Bursaspor’da transfer dönemleri de teknik adam arayışları da hep sancılı geçer.
Şampiyonluk dönemi dahil bu hep böyle olmuştur ve yine öyle bir süreç yaşadık.
Boşalan teknik direktörlük koltuğu için -Gerçi dolu gibi de değildi ya neyse- birçok aday düşünüldü.
İrfan Buz, Yücel İldiz, Uğur Tütüneker, Mustafa Denizli, Ersun Yanal, Mustafa Er, İsmail Ertekin, Aykut Kocaman, Osman Özköylü, Metin Diyadin.
Kimisiyle temas kuruldu, kimisi düşünce aşamasında kaldı.
Camia ise ağırlıklı olarak Bursalı hocalar İsmail Ertekin, Mustafa Er ile daha önce de Bursaspor’da çalışan İrfan Buz arasında fikir birliği yaptı diyebiliriz.
Başkan Mesut Mestan’ın aklına nereden geldiyse bir ara Metin Diyadin girdi; ama camia veya birileri ALLAH’tan kademeye girdi de o golü yememize engel olundu !
Çünkü Bursaspor camiasının istemediği bir hocanın burada başarılı olduğu görülmedi bugüne kadar.
Yakın geçmişe bakalım son 10 yılda 2-3 sezon mutlu olduk, birinde Ertuğrul Sağlam diğerinde Şenol Güneş hocaydı.
Her ikisinin gelişi de Bursaspor camiasında çok olumlu karşılanmıştı.
Hocanın sevildiğini hisseden futbolcuların hal ve hareketleri de değişiyor.
Piontek gibi istisnalar yaşamış olsak da genel durum budur Bursa’da.
İstenmeyen hocaların başarılı olamadığı bir şehridir Bursa.
İrfan Buz da camianın büyük kesiminin içine sinen ve sevilen bir isim.
İsmail Ertekin ve Mustafa Er’i isteyenlerin çoğunluğu bile “Onlar olmayacaksa İrfan Buz olsun” görüşündeler.
Kısacası İrfan Buz camiayı arkasına almış durumda.
Bu da Bursaspor için çok olumlu bir durum.
İrfan Buz otoriter bir hoca değil.
Samimi tavırlarıyla, pozitif halleriyle oyuncuları ve camiayla ilişki kurduğunu biliyoruz.
Bu yönünü suistimal eden birileri çıkmadıkça bu yönü olumlu yansır.
Gole yönelik, cesur futbol anlayışı da zaten Bursasporluların vazgeçilmezidir.
Zira korkak hocalardan çok çektik.
İrfan Buz’un Bursa’da istenmesinin ana nedeni bu yönü aslında.
Ayrıca çalıştırdığı takımı sahiplenmesi, olayı yürekten yaşaması ve enerjsiyle de onu tanıyoruz.
Bursaspor kadrosunda şu an ihtiyacı olan, sahip olunan potansiyeli ortaya çıkarabilmek.
Yukarıda saydığım özellikleriyle İrfan Buz bunu başarabilir.
Şayet bunu başarabilirse de zaten arkası gelir.
Özellikle Adanaspor ve Giresun maçları galibiyetle biterse sonrasının çok daha kolay olabileceği görüşündeyim.
En kötü Play-Off’larda bu işi bitirmek zorundayız.
Bunun içinde son düdük çalana kadar tüm camia, hepimiz İrfan Hoca gibi pozitif olalım ve O’nun GS stadında sıktığı o meşhur yumruk gibi sımsıkı olalım yeter.
Birlik olduğunda Süper Lig’de şampiyon olmuş bir camia için önümüzdeki hedef, hedef bile sayılmaz zira.
Eve dönüş için Bursa arkanda, başarılar İrfan Hoca...
