Gençlik yıllarımızda okuduğumuz Kolombiyalı ünlü yazar Gabriel Marquez Garcia’nın ‘Kolera Günlerinde Aşk’ adlı romanından bugünlerde esinleneceğimiz kimin aklına gelirdi ki?
28 haftalık lig sürecinde genellikle sevgili okurlarımızın içini karartan yazılar kaleme almanın sıkıntısı ile daha da yürekleri daraltmak yerine mizahi/hiciv öğeleri ile bezenmiş kıssadan hisselerle sizlere seslenmenin yerinde olacağı inancındayım.
‘Corona Günlerinde Bursaspor’ diyerek söze girelim…
Başkan Mesut Mestan’ın bugüne kadar camiaya her seslenişi malumunuzdur iki temel üzerine kurulu…
‘Birlik ve beraberlik’ çağrısı ile ‘borç çok destek yok’ yakarışı…
Hikâye bu ya; bir mafya babası, evli bir kadınla ilişki kurmuş. Kadının kocası işyerinde toplantıya kalacağını söyleyince, mafya babası da fırsattan istifade etmek istemiş ve kadının evine gitmiş.
Kadının evine girerken de adamlarına son talimatlarını vermiş:
“Ben içeri girdikten sonra hemen büyük bir branda ayarlayın ve pencerenin altına dört ucundan gerin. Kadının kocası gelirse kapıyı bir kere çalın, ben aşağıya atlayacağım. Yakalanıp karizmayı çizdirmeyelim... Tamam mı?” Adamlarının tamamı kafasını sallayıp, “Başüstüne patron” demişler.
Mafya babası eve girmiş, tam yatağa uzandığı anda zil çalınca hiç tereddüt etmeden 4. kattan aşağıya atlamış. Kadın üzerine alelacele bir şeyler giyinip kapıyı açmış. Karşısında patronun adamlarından biri varmış...
“Yenge” demiş adam mahcup bir şekilde önüne bakarak, “Patrona söyleyin, branda bulamadık!..”
Hikâyenin bizlere verdiği mesaj net: Ekibinizi, becerikli ve çözüm üretebilen bilgili insanlardan kuracaksınız... Kuramazsanız, ilk acil durumda hiç istemediğiniz darbelere maruz kalır, branda yokluğunda yere çakılırsınız!
Geçmişte 4 kez aday olduğu Bursaspor Kulübü Başkanlığına tek liste ile girip beşincide muradına eren Mestan maalesef ekibini iyi kuramadı.
Bilemiyorum seçim öncesi belki de ‘arkandayız’ diyen kent dinamiklerinden gerekli desteği alamadı.
Ne işe yaradığı hala anlaşılamayan ‘Sportif Direktör’ün isteği doğrultusunda yapıldığı öne sürülen ana ve ara transferlerin hayal kırıklığı yaratması ve de onun tercihi ile takımın başına getirildiği iddia edilen Yalçın Koşukavak geldiği günden gittiği güne kadar Bursaspor’a sadece zarar verdi.
İşbaşı yaptırdığı ‘Profesyonellerden’ yeterince faydalanamayınca da bütün yük başkanın omuzlarına kaldı. Son çare olarak hoca değişikliğine gidip İbrahim Üzülmez’e sarıldı ama inanç ve güvenin erozyona uğradığı bir ortamda başarıya ulaşmak olağanüstü çaba ister.
Futbolcu alacaklarının sezon sonuna ötelendiği, kulüp personelinin 6 aylık maaşlarının ödenemediği bir kulüpten başarı beklemek gördüğümüz kadarıyla belki imkânsız değil ama çok zor…
