USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

EFSANENİN ARDINDAN (2)

05-08-2020

Gençliği, diriliği, şıklığı ve de fizik yapısıyla o dönemin Yeşilçam aktörlerine benzerdi. Az konuşan utangaç bir yapısı vardı. Konuşurken karşısındakinin gözlerinin içine bakamayacak derecede yüzünde mahcup bir görüntü oluşurdu.

Beşiktaş forması giyerken spor basını kadar magazin dünyasının da gözdesi haline geldi.

‘Artiz’lerle arkadaşlık etti, dedikodu sütunlarına manşet oldu. Alkol ve sigara ile başı hiç olmamasına rağmen, gece âlemlerinde masaları süslemeye başladı.

Bursa sokakları, 1970 yılında Ford Mustang otomobille ilk kez onun sayesinde tanıştı. Bordo renkle 007 plakalı arabasıyla Atatürk Caddesinde huzur turu atarken ‘helal sana yakışır’ deniyordu…

Ancak bir sabah Çekirge karakolu önündeki direkte görüldü o güzelim otomobil! Hurdaya dönen araçta Mesut’un burnunun bile kanamaması Allahın bir lütfu olarak nitelendi.

1979’da ‘hayatının kadınını’ buldu. Güzeller güzeli ‘Nahide Hanımla’ evlendi duruldu. Hiç kimseyi kırmayan, saha dışında kimseye çalım atmayan yapısıyla, sade bir yaşam biçimi seçti.

Mükemmel bir eş iyi bir baba oldu.

Tek çocuğu ‘Hakan’nın kendisi gibi büyük futbolcu olması için büyük çaba sarf etti ama beceremedi. Oğlu tüm zorlamalara rağmen öğretmenliği tercih etti. Çünkü ‘Mesut gibi olmak için Mesut gibi doğmak’ şartı vardı hayatın içinde…

Bursaspor’da alt yapı hocalığına soyundu.

Bir gün Vakıfköy’deki bir antrenmanını izlerken öğrencilerine şöyle bağırıyordu:

‘Ne yapıyorsun oğlu çalımın zamanı değil, birde çıkart topu… Yoksa alırım seni dışarı!’

Gülüyordu Mesut…

Benim de güldüğümü görünce; ‘Hocam bizim zamanında beceremediğimiz takım oyununu, yardımlaşmayı öğretmeye çalışıyorum’ diye seslendi.

Yeşil gözler, nefis goller ve de o müthiş çalımlar…

İşte Mesut Şen buydu…

Mekânın cennet olsun, ışıklar içinde uyu sevgili dostum, büyük kaptanım.

 

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?