USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

KURTULUŞ MÜMKÜN

25-08-2020

Bursaspor Denetleme Kurulu Başkanı Tayfur Serdar Güllülü Bursaspor’un borç miktarını, borçların detaylarını hem kesinleşmiş davalar hem de devam eden davalar şeklinde ortaya koydu. 

Bursapor’un borcu 500 milyonu geçmiş durumda. O tabloda yer almayan borçlar da var. 

Son 7 yılda görev yapan basiretsiz ve beceriksiz ayrıca bazı kötü niyetli başkanların, onları göreve getiren siyasilerin, sözde duayenlerin, yaşananları trene bakar gibi izleyen Divan Başkanlık Kurulunun, o yönetimlerin altlarında çalışan bazı hırsız profesyonellerin ve transferde yetkili olan yöneticilerin, gazeteciliği bırakıp menajerlik yapmaya kalkanların eseri bu tablo. 

ÖDENMİŞLER DE VAR 

Bakın bir noktayı kaçırmayalım bir bu kadar da boşuna ödenmiş borç vardır. 

300 bin euroluk topçulara 2-3 milyon verip üstelik 3-4 yıllık sözleşmeler yapanlar Bursaspor'u bu duruma düşürdüler.

Tabii bu işten en çok "Para benim değil mi istediğimle bölüşürüm" diyen menajerler karlı çıktı.

Artık o transferlerden kazandıklarını kimlerle bölüşüyorlarsa !

Şu an var olan 500 milyon borç kadar bir o kadar belki de daha fazla havaya savrulmuş para var. Onlar bu tablolarda gözükmüyor. 

İşe yaramaz topçusuna, en ufak bir katkı sağlamayan, menajerlerle iş çeviren hocalara, at hırsızı menajerlere, kulüp profesyonellerine boşuna ödenen paralar var.  

Hadi ödenmiş olanları bir kenara bırakalım.  

Doğru dürüst maç bile oynamamış oyunculara ve altyapıya bedava diye getirilen Afrikalılara bile borcu var Bursaspor’un, akıl alır gibi değil. 

7 yılda transferler başta olmak üzere kulübün elde ettiği o kadar gelir var. O paralar ne oldu?

Bakın açıkça yazıyorum bir kulübü bu kadar kötü yönetmek için ya aptal olmak lazım ya da hırsız !  

Başka seçenek yok. Son 7 yılda görev yapanlar bu iki şıktan birini seçsinler kendilerine.

KÖRÜSTAN 

“Haram olmasın diye kulüpte su bile içmiyorum” diyen Erkan Körüstan yanındaki yönetici bozuntuları ve profesyonellerin yediği haltları göremedi ve sonun başlangıcı olarak bu tablodaki yerini aldı. Evet kendi su içmedi ama kulübün kanını içenlere de engel olmadı. 

BÖLÜKBAŞI 

Yerine gelen Recep Bölükbaşı da göreve geliş amacına ! göre hareket etti. 

Bölükbaşı bol bol oyuncu aldı sattı. Ne kadar çok para alışverişi olursa o kadar iyi olurdu haliyle. 

Oldu da! 

AY 

Ali Ay ise uçuruma doğru giden aracın direksiyonuna geçti geçer geçmez de firene değil gaza bastı, hatta o gazı kökledi. 

Çevresindeki kötü niyetli ve iş bilmez kişilerin yönlendirmeleri, futbola zerre kadar ermeyen kendi aklıyla bir tane doğru karar alamadı ve bu takımı küme düşürdü. 

Hem sportif açıdan hem ekonomik açıdan Erkan Körüstan’la başlayan, Recep Bölükbaşı ile devam eden işi tamamladı. 

MESTAN 

Son olarak göreve ‘atanan’ Mesut Mestan’da adeta sıvadı.

Kendisi için ifade edilen “Futbolu bilir” efsanesini çürüterek yanlış seçimlerle kulübün kurtuluş şansını elinin tersiyle iterek bu vahim tabloya imza atanlardan oldu. 

Bu başkanların göreve gelmesinde rol alan herkesin bu tabloda payı var. 

Bursaspor akılsızların, iş bilmezlerin, egoların, kibrin “Bursaspor küçük olsun bizim olsun” diyenlerin, hırsızların, manfaatçilerin kurbanı oldu. 

Kentin sözde ileri gelenlerinden, Başkanlarına, yöneticilerden, menajerlere, hocalarından, profesyoneline, gazetecisinden, taraftarına kadar camiadaki her unsurun içerisinde bu kişilerden var.  

NASIL KURTULURUZ? 

Bu yazdıklarımı hemen herkes de biliyor zaten. Bu tablonun mimarları da şehrin her köşesinde anılıyor, anılmaya da devam edecek. 

Bunları hafızamıza kazıyıp ARTIK "ne yapabiliriz”i konuşmalıyız. 

Açık olalım Erkan Kamat ve yönetiminin bu durumun altından kalkabileceğini düşünmüyorum. 

Transfer tahtasını dahi açabilme ihtimalleri yok görüşündeyim. 

Ellerinde sihirli bir değnek yoksa veya en az 200 milyonluk bir gömü veya Mudanya açıklarında doğalgaz falan bulmadılarsa Kamat ve arkadaşlarının işi çok ama çok zor. 

Bakın bu tablo ancak şehrin gerçekten ortak çabasıyla düzelebilir. 

Şehrin ortak çabasıyla! bu hale gelmiş olan kulübü kurtarmak da tüm şehrin ortak çabasıyla mümkün olabilir.  

Bu, özellikle bu kötü durumun mimarlarının boynunun borcudur. 

KISA ve UZUN VADE ÇÖZÜMLERİ 

Sorun ekonomik olduğuna olaya kısa vade ve uzun vade çözümleriyle yaklaşılması gerekiyor.  

Üç İstanbul kulübünün borcu Bursaspor’un borcunun 7-8 katı. Onların borçları da ödenebilecek seviyeleri geçmiş durumda, ki bunu başkanları da ifade ediyor. 

BELEDİYE ve BTSO BU İŞE GERÇEKTEN EL ATMALI 

Bursa şehrinin gücü o üç kulübün şişirme 20-25 milyon taraftarından çok daha fazladır. 

O kulüpler yok olmuyorsa Bursaspor da olmaz.  

Olmaz; ama bunun için gerçekten şehrin birlikteliği şart. Öyle hikayeden değil, gerçekten birliktelik şart.

Kısa vadedeki çözümde, acil nakit ihtiyacını karşılamak için Belediye ve BTSO’nun bu işe hemen el atması gerekiyor. Gerçekten el atmalılar. 

Stadın isim hakkının satışı ve diğer gelir alanlarının değerlendirilmesi ilk akla gelen şeyler. 

Kulübün değerlendirebileceği en büyük kaynak kısa vadede bu. Kulübün işlettiği otopark kulübün elinden alınırken verilen sözleri hatırlayalım. Döküm-hafriyat arazisi falan verilecekti, “Ne oldu o iş ?” diye eminin hepiniz soruyorsunuzdur.  

Yüzbinlerce Bursasporlu bekliyor.

Biraz daha uzun vadede Özlüce İbrahim Yazıcı Tesislerinin Bursaspor’a devri ve sonrasında kulübün borçlarının ödenmesi için değerlendirilmesi için de çalışmalar yürütülmeli. Bu konuda da siyasilerin desteğine ihtiyaç var. 

Şirketleşme önerileri hatta çalışmaları da var. Ama o konuda çekimserim açıkçası. 

Doğru kişilerin koordinesiyle Bursaspor'un kurtuluşu olabileceği gibi yanlış kişilerce bir daha geri gelmemek üzere yok oluşu da olabilir. Şirketleşme konusu çok iyi ele alınmalı.

ALTYAPI SFERBERLİĞİ İLAN EDİLMELİ 

Uzun vadede ise altyapı konusu var. Yani bir futbol kulübünün asıl gözünü çevirmesi gereken yerden bahsediyorum. 

Ama altyapından istenen verimin alınabilmesi 4-5 yıllık planlı bir çalışmaya bağlı. Doğru görevlendirme ve şehrin her yanına yayılmış bir altyapı ağı ve ülkenin doğru gözlerle taranmasıyla Bursaspor’un asıl kurtuluşu altyapıdadır. Bu konuda da ciddi bir çalışma gerekiyor. Bursaspor ehil ellerin koordinesiyle altyapı seferberliği ilan etmelidir. Bir futbol kulübünün sportif ve ekonomik başarısının asıl dayanağı altyapısındadır. 

İKİ MUSTAFA 

Büyük bir ihtimalle bu sene altyapıdan gelen birçok gençle mücadele edeceğiz.  

O gençleri geçen seneden kalan tecrübelilerle birlikte iyi bir harman yapmak gerekiyor. 

Sportif Direktörlük için göreve getirilen Mustafa Gönden ile mutlaka devam edilmeli. Gönden hem altyapıyı biliyor, hem gençleri tanıyor, hem de futbol aklına sahip bir futbol adamı. Kişilik ve karakteri ile de bu artılarını tamamlıyor. 

Teknik Direktörlük koltuğu için ise içi geçmiş evliya çelebi misali hocalar değil kulübü bilen, genç, hırslı futbol aklına sahip (Görev yaptığı dönemdeki transfer önerilerinden bunu görebiliyoruz) Mustafa Er en uygun isimdir bana göre.  

Gençlerle, tecrübelilerin olacağı bir kadroyu, genç ve hırslı iki Mustafa’ya emanet etmek en doğrusu olacaktır.  

Macera aramaya gerek yok. Tabir-i caizse kaşar hocalardan ağzımızın payını yeterince aldık. 

Aynı hataları yine mi yapacağız.?  

Bir kere bizden birilerine güvenelim ne kaybederiz? 

Bursaspor bu sıkıntılardan doğru ekonomik model, planlama, şehrin desteği ve sportif alanın doğru kurgulanmasıyla çıkabilir.

Bunları yapmayıp yine yanlışlara yönelirsek o zaman Bursaspor’u gerçekten yok ederiz. 

Kısacası her şey bizim yani Bursasporluların, Bursa’nın, Bursalıların elinde. 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?