USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Özeleştiri!

21-10-2015

Hatasız kul olmaz. Önemli olan özeleştiri yapıp hataları tekrarlamamaktır.

Bursaspor Camiası’nın  içinde bulunduğu durum yapılan hataların sonucudur.

Bu durumdan ancak samimi özeleştiriler yaparak yani hataları tespit edip düzeltme yoluna giderek kurtulunabilir.

Peki şampiyon kulübü birkaç senede sıradan bir  kulüp haline dönüştürmeyi nasıl başardık ?

Büyük, küçük çok hata var. Başlıcalarına değinmek istiyorum.

 

HATALARIN BAŞLANGICI

Öncelikle şampiyonluktan sonra küçük düşünmek bu günlerin başlangıç noktasıydı. Yükselen çıta şampiyonluğun ertesi gününden itibaren alınan yanlış kararlarla aşağıya inmeye başladı. Şampiyonlukla kazanılan maddi gücü sıçrama yapma şansı yerine “Bizi birkaç sene idare etsin” mantığı ile değerlendirmek büyük hataydı ve bugünlerin başlangıcı ve habercisiydi.

KONGRELER VE SEÇİLEN YÖNETİMLER

Her geçen zamanda düşen başkanlık ve yöneticilik çıtası nedeniyle kulübün ağırlığını kaldıramayacak, tecrübesiz veya farklı amaçlardaki isimlerin yönetimlerde yer alması. Kongrelerde Bursaspor başkanlığına ve yöneticiliğine iş hayatlarında başarılı ve gerçek Bursasporlu isimler yerine, farklı amaçları olanların veya birileri tarafından itilen hatta Bursasporlu bile olmayanların aday olabilmeleri çok düşündürücü. Bursaspor yöneticiliği makamının sıradanlaşması, cazibesini yitirmesi hatta menfaat sağlanabilecek bir ortama kavuşması nedeniyle kentin ekonomik yönden en iyi durumdaki aileleri kulübün yanına bile yaklaşmamaya başladı. Bu sayede eskiden olsa o makamların önünden bile geçemeyecek kişiler görev alabilir  hale geldi. Yönetimlerde gerçekten Bursasporlu ve kulübüne hizmet etmek için çalışanlar da tabi ki var; ama etkili mevkilerde olmadıklarından onlarında ellerinden fazla bir şey gelmiyor.

SİYASİLER VE KENT DİNAMİKLERİ

Taraftarın tabiri ile “Dinamitler” desek daha doğru olacak. Kongre dönemlerinde kendilerine yakın, idare edebilecekleri başkan adaylarını destekleyen, yönetimlere adamlarını koymak dışında hiçbir varlıklarını göremediğimiz  bu dinamiklere camiada neden bu kadar itibar edilir anlamak zor. Çok uzun yıllar evvel kulüpte başkanlık veya yöneticilik yapmış ve görev yaptıkları dönemlerde de “Başarısız olmuş” bu isimlerin camiada ombudsman muamelesi görmesi gerçekten şaşırtıcı. Kulübün zor günlerinde ortalarda görünmeyen, kulübe maddi manevi katkı koymayan bu kişilerin kongreler dışında ve bedava gelip kuruldukları şeref tribünü dışında varlıkları görülmezken, gördükleri itibar anlaşılır gibi değil. Camianın bu isimlerin etkisinden kurtulması gerekiyor. Siyasiler ise Bursaspor’u daha çok oy malzemesi olarak gördüklerinden yaptıkları ortada. Kulübe yardım eder gibi gözükenlerin aslında zararının çok daha büyük olduğunu herkes çok net bir şekilde görebiliyor.

TARAFTAR

Herkesi birlik olmaya çağıran; ama deplasmanlar hariç hiçbir yerde kendileri birlik olamayan, Atatürk Stadında parça parça durup tribünü yönetemeyen tribün grupları da kendini sorgulamalıdır. Mensubu oldukları gruba Bursaspor’dan daha bağlı hale geldiklerinin farkında bile değiller. Farklı isimler ve gruplar altında olduklarında etiket sahibi olup kaale alınmayı Bursaspor için bir arada olmaya daha çok tercih ediyorlar. Deplasmana gelen takımların geçmişte dizlerini titreten o taraftar gitti yerine etkisiz, neyi nerede bağıracağını bile bilmeyen bir kalabalık geldi. Bu sayede de Atatürk Stadı rakipler için cennete dönüştü. Saçma sapan abartılı emniyet tedbirleri ve Passolig gibi saçmalıkların olumsuz etkileri tabi ki var; ama birlik olmaya engel bunlar değil, sadece egolar.

 

MEDYA

Çuvaldızı kendimize batırmadan olmaz  “Bursaspor küçük olsun bizim olsun” zihniyetindeki Gazete patronları ve onların sevdiklerini sevmek, sevmediklerini sevmemek zorunda olan çalışanları sayesinde objektif olamayan ve güvenirliğini kaybetmiş medyalar. Patronlarının görüşleri veya muhalefetin isteklerine göre ve kendi kişisel hesapları uğruna kalem oynatan en önemlisi mesleki yeterliliği dahi olmayan kişilerin söz sahibi olması. Bunun sonucunda da ortaya çıkan güvensiz asıl işini yapmayan medya ortamı.

İŞİNİN EHLİ OLMAYANLAR

Kısacası medyasından yöneticisine, başkanından, profesyoneline ve  kulüp çalışanına kadar makamlarına, yakışacak işlerinin ehli kişilerin göreve getirilememesi. Menfaat peşindeki veya onun bunun adamı, yakını diye diye ne kadar iş bilmez varsa camianın her yanına yayılması, Bursaspor’un gerilemesinin en önemli nedenidir.

ÇÖZÜM NE ?

Eleştirmek, sorunları tespit etmek kolay peki çözüm ne? Gayet basit aslında…

Bu durumdan kurtulmak için en başta sistem kurabilecek, akıllı, iyi bir başkana ve yönetime ihtiyaç var. İyi bir lider her şeyin başıdır. İyi bir lider demek her şey demektir. Bursaspor’da şuan eksik olan herkesin inandığını bir liderin başta olmamasıdır. Böyle bir isim tespit edilip tüm kentin etrafında birleşmesi çıkış yolunu açacaktır. Aksi takdirde düşüş daha da hızlanarak devam eder.

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?