Geçimini aslen Kadıköy’ de yoğurtçulukla sağlıyordu.
İstanbul’ da direkler arasında, Türk tiyatrosunda “İbiş” tiplemesini, giyimiyle, davranışıyla kişileştiren, Abdürrezzak Abdi Efendi’ nin tüm oyunlarını izlemiş, ezberlemişti.
Tiyatroya ilk 1885 yılında çıkmıştı.
Küçük İsmail’ in kumpanyasında temsillerde oynamıştı.
Sonrasında, Kendi kurduğu Hayalhane-i Kumpanyasında Agah Efendi ile beraber komedi oyunları oynamıştı.
İbiş tiplemesi, yarattığı aptal Uşak tiplemesi halk tarafından pek beğenilmişti.
Sahneye, yanaklarını ve burnunu kırmızıya, kaşlarını siyaha boyayarak çıkmıştı.
Sırtında renkli basma elbisesi başında, “Kavuğu”.
Büyük usta Kel Hasan Efendi, kavuğunu kendi yetiştirdiği öğrencisi İsmail Hakkı Dümbüllü’ye verdi.
Türk Tiyatrosu için kavuğun önemi çok büyük.
Kavuk, güldürü geleneğinin, tuluat sanatının nişanesi olmuşdur.
Aynı zamanda da, yeni çıraklar yetiştirileceğinin de garantisi.
O “kavuk”, İsmail Hakkı Dümbüllü’den, Münir Özkul’a,
Münir Özkul’ dan, Ferhan Şensoy’ a,
Ferhan Şensoy’ dan, Rasim Öztekin’ e geçmiştir.
Rasim Öztekin, sağlık sorunları nedeniyle, tiyatro sahnelerine veda ettiğini bildirdi. Benim için çok büyük bir üzüntü.
Bununla beraber, kavuğu” Şevket Çoruh’ a devredeceğini açıkladı.
İsmail Dümbüllü, Münir Özkul’ a, Münir Özkül, Ferhan Şensoy’a bu kavuğu devrederken, Türk tiyatrosunu daha üst seviyeye taşıyacak, halkın tanıdığı, sevdiği ve çok güldüğü muhalif bir komedyene devretmelerini nasihat etmişti.
Şevket Çoruh’ un bu kültür mirasının hakkını en iyi şekilde vererek, sahip çıkacağına eminim.
Kavuk geleneğini sürdüren Tiyatro ustaları, bu alanda yaptıkları çalışmalarla, halkın gönlünde taht kurmuşlardır.
Buda bize gösteriyor ki tiyatroyu kendileri için değil halk için yapmışlardır.
Kavuk şimdiden yeni sahibine hayırlı olsun.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
