Bursaspor Kulübü’nün 170 milyonu yöneticilere, 50 milyon futbolculara olmak üzere diğerleriyle birlikte toplamda 546 milyon lira borcu olduğu belgelendi. Mali uzmanlara göre döviz seyrinin bugünkü hızıyla sürmesi halinde bu borcun 2022’de 1 milyar liraya tırmanması çok muhtemel...
Bursaspor’un“nükleer denizaltı” değil, hani son günlerde ürpererek izlediğimiz deniz dibindeki müsilaj görüntüleri gibi midye bağlamış kadim bir batık olduğunu gözler önüne seren bu mali tablo tüyleri diken diken eden bir korku filmi gibi!
“Borç yiğidin kamçısı” der eskiler. Eksik söylemişler, borç, artık Türk insanının olmazsa olmazı. Toplumun her katmanı öyle ya da böyle bir yerlere borçlu...
Ne var ki; Türkiye’deki mevcut spor yasası, yönetimleri ‘har vurup harman savurmaya’ itiyor.
Laz Bakkal usulü anlatalım: “İstediğin kadar harca, borç yap, görev süren bittiğinde elini kolunu sallaya sallaya görevi bırakabiliyorsun.”
Kimse, “Dur, sen yanlış yönettin, kulübü zarara uğrattın, tazminat öde” diyemiyor!
Mesela Bursaspor...
İşte bu yüzden 2013’den bu yana Özlüce’ye gelen her yönetim har vurup harman savurmuş. Espri bir yana; ne haldeymiş Bursaspor yahu?
Kaynak tükenince de kulübün isim hakkından tutun, reklam gelirine, kombineden, yayın parasına kadar gelecek yıllardaki olası gelirler harcanmış, hatta banka kredisi ile satın alınan taşınmazlar, bir başka bankaya teminat gösterilip, yeni borçlanmalar gerçekleştirilmiş...
Yerlisi yabancısı ile kof çıkan onca transferlere harcanan paralar, menajerlere savrulan komisyonlar da işin cabası...
İşte gelinen nokta:
Uçana kaçana borç, bugün itibarıyla bankada sıfır bakiye!
Formaydı, kombineydi, kampanyaydı dişinin kovuğuna gitmez bu borcun.
Dilerim ve de umarım göreve iddialı bir başlangıç yapan Hayrettin Gülgüler yönetimi inşallah bu enkazın altından kalkar.
Dost acı söyler derler ama biz yine de söyleyelim:
Eğer onlar da başaramazsa geriye bir imam bulup Fatiha okumak kalır...
