TFF 1. Lig’de maratonun bitmesine 90 dakika kaldı ama Süper Lig’e direkt giden yolda iki biletin sahibi belli olmadı. Bu da gerilimi arttırdı karşılıklı suçlamalar tavan yaptı...
Sıralamada ilk üçü oluşturan takımların teknik ve idari sorumlularının çok ilginç iddiaları var. Özellikle Samsun ve Adana cephelerinde ortalık toz duman. Adanademir ile Giresunspor’un son maçlarında yasaklara rağmen tribünlerde 5000 dolayında seyircinin yer alması anlaşılır gibi değil. Her iki ev sahibi takımın yetkililerinin hatta bu kentlerin valilerinin açıklamalarında bu kişilerin sağlıkçı olduğu ifadeleri var. Mesela 140 bin merkez nüfuslu Giresun’da sağlıkçıların tümünü getirseniz bu sayı elde edilir mi; bilemiyorum. Keza aynı soru Adana için de geçerli. Son dönemlerde Ertuğrul Sağlam’ın Samsunspor’a kumpas kurulduğu ya da bu kulüp başkanın Adanademirspor kulübüne yönelik çok ağır suçlamaları var.
Bu nedenle de başkan Yüksel Yıldırım’a İçişleri Bakanlığı’nca soruşturma açıldığını biliyoruz. Maalesef Türk futbolunda yıllardır alışık olduğumuz ama hoş olmayan tartışmalar bunlar. Sesi en çok çıkanın haklı çıkacağı inancıyla kazanan da bağırıyor kaybeden de...
Bursaspor’da üç futbolcunun alacaklarının ödenmediği gerekçesiyle federasyona başvurup kulübe ihtarname göndermeleri yoğun gündem nedeniyle kamuoyunda pek ses getirmedi.
Sadece üç futbolcu değil, Cüneyt Köz’de aynı nedenle Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’na (UÇK) gitti. Ses verecek olanlar sustuğu için Bursaspor açısından çok büyük bir ayıp olan soruya cevap verecek muhatap yok ortada. Oyuncunun; maç başlarını, primlerini, taksitlerini zamanında yatırmazsanız olacağı bu...
Türk futbolunda günün ekonomik koşulları gereği ne yazık ki bireysellikten çıkıp toplu eylemlere yol açıyor. Futbolcu, artık sosyal güvenliğini unuttu.
Her kulüpte yaşanan böylesine sıkıntılara da tamam da, tamam olmayan şu: Eğer bu eylemin içinde Bursaspor alt yapısından yetişen kendi öz çocuklarımız Emirhan Aydoğan ile Burak Kapacak bulunuyorsa, orada durup düşünmek lazım.Demek oluyor ki; canlarına tak etmiş! Bu kulübü yöneten iş adamları fabrikalarında, ofislerinde, atölyelerinde benzer bir işe kalkışanlara nasıl yaptırım getirirdi ki?
Bursaspor’da kongre için geri sayıma geçildi. Listeleri Divan Kurulu’na teslim için 10 günden bir az süre kaldı ancak henüz netleşen bir aday yok ama aday adayları var.
Bir görüşümü paylaşarak devam edelim. Bu tip ‘olağanüstü’ kongrelerden bugüne kadar hiçbir fayda görülmemişken, birer yıl arayla camianın tekrar aynı havayı teneffüs etmesi garip geliyor...Son yıllarda başkan adayları ile listelerindeki yönetici profillerine bakıldığında Bursaspor Kulübü’nün giderek erozyona uğradığı görülüyor... Kulislerde konuşulanlara bakılırsa; iki adaylı bir genel kurul olacak gibi. Genç bir girişimcinin listesiyle ile eski bir başkanın da içinde yer aldığı oluşum yarışacak gibi duruyor. Bu noktada belirtmekte yarar var; eski başkan yönetimde bulunacak ama onun belirleyeceği bir isim başkan adayı olacak. Aday olduğunu her fırsatta tekrarlayan genç adayın tüzük gereği başkan olamayacağı biliniyor. Bu durumda onun kendisinin de yer aldığı emanetçi bir başkan adayının listesiyle seçime girmesi çok muhtemel.
Geçmişte örneklerine tanık olduğumuz üzere söz konusu olası iki adayın birleşip ortak bir liste ile seçime girme ihtimali var mı?
Duyumlarıma göre bu imkânsız gibi. Kendisini hiç tanımasam da, yakın çevresinden öğrendiğime göre aday olduğunu çeşitli platformlarda açıklayan genç iş insanın birleşme konusunda yoğun bir baskı altında olmasına rağmen asla kararından vazgeçmeyeceği yolunda.
Ya kongrede ya da seçilmesi halinde sonrasında olağanüstü genel kurul kararı alarak tüzük değişikliğine gideceği de gelen haberler arasında. Hukukçulara göre böyle bir girişim mümkün ve geçerli.Bursaspor’da kongre kulisleri biraz karışık ama maalesef tablo şimdilik böyle... Bakmayın siz, öyle ‘Bursaspor sahipsiz kalmaz’ diyenlere! Sezon boyunca sanal ortamda atarken mangalda kül bırakmayanlar hani şimdi nerede?
Bursa’yı bir futbol kenti kimliğinden çıkarıp, kongre şehri yapanlara helal olsun.
