Play-Off için umutlanmak isteyen Bursaspor’un rakibi özellikle son haftalardaki başarılı performansıyla ilk ikiye girebilir miyim hesabındaki İzmir ekibi Altay’dı.
Bursaspor takımın belkemiği Emirhan’dan yoksun olarak sahadaydı. Emirhan’sız bir orta sahanın ne anlama geldiğini daha önceki tecrübelerimizden dolayı biliyor ve endişeleniyorduk. Buna rağmen yeşil beyazlılar maça tempolu iyi başladı. Hakemin düdüğü ile birlikte oyunu rakip sahaya yıkmaya başlayan Bursaspor’da final paslarının yerini bulmaması ile ataklar gollük pozisyona pek dönüşemiyordu. Bunun bir diğer nedeni de doğru koşular yapamayan forvet hattıydı. Özellikle Batuhan’ın bu konudaki eksikliği ileri uçta sonuca gitmede sıkıntı yaşatıyor. Forvet golü koklayacak, rakip defansı presle, koşularıyla karıştırıp dengesini bozacak. Bunlar bizim hücum bölgesinde maalesef yok.
Bursaspor’da orta sahada ileri uçtan farksız değildi. Skora etki edebilecek Burak Altıparmak'da durgundu. Oyunun merkezinde hakimiyet kuramazsan oyunun kontrolünü alman mümkün değil. Gerçi bunu başarabilecek isimlerde sahada değildi zaten.
Nitekim İzmir ekibinin daha yetenekli orta sahası Bursaspor’un ilk dakikalardaki baskısını kırıp oyunun kontrolünü ele alarak hızlı akınlarla Ataberk’in kalesine inmeye başladılar. Golcü tanımının tam karşılığı Marco Paxiao’da zaten dengesiz yakalanan savunma arasında işini yaptı.
Golün ardından Altay frene basarak rölantiye almaya yönelirken, Bursaspor ise organize olamayan ataklarla rakibin üzerine gitmeye çalıştı.
İkinci yarıda Mustafa Hoca müdahalelerde bulundu ancak rakibin ikinci golü umutları azalttı. Bu skorla rahatlayan İzmir temsilcisi oyunun temposunu istediği gibi ayarladı.
İki takım arasında kadro kalitesi farkı vardı. Hem orta sahada hem de forvet hattında bu maç boyu gözlendi. Kalite farkı oyunda ve skorda haliyle kendini gösterdi.
Bursaspor açısından kazanılsa çok şeyin kazanılabileceği bir karşılaşmaydı olmadı. Ancak bu saatten sonra Play-Off için mucize olması lazım. Matematiksel olarak şans devam ettikçe mücadeleye devam edilecektir tabi ki. Bunlar Mustafa Er ve öğrencilerinin işi.
Şehir ve camianın işi ise bu takımı bu sene olmazsa bile önümüzdeki sezon mutlaka Süper Lig’e döndürecek organizasyonu planlamak yani bunu başarabilecek isimleri işin başına getirmektir.
Sadece altyapıyla falan olacak işler değil bunlar. Transfer tahtasını açıp güçlü bir kadro kurabilecek birileri bu işe soyundurulmalı.
Gücü kudreti olmayanlar da bi zahmet otursunlar oturdukları yerde.
Bu camianın birilerinin keyfi için daha fazla kaybedeceği zamanı yok.
