Sahte içki soruşturmasında çevrenin genişletilmesi

İstanbulda sahte içki kullandıkları için ölenlerin sayısı son on yedi günde 28›e çıktığı yazılı ve görsel medyada öğrenilmiştir. Resmi rakamlara göre, 18 Ekim pazar gecesinden itibaren, İstanbulun çeşitli yörelerinde 98 kişi sahte içki kullandıkları için, zehirlenmelerden ölenler olmuştur. Güvenlik görevlilerinin yaptığı soruşturmalar sonucunda, “metil alkol” kullanarak “mastika” ismi verilen sahte alkol üretildiği ve pazarlandığı tespit edilmiştir. Bu soruşturma kapsamında üretici, taşıyıcı, büfeci olarak bazı şüpheliler göz altına alınmış ve kimileri de adli makamlarca tutuklanmıştır.
8 Haziran 1942 tarih ve 4250 sayılı İspirto ve ispirtolu İçkiler İnhisarı Kanununun(kısaca “İSK”) 5inci maddesi uyarınca, metil alkol yapmak veya yurda sokmak isteyenler Tekel idaresinden izin almaya ve bu idarece belirlenen şatlara uymak zorundadırlar.
Ayrıca, içkilerin de Türk Gıda Kodeksine uygun olarak üretilmeleri gerekir. Öte yandan, söz konusu sahte içkilerle bunların üretimine yarayan alet ve vasıtalar ile iptidai maddeler müsadere edilir.
İçki fabrika ve imalathanelerde ancak izin verilen maddeler imal ve imla edilir. Diğer taraftan, içki yapılmasına yarayabilen diğer maddelerin üretim yerine sokulması yasaktır. Buna aykırı hareket edenler ise, para cezası ile cezalandırılır. (İSKm. 36)
Alkol ile uyuşturucu maddelere ait hükümler birbirinden farklıdır. Alkolün satışı bazı kısıtlamalar çerçevesinde yasak değildir. Oysa, uyuşturucu maddelerin tıbbi amaçlı istisna dışında ülkemizde üretim, pazarlama ve kullanımı yasaklanmıştır.
Tüm yasaklara rağmen, metil alkol kullanılarak kaçak alkol üretilmesi ve bunun tüketilmesi ile meydana gelen ölüm eyleminde, olayın faillerinin “tehlike kasdı” ile hareket ettiğinin kabulü gerekir. Bu durumda, kaçak içki üreten ve pazarlayan faillerin eylemleri kasten adam öldürme suçunu oluşturur. (TCKm.81)
Ne var ki, içkilerin kaçak olduğunu bilerek taıyan kişiler ise, suçun işlenmesine yardım ettikleri sebebiyle (feri iştirak) cezalandırılırlar. (TCKm. 39)
Ancak, söz konusu kaçak içkileri lokanta, meyhane ve bar gibi işletme sahipleri de satın alarak müşterilerinin(tüketici) kullanımlarına sunmaktadırlar. Kaçak olmayan alkollü içki ile kaçak içkilerin piyasa fiyatları oldukça farklıdır. Diğer bir anlatımla, söz konusu işletme sahipleri bu kaçak içkilerin, kaçak olduğunu bilen ve bilebilecek durumda olan kişilerdir. Bundan dolayı, bu işletme sahip ya da yöneticilerinin de “tehlike kasdı” ile hareket ettiklerinin kabulü gerekmektedir.
Sonuç olarak, soruşturmayı yürüten güvenlik ve adli görevlilerinin şüpheli olarak üstte anılan işletme sahip ve yöneticileri yönünden de soruşturma çevresini genişletmeleri gerektiği inancındayız.
Yürekten esenlikler ve en içten saygılarımızı sunarız...

EKOHABER