Kongreye bugün itibariyle iki hafta kaldı.
Öncelikle bana da çok sorulan “Tek oturumla yapılacak olması problem teşkil eder mi, yani ileride dava açan olursa kongre iptal olabilir mi?” Sorusunu hukukçulara sorduğumda, her şeyin kurallara uygun olduğu cevabını aldığımı ifade etmek istiyorum.
Kısacası dava konusu olsa bile sonuç çıkmayacağı bilgisini net olarak aldım diyebilirim.
Gelelim adaylara…
Geri sayım sürerken adaylar ne alemdeler, neler yapıyorlar?
Kısaca değerlendirmek istiyorum.
ERKAN KAMAT
Mevcut Başkan Erkan Kamat başkanlık döneminde olduğu gibi seçim yarışında da sessizliğini anlamsızca koruyor. Geride bıraktığı dönem yapamadıklarını, yeni döneminde nasıl yapabileceğine dair en ufak bir cümle kurmuyor.
İnsanlar aday olmasına bile anlam veremezken, o bunun nedenini açıklamaya bile tenezzül etmiyor.
Kongre üyelerinin beklentisi bu yönde iken O’nun tarafından gelen açıklamalar ise; ancak yönetim listesindeki isimlerin istifa açıklamaları oluyor.
Adaylığını duyurduğunda bazı kesimler “Yönetimi diğerlerinden daha güçlü” şeklinde değerlendirmede bulunmuştu. Ancak Erkan Kamat’ın listesinden o güçlü isimlerin ayrılması kongre üyeleri arasında “Yönetici arkadaşları bile güvenmiyor bir nasıl güvenelim?” sorusunu sordurmaya başladı bile.
Kısacası Erkan Kamat kalan 15 günde kamuoyunu ikna edebilecek hamleler yapmazsa yani atağa geçmezse işi kolay görünmüyor.
Bu arada kulübün mali tablosunu, ne kadar borcu olduğunu, borçların kimlere ve ödeme zamanlarını ortaya koyacak bir tabloyu kamuoyu ile bugünlerde paylaşmasını herkes kendisinden bekliyor. Bunu yaparsa en azından seçilecek kişi “Biz borcun bu kadar olduğunu bilmiyorduk” cümlesinin arkasına sığınamaz. İlaveten borç miktarı ile ilgili dedikodulara son vermek adına bunun yapılması gerekiyor.
HAYRETTİN GÜLGÜLER
Emin Adanur adayının seçim çalışmalarına bizzat katılıyor.
Listesinde İstanbul Kulübü taraftarı yöneticiler bulundurması eleştiriliyor.
O ise bu durumu “Katkı verecek isimleri bir araya getirdim, önemli olan başarı” şeklinde açıklıyor.
Bu arada ilçeleri gezip kongre üyeleriyle buluşuyor. Aynı şekilde sosyal medyadan planlarını ve hedeflerini duyuruyor. Mustafa Er ile devam edeceğini ifade ediyor. Sportif başarıyı ilk sıraya koyması şansını yükseltiyor diyebilirim. Zira camianın sorunlarının çözümü buna bağlı. Bunun için de transfer tahtasını açıp, kadroyu güçlendireceğinin ve önümüzdeki sezon Bursaspor’u Süper Lig’e döndüreceğinin sözünü sürekli veriyor.
Vaatlerini gerçekleştirebilir mi tabi ki bilemiyoruz. Açıkçası sütten ağzımız yandığı için yoğurdu üfleyerek yiyoruz ve temkinli yaklaşıyoruz.
Ancak Adanur’un camianın beklentilerini hedef olarak ortaya koyabilen aday profiline vaatleriyle yakın olduğunu söyleyebiliriz.
SERDAR ACARHOROZ
Altif bir görüntü çiziyor. Ancak kendisi ile ilgili kamuoyundaki güven sorununu aşmak için yoğun çaba sarf ediyor; ancak yöntemleri yanlış.
Bunu ilk olarak elektrik krizinin çözümünü duyuruş şekliyle gördük.
Seçilirse Mustafa Er ile davam edeceğini Acarhoroz da net olarak ifade ediyor.
Ancak Er ile görüşmeden transfer edeceği isimleri kamuoyuna açıklıyor.
Hepsini geçtim o transferleri yapabilmek için transfer tahtasının açılmış olması gerekiyor.
Tahtayı açmak için planladığı yöntem dikkate alınır gibi değil.
Yani kulübün borcu olan yabancılara “Alacağınızda indirim yapın yoksa gerçek transfer rakamınızı ülkenize bildiririm, vergi cezası yersiniz” tehdidi kimseye sökmez.
Bu plan gerçekten ciddiye alınır gibi değil. Kimse de almadı zaten.
Geçtiğimiz hafta yaptığı basın toplantısında diğer iki adaya seslenerek “Kulüp -6 hatta -9 puan silme cezası almak üzere, bunu engellemek için 21 milyon lira gerekiyor. Gelin bu parayı birlikte ödeyelim aksi takdirde ben tek başıma ödeyeceğim” demişti. Bu açıkçası güzel bir çağrıydı.
Ancak diğer adaylardan ses çıkmadığına göre. Acarhoroz’un sözünü tutup elektik borcunda olduğu gibi o borcu da üstlenmesi gerekiyor; çünkü bu sözü verdi. Hatta öyle bir şey yaparsa küçük bir şov yapması bile bu kez mazur görülebilir.
Ancak medya önünde açık açık ben tek başıma öderim dedikten sonra bunu yapmazsa seçimde şansı çok düşer.
Timsah Arena isim hakkı için ortaya koyduğu TOGG hedefi doğru bir tespit; ancak henüz göreve gelmeden bu konuda Ankara'daki başladığını idddia ettiği temeslarının sonuç bulması imkansız. Zira Ankara'daki zat-ı muhteremler seçilmiş başkanları bile pek kaale almazken, henüz göreve gelmemiş birini hiç almazlar.
Son olarak yaptığı “Önümüzdeki sezon maçları ücretsiz yapacağım” açıklaması ise kendisi adına talihsizlik camiaya uzak olduğunun bir göstergesi oldu diyebiliriz.
Acarhoroz’un popülist söylemlerle Bursasporluları kandıramayacağını düşünmesi gerekiyor.
Zira son 7-8 senede Bursasporlular bu tip söylemlere fazlaca maruz kaldıklarından artık herkes tecribeli. Zaten böyle bir beklenti de kimsede yok.
Bursaspor camiasının tek beklentisi, Timsah Arena’ya bedava girmek değil, O Timsah Arena’ya Bursaspor’un Süper Lig maçlarını izlemek için girebilmektir.
Bunun için de yapılması gereken bellidir.
Eldeki kaliteli isimlerin kaçırılmaması, transfer yasağının kaldırılması, kadronun kaliteli isimlerle güçlendirilmesi ve önümüzdeki sezon sonunda Süper Lig’e dönüş.
Şu an bunu yapabilecek her kimse o seçilsin temennisi her Bursasporlunun aklında olan şey.
Bunu kim yapmış, ne vaat etmiş, nasıl yapmış çok da önemli değil.
