Teksas’ın sevilen isimlerinden Burak Korkmaz ve genç kardeşim Onur İbiş'in bana ulaşıp “Abi 7 Mayıs Beşiktaş olaylarında mağdur edilen tribüne en çok sahip çıkan gazeteciydin. O gün ve sonrasıyla ilgili Teksas.Org olarak bir belgesel çekiyoruz. Senin de o belgeselde olman gerekiyor röportaja gelir misin?” şeklindeki davetleriyle mutlu oldum.
Zira 'vefa' camiaları ayakta tutan çimentodur. Teksaslı dostlar o vefayı, o günlerde tribünlerde açtıkları pankartla göstermişlerdi, yıllar sonra da göstermeye devam ediyorlardı. Sağ olsunlar var olsunlar.
Belgesel çekimi için Timsah Arena’ya gittiğimde yüzümdeki tebessüm ise yavaş yavaş kaybolmaya başladı.
Çünkü Bursastore mağazası açıktı; ama zifiri karanlıktı.
Evet elektriklerin kesik olduğunu bilmeyenimiz yok; ancak bu şekilde görünce insanın içi daha da buruluyor.
Sonrasında bazı müşteriler gelince tribünün ve kulübün emektarı sevgili İzzet Vatansever dışarı çıktı ve “Arkadaşlar kusura bakmayın; ama rahatsız edeceğim” diyerek jeneratörü çalıştırmak için uğraşmaya başladı.
İzzet’in kolu her çekişinde yerin dibine girdiğimi hissediyordum.
Evet jeneratörün sesiyle rahatsız olmuş ve biraz uzaklaşmıştık; ama rahatsızlıktan daha çok utanmıştık.
Röportaja gelen diğer dostlarla birlikte sesten kaçıp uzaklaşıyorduk.
Tıpkı şehrin küçük bir kesimi hariç insanların her geçen gün Bursaspor’dan uzaklaştığı gibi.
Oysa uzaklaşmak yerine bu yaşananlardan utanıp, ders alıp kulübe her zamankinden fazla sahip çıkılması gereken günlerdeyiz.
Evet bizi üzen, kızdıran, güvenimizi sarsan çok şey yaşadık. Küskünlüklerimiz, kırgınlıklarımız oldu.
Benim de çok var. Bursa’dan uzaklaşmayı isteyecek kadar hem de.
Ama bu tarz şeyleri ailemizde, sevdiklerimizle de yaşayabiliyoruz. Onları terk edebiliyoruz muyuz?
Yıllarca “Seni Annem gibi sevdim” dediğimiz Bursaspor’u nasıl terk edebiliyoruz peki?
O yüzden “Sevgi eylem ve en önemlisi fedakarlık gerektirir” gerçeği ile hep birlikte yeniden Bursaspor’umuzun etrafında ‘gerçekten’ birleşmek zorundayız.
KRİTİK SÜREÇ BAŞLADI
Evet Başkan Kamat kongre tarihini nihayet netleştirdi. Bir ay sonra Bursaspor Camiası yeni başkanını ve yönetim kurulunu da belirlemiş olacak.
Aday olduğunu söyleyenler var. Aday olabileceğini söyleyenler var. Aday olması için baskı yapılanlar var.
Resmi başvurular yapılsın isimler hakkında da yorum yapabiliriz.
Geçtiğimiz haftaki köşe yazımda “Şehrin ileri gelenleri” başlıklı yazımda birçok isme naçizane davette bulunmuştum. Açıkçası o listedeki isimlerin büyük bir bölümüne bayıldığımı söyleyemem, ki zamanında birçoğuna tepkiler verdiğim oldu.
Ancak şu an kurtulmak için debeleniyoruz, bizi kurtaracak her güçlü ele uzanıp tutmaktan başka çare yok.
Bu yüzden de insan ayıracak lüksümüz hiç yok.
Camiayı tatmin edecek güçlü, güven duyulacak bir başkan ve oluşum göreve gelir çabasındayım anlayacağınız.
Sadece benim çabamla da olacak iş değil bu tabi ki. Herkes gayret göstermeli.
Kulübün içinde bulunduğu gerçekler ve camianın yeniden güven duygusunu kazanabilmesi için göreve gelecek isim çok önemli.
Aksi takdirde yani İbrahim Yazıcı sonrası gibi birileri gelirse çöküş devam eder.
Kısacası Bursasporlular olarak çok önemli ve hayati bir tercih arifesindeyiz diyebiliriz.
Bursaspor camiası, aslında ‘Bursa şehri’ demeliyiz.
Ya silkinip ait olduğu yere yani Süper Lig’e dönecek, başka deyişle aydınlığa kavuşacak ya da ‘yakıtı bile sponsorla alınabilen' jeneratörüyle, ilerleyen günlerde belki de mumlarla ! karanlıkta kalmaya devam edecek.
Bu tercihi hep beraber önümüzdeki bir ayda yapacağız.
