USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Koronavirüs ‘Nerde o eski bayramlar’ dediğimiz günleri bile arattırdı!

21-07-2021

Bizim kuşak bayramlarda bir araya geldiğimizde illa eski bayramlardan özlemle söz ederiz…

 Eskiye duyulan özlemin pek çok nedeni var elbette…

Ama bir nedeni de o güzel günlerde bizlerle birlikte olan büyüklerimizin, anne ve babalarımızın, sevdiğimiz büyüklerimizi9n artık aramızda olmayışı…

Ama elbette hem dini hem de milli bayramlar açısından sahiden de çok hayıflanacak şey var… Özellikle de dini bayramlar artık tatil olarak algılanıyor.

Hele de hafta sonu tatilleriyle birleştirilip resmileşince hepten şehirler boşalıyor… 

Annemi kaybedeli neredeyse 17 yıl oluyor. O yılı takip eden ilkinden itibaren dini bayramların ilk günü evde kaldım. Yani çalışmadım. Annem gibi Boşnak böreği yapıp konukları bekledim. (17 yılda 34 bayramın sadece birinde arkadaşlarımla birlikte Turanköy’de birkaç gün kaldık… )

Beterin de beteri varmış, derler ya…

İşte “Eski bayramları özleyip hayıflanırken, eskileri yad ederken, Koronavirüs çarptı hepimizi… Bayramlarımızı da…
Ramazan Bayramı’nı evlere kapanmış vaziyette geçirdik… Geçen seneki  de öyleydi.

 Kurban Bayramı’nı  da Kovid-19 salgını gölgesinde dikkatli, özenli bir şekilde kutluyoruz…

Bugün Bayram’ın ikinci günü…

Partilerin bayramlaşmaları var. Sadece CHP  Bursa İl örgütü bayramlaşma yapmıyor. Genel Merkez’den gelen talimat öyle. Salgının henüz bitmediğinden hareketle böyle bir karar alınmış.
Ben de bugün bayramlaşmalara gidip izleyecektim.  Vazgeçtim… Bugün öğleden sonra öğrendim di, akranım  teyze oğlu Mustafa Sevinç Kovid ve Şehir Hastanesi’nde yatarak Kovid tedavisi  oluyor. Çift Sinovac aşılı olduğu için öksürüğünü önemsememiş. Yeni Saraybosna’dan dönmüştü. Üşüttüğünü düşünmüş, ancak oğlu ısrarcı olup hastaneye götürmüş. Röntgen tetkiklerinde ciğerler alarm verince test  yapılıyor; pozitif… Şimdi aile boyu karantinadalar. Teyzemiz de yaşlı ve kronik hastalıkları var. İnşallah ona geçmemiştir ve bizim Koca Boşnak Mustafa kardeşimiz de bir an önce iyileşir.

Yani hastalık yokmuş gibi yaşamak hastalıktan bizi korumuyor.

Bizi koruyacak olan sosyal mesafe, maske, hijyen… Kaç gündür tedirginim. İnsanların dip dibe olduğu iki toplantıya katıldım.

Hatta birinde sandalyeler normal gündekilerden de daha sıkışıktı; aradan bir sandalye çıkartarak mesafeyi birazcık da olsa aralamaya çalıştım. Ama diğerinde sıcak haberin akışına kapılıp kendimi korumayı unuttum… Bu işin şakası yok. Aşı olan da hastalanıyor. Sanırım bu yüzden çift sinovac yapanlara tek doz biontech aşısı öneriliyor…

Bu yıl pandemi koşullarında kutlanan dördüncü dini bayram. İkisi tam kapanmayla geçti. Sonuncusu bir asır önce yaşanan küresel salgının yaşayan tanıkları oldum. Hayatımız ablukaya alındı. Resmi ve dini bayramlarımız da öyle…

Kimseye gidemediğimiz, kimsenin gelemediği bayramlarda biz kadınlar evimizin perdelerini yıkadık. Camı çerçeveyi, yerleri sildik süpürdük. Böreklerimizi, tatlılarımızı yaptık. Kendimizden başka yiyecek kimse olmadığından az yaptık, ama yaptık. Alışkanlık işte…

Hastalıktan korunmak adına sevdiklerimizden ayrı düşmekle kalmadık; gündelik yaşam biçimimizi alışkanlıklarımızı da değiştirdik.

İnsanlar torunlarıyla, evlatlarıyla, aile büyükleriyle, yakınlarıyla, dostlarıyla, sevdikleriyle telefon üzerinden sesli ya da görüntülü bayramlaştılar.

Torunlar dede ve ninelerinin hayali ellerini öpüp alınlarına götürdü. Çocuklar da hayali harçlıklarını ve hayali şekerlerini aldılar sanalda...

Ve  dedim ki; “Eski bayramları özlediğim geçen seneki bayram ne kadar güzelmiş!..”

Bir şey yitirmeden kıymetini anlamıyoruz…

O yüzden bu yıl hiç “Nerde eski bayramlar” diye hayıflanmadım.  Zira bize bu sözleri sarf ettiren bayram günlerini bile fazla değil iki yıl öncekileri dahi mumla aradık.

Koronavirüs gölgesi olmadan iki lafın belini kırarken eskisi gibi ‘Nerde o eski bayramlar’ diye hayıflanacağımız günler temenni ediyorum…

 

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?