Dünyanın iddialı takımlarına bakın... Her mevkiden taviz verirler, kalecilerden, stoperlerinden, santrforlarından taviz vermezler.
Tamam; Bursaspor’un kalecisi var, stoperleri, santrforları var mı, o yok...
Timsah’ın tutandan yana sorun yok da atandan yana var!
Yeşil Beyazlı temsilcimizin hücum istatistiklerine göz attığımızda; İstanbulspor ve Samsun’dan sonra ligin en fazla gol pozisyonuna (yüzde 49) giren üçüncü takımı... Ancak pozisyonları gole çevirmekte ligin en düşük yüzdesine (37) sahip sondan beşinci ekibi...
Bu şunu gösterir; Yeşil Beyazlılar kazandığı topları üçüncü bölgeye taşımakta mahir. Bu bölgede verimsizliğin gol koklayan/gol arayan futbolcularla çözülebileceği ortada... Sadece santrfor değil, kenar hücumcularının da gol düşünmesi gerek.
Bursaspor'da Ali Akman’ın ayrılışından sonra en uçta oynayan Batuhan Kör fantastik özelliklere sahip ancak şu an için bitirici özelliği yok. Timsah'ta hücum bölgesine adım atan oyuncu sayısının azlığı Batuhan’ı yalnızlaştırıyor. Kaleye yüzünü dönecek fırsatı bir türlü bulamayan genç oyuncu rakip savunmacının adeta kucağında oynuyor.Dönebildiğinde fantastik vuruşlar yapabiliyor. Attığı 6 gole bakın; dördü fantastik, ikisi ise övgüye değer... Çözüm mü? Çevresini başka isimlerle destekleyip, ona kaleye yüzünü döndürecek fırsatı üretmek... Belli ki; Mustafa Er Batuhan’ın etrafını kalabalıklaştırmanın formülünü arıyor. Nitekim son iki maçta çaresizlik içinde yokluktan Kerem Kök’ü ikinci yarılarda onun yanına göndererek deneme yaptı...
Tuzla ve Giresun maçlarında görüldü ki; takım tam saha rakibi aşıyor, güzel ver-kaçlarla gole yaklaşıyor son anda golü kaçırıyor! Mustafa Hoca’da çok iyi bilir, mutlaka futbolcularına söylemiştir. Futbol topu hırçın kadın gibidir ona sahip olacaksın yoksa kaçar gider!
Bu kadar basit...
Bursaspor'da aynen öyle oluyor. Son anda ataktaysa gol kaçırıyor, savunmadaysa adam kaçırıyor gol yiyor! İşte bu yüzdendir; kaçanları gördükçe...Ekran başındaki Yeşil Beyaz sevdalıları aklını kaçırıyor!
