Lig bitti, gözler Bursaspor kongresine çevrildi. Genel Kurul için geri sayıma geçilmesine rağmen camiada pek fazla bir hareketlik gözlenmiyor. Siz bu manzarayı nasıl yorumluyorsunuz?
Önce şu gerçeğin altını çizelim; başkan bulmak kolaydır da, lider bulmak zordur… İbrahim Yazıcı’nın ardından efsane başkandan, kestane başkana geçildiği dönemleri hep beraber gördük yaşadık ve de yaşamaya devam ediyoruz...
Bursaspor sadece kulüp değil, 100’ün üstünde çalışanıyla bir müessesedir. Hiçbir şart ve hiçbir durum karşısında asla ödün veremeyeceği ilkeleri vardır. Yakın geçmişe kadar bu ilkeler; kim olursa olsun, hiç kimsenin hatırına delinemezdi. Ne yazık ki son dönemlerde yazılı olmayan bu kurallar ayaklar altına alınıp çiğnendi. Camiada kimseye güven duygusu kalmadı. Büyük vaatlerle iş başına gelen başkanlar ve yönetimleri hayal kırıklığı yarattı ve de inanç olarak müthiş bir erozyona uğrattı. Karl Max ‘cehenneme giden yollar iyi niyet taşlarıyla örülüdür’ der… Özellikle son 3 sezondur iyi niyetle yola çıkan her seferinde duvara toslayıp devrilen Bursaspor otobüsü ile üst üste üç mayıstır cehennem azabı yaşayan taraftar ortada…
Bursaspor’da başkanla birlikte 13 yönetici var ama son söz başkanın olduğuna göre yaşanan sıkıntı kulübün 1 numaralı isminin iş bilmez yetersiz ya da beceriksiz olmasından mı kaynaklandı?
Sözünü ettiğiniz olumsuz nitelemelerin hepsi geçerli, hatta daha da fazlası var.
Bir eğitimci olarak şunu söyleyebilirim. Son dönemlerde göreve gelen tüm başkanlar genel kurullarda yaptıkları seçim konuşmalarında ‘geçmişteki hatalardan ders aldık’ demelerine karşın ya ikmale kalıp ‘Öğretmenler Kurulu Kararıyla’ sınıf geçtiler ya da son 3 başkan döneminde olduğu gibi sınıfta çaktılar! Bu da derslerine iyi çalışmadıklarının çok açın ve net bir göstergesi.
Demek oluyor ki; sorun sadece sportif başarısızlık değil!
Artık sağır sultan bile biliyor ki; başkanın çevresini sarıp sarmalayan maaşlı 3-4 danışmanı başta yerel medya olmak üzere Bursaspor’un önemli dinamiklerini/akillerini yakınına sokmayıp onu kulübün menfaatine yönelik yapıcı eleştirilerden, fikir alışverişlerinden uzak tutmayı başardılar.
Bugün itibarıyla yaklaşan seçim öncesi aday bazında ortaya çıkan fotoğrafı bir değerlendirebilir miyiz?
Mevcut manzaraya baktığımızda ‘ben varım’ diyerek yönetime talip olan 1,5 aday var! Buçuk diyorum, adaylığını açıklayan bir ismin camiada pek kabul görmediği anlaşılıyor. Gerek yazılı gerekse görsel medya gazetecilik deyimiyle ‘görmezden gelip’ haber yapmadılar henüz. Keza10’a yakın Bursaspor odaklı internet sitelerinden bir ikisi hariç bu haber yer vermeyip adaylığını hiç gündeme getirmediler..
Bu durumda geriye Emin Adanur kalıyor. Kendisini tanımadığım için yakın çevresindeki dostlardan edindiğim bilgilere göre gençliğinin dinamizmi ile atak ve gözü kara bir profile sahip. Ekonomik yönden de güçlü olduğu söyleniyor. Yoğun baskılara rağmen liste birleşimine yanaşmadığı konuşuluyor. Tüzük gereği süresi dolmadığı için başkan olamıyor. Ali Ay yönetiminden tanıdığımız Hayrettin Gülgüler başkanlığında yakın çalışma arkadaşları ile bir liste hazırladığı biliniyor. Yönetiminde oteller zincirinin sahibi bir isimle, Sudan’da yatırımları bulunan bir iş insanın olduğu duyumunu aldım. Bunların ötesinde teknik anlamda hiçbir Bursasporlu’nun ‘hayır’ diyemeyeceği eski bir futbolcu ile el sıkıştığını ama seçim vaadi olmasın diye dillendirmediği de söyleniyor.
Hemen altını çizelim, eski başkan Ali Ay’ın Erkan Aydemir liderliğinde seçime girme konusunda son anda vazgeçtiği, mevcut Başkan Erkan Kamat’ın ise yeterli imzayı topladığı son anda seçime gireceği iddiaları da var. Bursaspor açısından umarı ve dilerim hayırlısı olur.
