Timsah Arena’da iki takım var. Var olmasından var da; içlerinden ev sahibi olanı çoktan dükkânı kapatmış, “geçici olarak kapalıyız” tabelasını asmış...
Öyle ki kartvizitinde devasa bir kentin temsilcisi olarak ‘Eski Süper Lig Şampiyonu’ yazmasına rağmen Play’in Off’una bile kalamamış! Konuk ise başkentin 900 bin nüfuslu bir semt takımı kimliğiyle düşük bir ihtimalde olsa Play-Off şansını değerlendirmek amacıyla sahaya çıkmış...
Önce kendi yenecek; sonra da Altınordu’nun yenilmesini bekleyecek.
Yani; Ankara temsilcisinin gözü Bursa’da, kulağı Balıkesir’den gelecek haberde...
İşte ilk düdük öncesi Bursaspor-Keçörengücü maçının hikâyesi böyle... Karşılaşma başladığında görüyoruz ki; Mustafa Hoca’nın öğrencileri zaten olmayan motivasyonunu zorlamaya gerek görmüyor.
Bursaspor’un pozisyonu yok. Pozisyon yaratmak için çabası yok. Üçte birlik bölüm geride kaldığında anlıyoruz ki; gol yememek için de bir çabası yok.
Nitekim Keçiören’in “ben gol atacağım” diyerek yaptığı bir atakta Timsah’ın sağ kanadını otoban rahatlığında geçen Soner’e ‘dur nereye gidiyorsun’ diye kimse sormayınca onun vuruşuyla 33’de gol geliyor: 0-1...
Gol sonrası Bursaspor bireysel ataklar ile rakip ceza sahasının ön çizgisine kadar iniyor oradan boş olarak dönüyor.
Uzaktan şutlar ya kalecinin kucağına ya da karavana!
Devre biterken santrada Emirhan’dan kaptığı topla direkt Canberk’in kalesine inen Melik, skoru belirliyor: 0-2...
Mustafa Er ikinci yarıya tam dört oyuncu değişikliği ile başladı ama nafile...
Değil 4; 14 futbolcu değiştirse sonuç yine değişmezdi!
Yukarıda dedik ya; Yeşil Beyazlı kramponlar sezonu kafalarında çoktan bitirmişti...
Saha kenarından birileri Altınordu’nun 4 farklı önde olduğunu fısıldamış olmalı ki; Keçiörenli futbolcular da yarım saatlik son dilimde oyunu bıraktı...
‘Dünyanın En Yaşlı Teknik Adamı’ unvanlı hocası Hamdi Yılmaz’ın (75) bitime 30 dakika kala ‘Değişiklik kontenjanını’ kullanması bunun bir kanıtıydı...
22 futbolcu sahada oyun oynamak yerine mahalle tabiriyle ‘maç etmeğe’ başladı...
Orta sahalar sorgusuz sualsiz geçilirken, Bursaspor savunması, hemen her topu sektirdi. Ne kadar enteresandır ki, Keçiören forvetleri de; seken her topu seyretti!
Öyle ki; iftar saatine yakın neticelenecek karşılaşma sahura kadar sürseydi inanın hiçbir şey değişmezdi...
Bu karmaşada Bilal’in farkı üçe çıkaran golü geldi ama tabelacı canı sıkılıp eve gitmiş olmalı ki skorboarda çok geç intikal etti: 0-3...
Geçmiş olsun Bursa!
