USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Tekniğe uymak kolay değildir

06-10-2015

Ankarada belediye otobüsü başkentin merkezinde kontrolden çıktı, 12 ölü ve bir o kadar yaralı. Aynı günün gecesinde İstanbul Barbaros Bulvarında TIR kontrolden çıktı, büyük bir şansla ölen ya da yaralanan olmadı. Ülkemizde buna benzeyen kazalara her gün rastlanmaktadır. Tekniğe uygun hareket edilmesi durumunda yukarıda ifade edilen kazaların hepsini elimine etmek mümkündür. Kazaların çoğunluğu risklerin tanımlanması ve tedbir alınmasıyla önlenebilir. Ancak burada bahis edilen olaylar araçların bakım ve takiplerinin yapılamamasından kaynaklanmaktadır. Toplum olarak teknik bilgiden ve uygulamadan uzak olduğumuz bir gerçektir. Teknik bilgiyi tarihi boyunca dışarıdan ithal etmiş bir gelenekten geliyoruz. Bilgiyi üreten olmanın farkı uygulama noktasında karşımıza çıkıyor.
Dünyanın en teknolojik araçlarını, aletlerini alın; kullanım şartlarına uymaz ve gerekli bakım çalışmalarını yerine getirmezseniz hiçbir işe yaramaz, hatta başınıza olmadık işler açar. Geçtiğimiz günlerde Marmaray iki saat hizmet dışı kaldı, sebebi bir türlü açıklanmadı. Birçok İstanbullu Marmarayda yaşanan elektrik kesintilerinden dolayı bu önemli ulaşım sistemini kullanmak istemiyor. Türkiye ekonomik kısıtları olan, nüfusu çok olmasına rağmen nitelikli işgücünün az olduğu bir toplumu barındırıyor. Az üreten ve düşük katma değerli üretim yapabilen bir ülkenin teknolojik yatırımların sürdürülebilirliğini sağlaması kolay değildir. Sonuçta belediye otobüsünün, trenin bakım masrafını vatandaş ödeyecektir. Devlet bu noktada bir sorumluluk hissetmemektedir, bunun içindir ki Anayasaya “Devlet sorumluluklarını ekonomik imkanları ölçüsünde yapar” ifadesi eklenmiştir. Devletin ekonomik imkanları tekniğin ihtiyaçlarını karşılamaması belki yeryüzündeki birçok devlet için geçerli bir durumdur.
Bu gerçekle kamu yönetiminin sorumluluğu görmezden gelinmesi tercih edilebilir. Ancak vatandaşın teknolojinin gereklerini yerine getirmede yaşadığı uyumsuzluklara karşı kamunun müeyyide uygulaması haksızlık yaratmaktadır. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler teknolojik gelişmelere karşı zayıf düşmektedir. Vatandaşları teknolojiyi kullanmak istemekte ve bedelini ödemekte zorlanmaktadır. Bu gerçeğin kamu için kabul gördüğü gibi özel sektör için de kabul görmesi beklenir. Sonucu daha yalın bağlayalım; bir vatandaş bir otobüs alıp toplu taşımacılık alanına yatırım yaptı diyelim. Elindeki avucundaki parayı emisyonu az, güvenlik önlemleri olan son teknolojiyi barındıran otobüse yatırdıktan sonra bakımını belli bir düzende yapmaya başladığını düşünelim. Mevcut yol ve trafik koşullarında daha hızlı bir yıpranma söz konusu olacağı için, bakım masrafları arttığını, akaryakıta zamların peşi sıra geldiğini hesaba katalım. Daha önemlisi verdiği hizmetin bedelini yükseltemediğini de bir kenara yazalım. Yatırımcı bir noktadan sonra eve ekmek götürmek için haliyle aracın bakımlarından kısacaktır ve direksiyon başındayken bu işe nereden girdim diye kara kara düşünecektir. Kamunun yaptığı bir çok yatırım da bu şekildedir. Teknolojinin girdiği yerlerde maliyetten kaçabilmek mümkün değildir. Bu sebeple siz, siz olun yolda yürürken dikkat edin…

EKOHABER

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?