Acele refleksleri olan bir adam değilim. Acele refleks, acemilikle aynı boydadır. Bunu düstur edindiğim için her şeyden anlamam, haddimi bilirim. Beni yakından tanıyanlar, farkındadır. Bursaspor dışında hiçbir takıma yorum getirmem.
Sözümüz tüm yaşayan başkanlar için meclis dışı; daha önce de yazdığım bildik bir hikâye ile başlayalım...
Bir futbol kulübünün başkanı vefat etmiş; oğlu imam efendiye soruyor ‘hocam babam cuma günü öldü, cennete gider mi’ diye...
İmam soruyor; ‘Kumar oynar mıydı, içki içer miydi, hak yer miydi?
-Oynardı, içerdi, yerdi ama cuma günü öldü!
Hoca devam ediyor:
‘Kulüp personeli ile futbolcu ve çalışanların alacaklarını muntazam öder miydi?’
-Ödemezdi ama cuma günü öldü!
‘Kulübün tesislerini, varlıklarını teminat gösterip bankalardan krediler çekip, elektriği, suyu, doğal gazı ödemeyip kulübü borca/batağa sürer miydi?’
- ‘Hepsini yapardı ama cuma günü öldü!’
Hoca sakalını sıvazlıyor ve cevap veriyor:
‘Cuma günü bir şey yapmazlar ama cumartesiden itibaren iflahını bellerler!’
Ee; ne olacak şimdi?
Başkanına, yönetimine, sportif direktörüne, hocasına ve de futbolcularına olan güvenini büyük ölçüde yitirmiş camia adeta barut fıçısı.
Patlamaya hazır, zaten patlamalar da başladı!
Asil dört yöneticinin istifasının ardından, 3-4 ismin daha aynı yola başvuracakları böylece tüzük gereği mevcut yönetimi düşürecekleri yolundaki haberler kulislere düştü bile...
Yakın geçmişte yazdıklarımıza şöyle bir baktım…
‘Bu gidiş hayra alâmet değil’ demişiz, yılların dostlarıyla birbirimize girmişiz!
Sayın başkanın ortak dostlarımız aracılığıyla gönderdiği ‘Biz bu kulübü güllük gülistanlık almadık’ diye geçmişe işaret eden mesajlarını da saygıyla karşıladık.
‘İyi de başkanım; eski yönetimler ibra olmuş/olmamış sonuçta gitmiş, bu iş bitmiş. Sen hangi hesaptan kitaptan söz ediyorsun’ demek için bir türlü bir araya gelemedik.
İşte sorun da burada ya…
Bu mantıkla yola çıkanlar dünya âleminde, ‘el kaldır-el indir’ kriterleriyle kongre salonlarında idare eder de…
Öbür tarafta infaz ‘cuma gününün kutsiyeti’ münasebetiyle en fazla ertesi güne kadar bekler!
Unutulmamalı ki, renklerine sevdalandığın kulübünü açmazlara, çıkmazlara sürükleyenlere…
Genel kurullarda karşı çıkmazsan, yapılan yanlışların tümünde hissedarsın, günahlara ortaksın.
Gün gelir hoca ‘Eeeey cemaat-ı müslimin; bu kişiyi nasıl bilirsiniz’ diye sormaz.
‘Bu cemaat-ı nasıl bilirdiniz’ diye sorar!
