USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

FORMALAR 

03-07-2021

Bursaspor yeni sezon formalarını belirleme aşamasına taraftarları da dahil etti. 

Bu uygulama daha önce yapılmamıştı.

Ürünü alacak kişiye ürünü sormak bir nevi ön sipariş almak gibidir. 

Emin Adanur ve arkadaşları farklı satış stratejileriyle takdiri hak ediyor. 

Müşteriyi Jüri yapmak gerçekten akıllıca. 

Her şeyi geçtim, taraftarı forma seçimine dahil etmek, aidiyet, birliktelik ve motivasyon açısından çok ama çok doğru bir uygulama. Taraftarı bu tarz konulara ortak etmek çok önemli. 

Ayrıca Nike anlaşılması da beni mutlu etti. Şahsen yıllardır özellikle Adidas, olmazsa Nike ile anlaşılmasını istiyordum.  

Bu yüzden haberi alınca mutlu oldum.  

MODELLER NASIL? 

Peki modelleri nasıl buldum? 

Öncelikle o kısma girmeden önce çok sık dile getirilen bir konuda birkaç şey söylemek istiyorum. 

BURSASPOR’UN KLASİK BİR FORMASI YOK 

Bunu daha önce de ifade ettim. Bursaspor’un klasik bir forması yok. 

Yani “Bursaspor” dendiğinde taraflı tarafsız herkesin aklına gelen bir model yok.  

Türkiye’den örnekle Galatasaray’ın parçalısı, Fenerbahçe’nin çubuklusu gibi dersem daha net anlaşılır.  

Bizde Çubuklu ve Ajax modeli için “Klasik formamız” söyleminde bulunanlar var; ancak o modellerle özdeşleşen kulüpler var maalesef.  

Peki o model formaları kullanalım mı? Evet kullanalım tabi ki. Özellikle Ajax modelini bende seviyorum.  

Ama köklü bir kulüp olarak klasik forma eksiğimizi de artık gidermemiz lazım. 

Bu konuyu çok rahat da çözebiliriz. Eskiden bugüne kullanılan bazı modellerin ve yeni tasarımların yer aldığı bir yelpazede bu seçim yapılabilir. Önerilerle tasarım da şekillenebilir. 

Sonuç olarak bize özgü bir klasik modeli de bu şekilde bir anketle belirleyebiliriz. 

Model sayısı çok daha fazla olmalı tabi ki. Şık ve en azından Türkiye’de başka hiçbir kulübün kullanmadığı bir tasarım zaman içinde “Bursaspor’un klasik forması” olarak hafızalara yerleşecektir.  

Şu tahta ve transfer işleri hal yoluna konduktan sonra, uygun bir zamanda bu konuda harekete geçilebilir. 

Gelelim modellere… 

Bu sezon formalarını beğendiğimi söyleyebilirim. Oldukça şık tasarımlar.

HEM JÜRİ HEM MÜŞTERİ 

Altı modelin hepsi de kullanılabilir. Ancak modeller 4’e inecek. Seçimi çok sayıda taraftar yapacağı için yüzdesi yüksek bir isabet sağlanacak. Çünkü jüri ne kadar kalabalıksa ve yukarıda da ifade ettim, o jüri aynı zamanda müşteriyse tam isabet olur. 

Yalnız bu sene formalara geçmiş senelerden çok daha fazla ilgi gösterilmeli. Hala 3-5 yıl hatta 10 yıl öncesinin formalarıyla gelenleri görüyorum.

Öyle 3-4 binde kalınmamalı. En azından stada gelecek 22 bin kişide yeni formalardan görmek isterim açıkçası.

YEŞİLİN TONU 

Formalar hakkında iki noktaya daha değinmek istiyorum. 

Öncelikle yıllardır yeşil renk tonunun canlı olması gerektiğini ifade ediyorum.  

Çünkü ana rengimiz yeşil. Beyaz görüntü açısından etkisiz bir renk. 

O yüzden yeşilin hakkını vererek kullanmalıyız. Koyu yeşil sahada da tribünlerde de güzel durmuyor.  

6 yaşında ilk kez maça gittiğimde Bursaspor’un o zamanki canlı yeşilini görüp “Ben bu renk formalı takımı tutacağım” dediğimi hatırlıyorum.

O an son yıllarda kullanılan koyu yeşili görsem öyle etkilenmeyeceğimden eminim. Özetle renkler kadar tonları da insanı kendine çekebiliyor. 

Bu konuda Nike’tan bir istekte bulunulabilir mi bilmiyorum. Denemekte fayda var. 

İÇ SAHA FORMASI 

Yeni formaların içinde siyah da var, beyaz ağırlıklı olan da var.  

Önceki senelerde satışa sunulan kırmızı, mavi, turuncu, gri renkliler var.  

O eski formalarla maçlara gelenler de var. 

Böyle olunca da tribünde bir bütünlük olmuyor. 

Bu bütünlüğü sağlamak için kulüp bir formayı “İç saha forması” olarak belirlemeli.  

Forma alamayacaklar için aynı tonda uygun fiyatlı tişörtte satışa sunulabilir. 

Taraftarlar da iç sahadaki maçlara sadece o modeli giyerek gelirlerse müthiş bir ambiyans ve bütünlük olur.  

Sahaya çıkan deplasman ekibi bir sahaya bir tribüne bakar ve 11 değil binlerce kişiye karşı oynayacağını hisseder. Böylece daha en baştan psikolojik üstünlüğü kurmuş olursunuz. 

O eski “Dizleri titreten” Bursa Deplasmanı havasını tekrar kazandırmak için bu tarz bir organizasyon iyi bir başlangıç olur diye düşünüyorum.  

Takdir sizlerin ve yönetimin… 

Yazımı farklı bir konuya paragraf açarak bitirmek istiyorum. 

Divan Kurulu’nun yeni Başkanı Sayın Galip Sakder aradı. 

Hatırlayacaksınız Divan seçimi öncesi ve sonrasındaki yazılarımda ve sosyal medya hesabımda “Sakder döneminin Şankaya ve İdris dönemlerinde farklı olmayacağı” yönünde endişelerimi dile getirmiştim. Galip Bey telefon konuşmamızda özetle kesinlikle endişelendiğim gibi olmayacağını, yeniliklerle dolu, aktif ve Bursaspor’un haklarını ‘gerektiği gibi’ savunan bir Divan Başkanlık Kurulu olacaklarının sözünü bir kez de bana verdi ve benim ve tüm Bursasporluların desteğini istedi.  

Bu şekilde bir yönetim anlayışı sergilerlerse hem benim hem de tüm Bursasporluların desteğini zaten otomatikman alacaklarını ben de kendisine ifade ettim. Bunu başarmaları Bursaspor’un iyiliğine olur.  

Dolayısıyla ben ve her Bursasporlu bunu ister. 

Başarılar dileyerek bekleyip görelim. 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?