USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

30 yıl önce bugündü

25-03-2020

Sıkıntılı günler yaşıyoruz. Ama biraz kafayı da dağıtmak lazım.

Futbolu da özlemişken güzel bir hatırayı canlandırmaya ne dersiniz ?

Yazı fotoğrafı sevgili Serkan Yetişmişoğlu’na ait, öncelikle O’na selam ve saygılarımı göndererek başlamak istiyorum. Bu şekilde gol fotosu çekmek o zamanlar çok önemliydi zira.

Bahsedeceğim maç bir Bursaspor-Fenerbahçe maçı.

Bursaspor diğer şampiyonları ve Fenerbahçe’yi birçok kez yendi.

Ama bazı galibiyetleri çok daha unutulmaz, özel ve coşkuluydu. Şimdi onlardan birini anlatmak istiyorum.

Bursaspor’un 2-0 geriden gelip 3-2 kazandığı maçtan bahsedeceğim.

Ama hayır. 10 yıl önce yani 2010 yılında Kadıköy’deki 3-2’lik galibiyetten değil, onu yeni nesil de net olarak hatırlıyor. Görüntüleri de her yerde var. O maç değil.

Ben biraz daha geriye tam 30 yıl önce tam bu güne yani 25 Mart 1990’a sizleri götürmek istiyorum.

Bursaspor’da Başkan Rahmetli İbrahim Yazıcı Hoca da Yılmaz Vural’dı.

Sezonun 26. haftasıydı ve ligin zirvesi için o haftanın en önemli maçında Bursaspor ve Fenerbahçe karşılaşacaktı.

Çünkü Fenerbahçe yine şampiyonluğa gidiyordu.

O zamanki lakabıyla Yeşil İnciler ligde rahat bir konumdaydı.

Tüm gözler bu maçtaydı ve maç öncesi Bursaspor’un maçı Fenerbahçe’ye satacağı şeklinde çirkin şike iddiaları ortaya atılmıştı. 

“Bursaspor rahat nasıl olsa, Fenerbahçe’ye maçı verir” diyen diyeneydi.

İmalı köşe yazıları, şampiyonlukta iddialı diğer takım yöneticilerinin açıklamaları özellikle Bursaspor’u töhmet altında bırakıyordu.

İstanbul kulüplerinin belalısı bir kulüp için bu iddalar komikti; ama ağızlar torba değildi sonuçta.

Bu atmosferde geçen günlerin ardından maç günü gelmişti.

Karşılaşma pazar günü 14:30’daydı; ama geceden stat çevresinde toplanan iki takım taraftarları arasında resmen savaş yaşanıyordu. Bizzat şahit olduğum o mücadelelerde de kazanan Bursasporlulardı. Neyse o kısmı geçelim.

Maç günü ise İstanbul ve çevre illerden gelen 10 bine yakın Fenerbahçeli tribündeydi.

Buna karşın 15 bin Bursasporlu da Atatürk Stadı’ndaydı.

Sabah 8’de açılan kapılarla birlikte stat hemen doluyor ve karşılıklı tezahüratlar, atışmalar gırla gidiyordu.

İstanbul’dan gelenlerin “Fenerle kimse başa çıkamaz” meydan okumalarına Teksaslılar “Dışarda kaçanlar parmak kaldırsın” diye cevap veriyorlardı.

Fenerbahçeliler özellikle Alman Milli takımının da kalecisi dünyaca ünlü Tony Schumacher’e çok güveniyor ve Bursasporlulara nazire yapıyorlardı.

Alman kaleci her zamanki şapkası, sarı uzun saçlarıyla kendinden emin bir şekilde Fenerbahçe tribünlerini selamlıyordu.

Maç öncesi havayı ısıtan bu atışmaların ardından hakem Sadık Deda düdüğüne üflüyordu.

Bursaspor Yılmaz Vural yönetimindeMuharrem Kayan, Adnan Örnek, Yalçın Gündüz, Ahmet Suphi Evke, Avdo Kalajdzic, Salih Salimoğlu, Andrzej Palasz, Ali Beykoz ( Taner Ertaş), Ali Nail Durmuş, Erhan Kiremitçi, Nedzad Bijedic (Ersel Uzgur) ile mücadele ederken, 

Fenerbahçe ise Todor Veselonoviç yönetiminde Toni Schumacher, Serdar Şenkaya, Necat Barut, Müjdat Yetkiner, Ivan Vichnevski (Bilal Şar), Şenol Ulusavaş, Oğuz Çetin, Nezihi Tosuncuk, Hakan Tecimer, Erdi Demir, Şenol Çorlu ile Yeşil İncilerin karşısındaydı.

Şike iddialarıyla gergin başlayan maçta konuk Fenerbahçe mücadele başlar başlamaz oyunun kontrolünü ele alıyordu.

Bunun meyvesini de daha 8. dakikada Hakan Tecimer’le topluyordu.

Golün ardından İstanbul ekibinin oyun üstünlüğü yine devam ediyordu.

Bursaspor ise sahada pek varlık gösteremiyordu.

Maç öncesi ortaya atılan iddialar akla geliyor ve o iftiraları atanların ağızlarına malzeme verileceği endişesini yaşıyordu tüm Bursasporlular.

Bunları düşünürken Fenerbahçe’nin ikinci golü 28. dakikada eski Bursasporlu Kara Şimşek lakaplı Şenol Ulusavaş’tan geliyordu.

Bursaspor tribünleri adeta yıkılırken 10 bin dolayında Fenerbahçeli “Fincanı taştan oyarlar” nidalarıyla Bursasporlularla alay ediyor ve şampiyonluk şarkıları söylüyordu.

İlk yarı Fenerbahçe’nin 2-0 üstünlüğü ile bitiyordu.

Devre arası Bursaspor tribünlerinde çıt çıkmazken Fenerbahçeliler alaylı tezahüratlarına devam ediyorlardı.

15 dakikalık bekleyişin ardından Bursaspor sahaya önce çıkıyordu.

Çıkıyordu ama bir gariplik vardı. Tüm futbolcular adeta dinamit gibiydi.

Yeşil beyazlı oyuncular sahaya yayılıp tribünlere dönerek “ayağa kalkın” diye işaret edip yumruklarını gösteriyorlardı.

Soyunma odasındaki konuşmalardan sonra ekstra bir motivasyonla sahadaydılar.

Bu arada kaptan Ahmet Suphi çağrılmadan, kendiliğinden Teksas’ın önüne gidiyor ve tribünü susturup “Yeneceğiz bunları bağırın” diye haykırıyor ve yumruğunu öyle bir sallıyordu ki bütün kale arkası ayağa kalkıyordu. 

Bunu gören açık tribün (Maraton) ve kapalı tribün herkes ayaklanıyordu.

İkinci yarı başlar başlamaz “Oley oley haydi haydi gol” tezahüratı gök gibi gürlüyordu. 

Bursaspor tribünlerinden ben o şiddette bir tezahüratı şu ana hiçbir maçta duymadım desem yeridir. 

Sesin şiddetinden kapalı tribünün üst tarafındaki saçtan yayın kabinleri bile zangır zangır sallanıyordu.

10 bin Fenerli ise “Noluyor böyle” modundaydı.

Bu atmosfere Fenerbahçe sadece 4 dakika dayanabiliyordu.

Erhan Kiremitçi nam-ı diğer Küçük Erhan, dünya yıldızı Schumacher’i avlıyordu.

Daha bu başlangıçtı tabii.

2-1’in ardından oyunun kontrolü tamamen Bursaspor’un eline geçiyordu.

Yeşil beyazlı oyuncular dalga dalga Fenerbahçe üzerine gidiyordu.

Bu ataklar 66. dakikada sonuç veriyor ve yine Küçük Erhan Alman kaleciyi çaresiz bırakan vuruşu yapıyordu.

Bursaspor tribünleri bayram yerine dönerken “üç üç üç “sesleri stada uzak semtlerden bile duyuluyordu.

Bursasporlu futbolcular da taraftarlarının bu isteğine karşılık vermek için saldırmaya devam ediyorlardı.

Bir sezon öncesinin şampiyonu, o sezonunda şampiyon adayı Fenerbahçe ise bir puanı kurtarma telaşındaydı; ama nafile.

Dakikalar 81’i gösterdiğinde sahnede yine günün başrol oyuncusu Küçük Erhan vardı.

Fenerbahçe’yi de, Maradona ile karşılıklı dünya kupası maçı oynamış kalecisini de avlarken hem kendisinin hem de takımının 3. golünü ağlara gönderiyordu.

O 3. golle birlikte Bursaspor tribünlerinin en üstlerindeki taraftarların bile aşağılara yuvarlanışını 30 yıl geçmesine rağmen daha dün gibi hatırlarım.

Maçın sonlarına doğru yine evet yine Küçük Erhan topu kapıp Schumacher’e doğru giderken Hakem Sadık Deda Fenerbahçe’lerine ! kıyamıyor ve düdüğüne üfleyerek 4. golü önlüyor ve maçı bitiriyordu.

Bursaspor, şampiyon apoletli Fenerbahçe’yi Atatürk Stadı’na adeta gömerken Bursasporlu taraftarlar çıt çıkmayan Fenerbahçe tribünlerini “İşte canlı mezarlık ve Biz şampiyon Öperiz”! diyerek uğurluyorlardı.

Bursaspor öyle bir galibiyet almıştı ki, hem Fenerbahçe’yi, hem hakemi, hem de şike imalarında bulunan herkesi yenmişti. 

Maçtan sonra çift şerit trafiğe kapanan Altıparmak’ta herkes yere çöküyor ve Çatalfırın’dan stat önüne kadar İtalyanolar yapılıyordu.

Bursasporlular, aslında Fenerbahçeliler için de çok özel ve unutulmaz bir maçtı.

Ve o maç adeta “gelecekte yaşanacaklardan haber veriyordu. 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?