü. Değişen bir şey olmayacak, borç daha da artacaktı. 

Evet acemiler, yanlışlar da yapıyorlar; ama göreve geldiklerinden bu yana baktığımızda artıları eksilerinden çok ama çok fazla. Kaldı ki şampiyon yönetim bile hatalar yapıyordu.  

Bu yönetiminde yapması doğal. Onlar hata yaparsa biz eleştiririz. Ama kırmadan dökmeden.  

Ha! bariz, kasıtlı ve Bursaspor’a zarar veren hatalar yaparlarsa kırarız da, dökeriz de o ayrı. 

Ancak dilerim bundan sonra da bugüne kadar olduğu gibi artıları fazla olarak devam ederler. 

Böyle devam etmeleri için camianın da yani bizlerin de onlara yardımcı olmamız lazım.  

Yanlış yaparlarsa beni tanıyorsunuz o yanlış üzerinden eleştirimi yine yaparım; ancak şu dönem yönetim desteği hak ediyor. 

O yüzden Selim gibi tecrübeli ve sözü dinlenen adamların biraz daha yapıcı olması gerekiyor.  

Çünkü o Selim Divan başta olmak üzere birçok önemli ismin yapamadığını yapıp Bursaspor’un hakkını arama savaşı veriyor. Bunları yaparken diğer taraftan yıkıcı olmamalı. 

TEKNİK DİREKTÖR KİM OLACAK? 

Gelelim herkesin merak ettiği Teknik Direktör kim olacak? konusuna… 

Öncelikle yönetim hata yapmak istemediği için ağırdan alıyor.  

Fatih Tekke, Tamer Tuna ve Yalçın Koşukavak şu an düşünülen ve öne çıkan isimler. 

Emre Belözoğlu’nu da önerenler var; ancak yönetimin şu ana kadar öyle bir düşüncesi olmadı. 

Yalçın Koşukavak’ı bazı futbolcuların önerdiği bilgisini aldım. 

Yönetime Yücel İldiz önerileri de geliyor. 

Ancak şu an ifade ettiğim gibi Yalçın Koşukavak, Fatih Tekke ve Tamer Tuna en çok değerlendirilen isimler. 

Yönetimin işi zor. Gerçekten çok bıçak sırtı bir durum. 

Zira Bursaspor’a tam anlamıyla uyacak bir profil görünmüyor.  

Camia ile kan uyuşmazlığı yaşayacak bir teknik adam her şeyi berbat edebilir. 

Benim görüşümü merak edenler için ise şunları söyleyebilirim… 

Şu an iki transfer daha düşünülüyor. Baskılı bir oyun oynayacak bir kadro oluşturuldu. 

İsimlere baktığımızda bu net olarak görülebiliyor. 

Dolayısıyla cesur futbol oynatacak bir hocanın çok daha doğru bir tercih olacağını düşünüyorum. 

Daha önemlisi camiadaki baskıyı göğüsleyebilecek yani çelik gibi sinirlere sahip, tecrübeli, lider yapıda hoca kriterlerini büyük ölçüde karşılaması gerekiyor.  

Bende öne çıkan isimler var. Ancak buraya yazınca yanlış yorumlanabiliyor.  

Bu arada Pablo'nun yeni hocanın kadrosunda yer alması çok iyi olur. Bu konuda ikna edilebileceğini düşünüyorum.

Özetle Hoca konusunda Yönetimin doğru kararı vermek için ağırdan almasını doğru buluyorum.  

Bütün sezonu riske atmamak için bir maçı riske atmak akıllıca bir hareket tarzı.  

Dileriz en doğru tercih yapılır. 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?