USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

BURSA DEPREMLERİ -12-

30-06-2020


 Sorunumuz çürük yapılar. Ve çürük yapı dediğimizde aklımıza gelen kaçak, ruhsatsız ve denetimsiz yapılar. Düşündünüz mü insanlar neden ve nasıl kaçak yapı yapar? Biliyoruz ki, ağırlıklı neden ekonomik zorlamalar. Proje müelliflerinin talebi, odaların asgari ücretleri, çok yüksek, yapı denetim bedelleri, devletin talebi KDV ve vergiler, belediyelerin yüksek harçları ve çıkardıkları zorluklar, mali imkanları kısıtlı ama ev sahibi olmak için çırpınan, düşük gelir gurubundan insanları, adeta kaçak yapı yapmaya itmekte. Yasaları delmelerine oy kaygıları ile göz yuman siyasiler nedeniyle de buna cesaret edebilmekteler. Hâlbuki  Belediyeler özel alanlar belirlese, bu alanlara özel statü uygulasa, imar planlarında ve alt yapıda yapılaşmanın önünde yol alsa, insanlara özel bölgelerde ucuz arsa ve tip planlar önerse, KDV, harçlar vs. gibi masrafları minimize edilse ve bu tip alanların denetimlerinde özel imkanlar sağlansa ve kaçak yapıya yüksek cezalar ve tavizsiz yıkımlar uygulansa kimse buna tevessül etmez. Gerek de kalmaz...                                                          

      

Yani Siyaset kaçak yapıyı önlemek ve aynı zamanda düşük gelirli vatandaşının yanında olmak isterse, sağlıklı sonuçlar üretecek yöntem çoktur. Bugünkü TOKİ uygulamaları, benzer bir çalışmadır. Ne var ki TOKİ memlekette arsa kalmamış gibi, 1. Derece deprem bölgesi Ülkemizin her yerinde çok yüksek, kalitesiz ve çokta riskli yapılar üretiyor. Özetle memleketimizin kaçak yapı cenneti olmasında, Siyasetin yanlış konut, müteahhitlik, eğitim politikaları birinci derecede sorumludur. Açıkça kaçak yapı, eğitimsiz personel,  kritersiz yapı üreten firmalar görmezden gelinmiş, imar uygulamaları rant kapısı görülmüş, sorunun çözümü istenmemiş,  tam tersine, özellikle çözümsüz bırakılarak, siyasi amaçlarla kullanılması tercih edilmiştir.                                                          

Neticede sadece son 20 yılda, Yalova, Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu gibi İllerde 17480, Van’da 644, Elazığ’da 41 olmak üzere 18 165 vatandaşımızı depremde kaybettik. Trilyonlarca Lira ekonomik kaybımız var.                                                                   

       

Şu an, 15,5 milyon Nüfuslu Tabiat harikası Metropolümüz İstanbul, her an gerçekleşmesi muhtemel,  7 üzeri şiddette bir deprem ve son derece çürük yapı stoku nedeniyle, tarihin yazacağı bir felaketle karşı karşıya. Belki de bugünlerde yaşanan Corona Virüsü ile mücadelenin, can kurtarma yanında bir başka  hayırlı tarafı da, sağladığı disiplin, sağlık alt yapısının eğitimi ve güçlenmesi, sahra hastaneleri, yaşamsal malzeme temini planlamaları gibi pek çok konuda yapılan çalışmalar ile, beklenen deprem için çok önemli bir tecrübe, eğitim, depreme hazırlık adına hayati kazanımlara vesile olması..                                                         

       

Ve önümüzdeki 50 yıl içinde Bursa aynı risk altında. Ancak hemen başlanabilirse, Bursa için hala bir şeyler yapma şansı var.  Ne var ki zaman süratle ilerliyor. Şimdi mümkün olduğunca kısaca Bursa için durum nedir, bize göre neler yapılabilir irdelemesi yapmaya çalışalım.                                                          

Bursa Depreme hazır mı? Bursa 7 şiddet üzerindeki son depremi 1855 yılında yaşamış. Ve 3500 can kaybı yanında büyük bir ekonomik kayıp, kayıtlara geçmiş. O yıllarda Bursa merkez Nüfusu 15 bin civarında. Can kaybı oranı % 23,3. Benzer  oranda bir kayıptan  Allah korusun. 200 ile 250 yıl aralığında kırılan kuzey Anadolu fay hattında bu periyodun devam etmesi durumunda önümüzdeki deprem için 2055 ile 2105 yılları arasının riskli olduğunu ifade edebiliriz.  Bu durumda en güvenli çözüm KENTSEL DÖNÜŞÜM için en azından 35 yılımız var diye düşünebiliriz. Bütün tahminlerimiz,  geçmiş veriler doğrultusunda ve tarihte devam eden periyodun tekrar etmesi kabulüne göredir. Elbette öngörmediğimiz pek çok farklı gelişme de mümkündür.

Aşağıdaki resimlerden birisi her yıl yüzlerce imar tadilatı yapılan Bursa’dan, diğeri en son 35 yıl önce küçük bir imar tadilatı yapılan Frankfurt’tan. 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?