Tartışmalar sürüp giderken, genç bir fare söz alır ve kedinin boynuna bir çan asmayı önerir. Böylece kedi, kendilerine yaklaşırken farkına varacak ve kaçabileceklerdir.
Bu öneri, bütün fareler tarafından alkışlarla onaylanır. Bu arada bir köşede sessizce onları dinlemekte olan yaşlı bir fare ayağa kalkar. Önerinin çok zekice olduğunu ve başarılı olacağından hiç kuşkusu olmadığını belirtir.
“Fakat” der ve devam eder…
“Kafamı şu soru kurcalıyor: Çanı kedinin boynuna ‘kim’ asacak?”
Fıkradan çıkarılacak ‘kıssadan hisse’ Bursaspor’un kalan 3 maçında çanı rakiplerin boynuna asacak futbolcu sayısında mutlak artış olmalı…
Adana maçında Tayfur Bingöl, son Giresun karşılaşmasında ise Özer Hurmacı bu göreve soyunarak takımlarını zirve sıcaklığında tutmayı başardılar…
Her maçta birinin çıkıp bu işi yapmasını beklemek yeterli olmayabilir; o birinin yanına birileri daha eklenmeli.
Örnekleyelim…
Adanademirspor.
Mehmet Akyüz, Volkan Şen, Aias Osman…
Hatayspor.
Mirkan Aydın, Selim Ilgaz, Gökhan Karadeniz…
Altay.
Paixo, Putsila, Kerim Avcı…
Erzurum.
Obertan, Pote, Hamroun…
Akhisar…
Burhan Eşer, Cikalleshi, Erhan Çelenk…
Bu oyuncular attıkları ya da yaptıkları asistlerle takımlarının yarışın içinde tuttular. Şüphesiz futbol bir takım oyunu ama kedinin boynuna çanı taksın diye 90 dakika birinin gözünün içine bakmak ne kadar doğru?
Bursaspor’a bakıyorum da…
Görünürde Seleznyov-Kubilay-Ali Akman’dan oluşan üç forveti var ama aslında hiç forveti yok!
Seleznyov 2 maç var, 3 maç yok yani; arızalı sağlam!
Kubilay’ın esame listesinde ismi var, sahada cismi yok! Saçına yaptırdığı sarı röfle olmasa hani tanıyamayacağız.
Ali Akman son anlarda ‘imdat kolunu’ çeksin diye oyuna giriyor ama zaman yetmiyor.
Artık baskın takım yok ligde. O maçın üstünlüğünü ele geçiren ve puanı söküp alan takım var. Ummadığın taş baş yarıyor!
Sadece tabela önemli…
Altın kural basit...
Bireysel yeteneği olan futbolcuların devreye girecek, atacak/attıracak yani çanı rakiplerin boynuna takacak.
Bursaspor’da bu işi yapabilecek 5 oyuncuyu anında sayarım…
Kim mi onlar? Kartvizitinde ‘kalite’ yazan o isimleri herkes biliyor.
Hadi göreyim sizleri bitirin şu işi…
