Konuk ekip maç başlar başlamaz önde basarak Bursaspor savunmasını hataya zorlamaya başladı. Bu baskı yeşil beyazlıları oldukça zorladı hatta panikletti. Buna orta alandaki top kayıplarının rakibin hızlı hücumlarına dönüşmesi de eklenince Bursaspor açısından sıkıntılı bir maç olacağı belli oldu.
Rakibin final hareketlerindeki sıkıntısı Timsah için en büyük avantajdı. Bursaspor rakibin baskısını kırıp çıkmaya başladı; ancak aynı sıkıntı Bursaspor içinde geçerliydi. Bir türlü toplar doğru adreslere gidemiyordu.
Bu durum ilk yarı sonuna kadar devam ederken konuk ekip bulduğu golle kendi adına bu gidişatı değiştirdi.
İkinci yarıya da Mustafa Er’in müdahaleleri geldi. Eren, Furkan ve Batuhan sahada yerlerini aldılar.
Özellikle Eren ve Furkan değişikliğini yerinde olduğu ilerleyen anlarda net olarak görüldü.
Oyundan çıkan oyunculardan Özer’in aslında artık hiç sahada olmaması gerektiğini de eklemek istiyorum. Gelecek sezon kadroda olmaması gereken isimlerin en başında Özer geliyor bana göre. Bu yüzden de kalan maçlarda süre almasını gereksiz buluyorum. Zaten sahadaki performansıyla da en ufak bir katkısı yok. Sosyal medyada “Para alamıyoruz” diye maniler yazmayı biliyor; ama karşı karşıya pozisyonlarda bile golü yazamıyor !
Neyse ki genç Eren Güler şık vuruşlarıyla O’nun yapamadığını yaptı ve Bursaspor’a üç puanı getirmeyi başardı.
Bu maçta Bursaspor adına en önemli kazanım genç Eren Güler oldu diyebiliriz.
Zira gösterdiği performansla hem kendisi özgüven kazandı hem de bizler O’na güvenebileceğimizi görmüş olduk.
Ben kalan maçları şahsen “prestij” şeklinde niteleyemiyorum.
Zira bu ligdeki herhangi bir maçın Bursaspor’un prestijine olumlu bir katkısı olması mümkün değil.
Bu yüzden kalan maçlar önümüzdeki sezona hazırlık anlamı taşıyor.
İskelet kimlerden oluşacak, kalan maçlar belirleyici olacak. Şu ana kadar ki performaslarıyla netleşenler oldu tabi ki.
Tabi ki bu hazırlığın asıl önemli kısmı yönetimsel anlamda olandır.
Bunun hazırlığı yapmış bir ismin görevi devralması en büyük dileğimiz.
