Kaybeden de bağırdı, kazanan da! Şu bir gerçek ki; adalet duygusunun kaybolduğu görüşüyle sarıp sarmalanmış durumda ülke futbolu..
Kaosun baş aktörleri de hakemler... Hatalı kararlar sonrası sayılan veya sayılmayan goller, verilen verilmeyen penaltılar ve ofsaytlar, yalan yanlış çıkan ya da çıkmayan kartlar..
Ne ararsanız var? Takımına göre penaltı... Adamına göre kart... Kimi takımlar el üstünde, kimileri için infaz emri verilmiş. Alın teri, emek, mücadele, gençlikmiş, geçiniz...
‘Hakemlerde insan, hata yapar’ ya da ‘her takıma yapılıyor’ kolaycılığıyla bugünlere gelindi. Sanki hakemin hata yapması gayet normal gibisinden bir izlenim beyinlere işlendi. Adalet duygusunun kaybolduğu görüşüyle sarıp sarmalanmış durumda ülke futbolu...
Sadede geliyorum. Bilirsiniz elbet, Adalet Heykeli’nin gözü bağlıdır.
Niye bağlıdır peki? Tarafsızlığı sembolize eder. Dürüst kalınacağını simgeler.
Peki, bizim Futbol Federasyonu ve MHK’ da durum ne?
Bizim üyelerin gözleri sonuna kadar açık!
Şimdi yazacağım isimleri lütfen dikkatle okuyun...
Hüseyin Göçek, Serkan Tokat, Bahattin Şimşek, Volkan Bayaslan, Ümit Öztürk, Ali Şansalan (2) ve son olarak Özgür Yankaya...
FIFA kokartlı Hüseyin Göçek başta olmak üzere söz konusu isimlerin hepsi ÜST KLASMAN hakemleri...
Süper Lig’de derbiler ile zorluk derecesi yüksek maçlara özenle seçilerek görevlendirilen elit hakemler. Bir anlamda Süper Ligi bu sezon çekip çeviren isimler.
Şimdi sıkı durun!
Dikkatinizi çekmeğe çalıştığım bu hakemlerin tamamı 1. Lig’in 17 haftalık diliminde Tuzlaspor’un maçlarında düdük çalmış...
Maçlar nasıl bitmiş, hakemlerin oyuna ya da sonuçlara eli değip değmemişi mi; o ayrıntılar bize dert değil...
Bizim derdimiz Bursaspor...
Nasıl olur da Serkan Tokat’ın dışındaki bu hakemlerden bir tanesi bile bir Bursaspor maçında görevlendirilmez?
Ya da Burak Şeker, Turgut Dorman, Caner Ak, Abdullah Taşlıoğlu ve Direnç Tonusluoğlu gibi Bursaspor’un canına okuyan, futbol oynayarak değil de, kitap okuyarak hakem oldukları çok belli bu zatları Bursaspor maçlarına vermek, ister istemez insanda ‘acaba’ sorusu oluşturuyor.
Bilirsiniz: Türkçe’de ‘acaba’ sözcüğünün karşılığı o kadar çok ki; nereye çekerseniz oraya gider.
