USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Merhabalar; ‘Nefesim yettiğince yazmaya devam!’

05-07-2021

Yerel basında Bursa Hakimiyet, Olay, Bursa Haber ve son olarak da  YeniDönem gazetelerinde çalıştım…

2008-2010 yılları arası gündem16.com internet sitesi ve dergisi vardı… 2 yıl çıkardığımız Gündem 16’da dergi yayıncılığını da öğrendim. 

Sanayi Bakanlığı tarafından verilen ulusal Tüketici Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği’nin Türkiye Haber Ödülü gibi ulusal ödüllerin yanı sıra başta Bursa Gazeteciler Cemiyeti olmak üzere çok sayıda kuruluştan basın ödülüne layık görüldüm.  Son yıllarda herhangi bir yarışmaya katılmıyorum. Genç meslektaşlara yol vermek lazım…

Kendimi oldum olası saha gazetecisi olarak tanımladım. Söyleşiyi, haberi kaynağıyla bizzat görüşerek, gözlerine bakarak yapmayı hep tercih ettim. Uzaktan soru yollayıp cevap isteyerek hiç söyleşi yapmadım…
Kimi haber kaynakları soruları gönderin, biz yanıtlayalım, derler… Ya da yayınlanmadan önce görmek isterler… Alıştırılmışlık hali. Hiçbirini kabul etmedim…
İnsanların gözüne bakmak lazım, beden dilini görmek lazım. Bir bütün olarak resmi görebilmenin bir yoludur bu. Samimiyetini, içtenliğini ölçersin. Çektiğin fotoğrafa da yansır bu zaten. Dolaysıyla yaptığın söyleşiye, habere ya da yoruma…

Ama Kovid-19 salgını çarptı beni, benim gibi gazetecilik yapanları. Kendini saha gazetecisi olarak tanımlayanları…

Bir yıl boyunca oturduğumuz yerden yazı yaptık. Birkaç önemli toplantı ya da haber konusu olabilecek durum haricinde dışarıya bile çıkmadım. Pek çok meslektaşım gibi…

Aktif haber üretimini İHA; DHA; AA gibi haber ajanslarına bıraktık… Onlar salgının en ağır olduğu dönemlerde bile sokaklarda, haber peşindeydiler. Can sağlıklarını riske atarak kent gündeminin nabzını tuttular. Tüm ajans yöneticilerini, muhabirlerini yürekten kutluyorum.

Bense büyük sözüme tövbe etmiş halde, evden yazmayı sürdürdüm. Kelimenin tam anlamıyla sermayeden yedim. Yani yıllardır bu şehirde biriktirdiğim insan kaynaklarımla birlikte yürüdüm. Dostlar da sağolsun! Nerede bir şey görseler, duysalar paylaştılar. Öyle öyle salgın ve kapanma koşullarında da yazındaki varlığımızı sürdürebildik…

Herkes gibi bol bol kitap okudum. Bol bol film izledim. Can sıkıntısından bol bol çekirdek çitledim. Herkes gibi pandeminin ilk aylarında sevdiklerimizden uzak kaldık. Ve şimdi yeniden herkes gibi sosyalleşmeye uyum sağlamaya çalışıyorum…

Öte yandan meslek nerelerden nerelere evrildi!

Şunun şurasında 20 yıl önce eski Canon ya da Pentaks makinelerle fotoğraf çekiyorduk. Her türlü ayar manueldi. Mesafeyi gözle ayarlardın. Hala mesafe ölçüm çok iyidir. Akşam olup da filmleri kestirip karanlık odaya verdikten sonra, kedinin ciğerci önünde beklemesi gibi karanlık oda önünde beklerdik. “Acaba nasıl çıkmıştı, net miydi, flumuydu?”  Fotoğraf kötüyse konu da güme giderdi zira!  Öyle kafana göre fotoğraf da çekemezdin. Yasaktı! Her haber için en fazla 3, 4 kare! O kadar! Magazinciler torpilliydi. Onlar fazladan çekebilirdi. Yazı işler Müdürü’nün dırdırını çekmemek için kendi paramla dia alır, fazladan çektiğim fotoğraflarda kullanırdım.
O zamanlar gazetelerin temel taşı muhabirlerdi. Belediye, sağlık, eğitim, polis, adliye, ekonomi, spor, magazin, kültür, valilik, politika muhabirleri vardı. Öyle birer kişi de değildi. Editör olmak bir terfiydi. Şimdi kağıda basılan gazetelerin çoğunda hiç muhabir yok! Kimisinde ise tek muhabir var! 

20 yılda o kadar çok şey değişti ki. Teknolojik sıçrama aldı başını gidiyor. Dijital dünyada her gün yeni bir keşif yapılıyor. Artık yapay zekanın robotlara talimat verdiği bir dünyaya evriliyoruz.

Kamu adına yapılan gazeteciliğin kıymeti her zamankinden fazla aslında. Ama yapılabilmesi git gide güçleşiyor.

Eskiden bilgileri gazetelerden kesip kesip konusuna uygun şekilde dosyalardık. Siyasilerin, STK liderlerinin isimlerini yanlış yazmamak lazımdı. Her birini ezberlemek zordu. O yüzden yazar, not alır, dosyalardık. Gerektiğinde oradan bakardık.
Şimdi her şey çok ama çok daha kolay. Bir tıkla bilgiye ulaşabiliyorsunuz. Artık haberde dijital fotoğraf makinesi bile kullanılmıyor. Cep telefonları ile fotoğraf ve video çekebiliyorsunuz.

Artık haberler ajanstan alınıyor. O yüzden de bütün haberler aynı başlıklarla aynı ifadelerle yer alıyor”

Ve eğrisiyle doğrusuyla sosyal medya var. Bilginin en hızlı dolaşıma girdiği ve haber kaynağına da dönüşebilen, hızla kamuoyu oluşturabilen bir mecra. Doğrular kadar yalanların da kabul gördüğü bir yanıyla çok ürkütücü, bir yanıyla da yararlı dünya…

Gazetecilik, dijital devrimin en önce önüne katıp sürüklediği bir meslek…

Her şeye karşın az sayıda da olsak biz gazeteciler günün koşullarında gereği gibi yapmaya çaba gösteriyoruz… Öte yandan yaş ilerledikçe de git gide kentin hafızası oluyorsunuz…

Özetle…. Taa en başından beri hep yazdığım gibi yazmaya devam edeceğim. Kimi zaman Ezop diline sığınarak, kimi zaman daha net olarak…. Eğitimden siyasete, akademik odalardan kadın sivil toplum kuruluşlarına, toplumun dezavantajlı kesimlerine, işçi ve memur sendikalarına, çevre sorunlarına, dek uzanan geniş bir yelpazede yazmayı sürdüreceğim… Pek fazla kişinin görmediğini görmeyi ve göstermeyi de!...

Nefesim, aklım yettiği sürece…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?