Birden doğrular yanlış oldu, yanlışlar doğru oldu.
İnsanlığa bir at sineği musallat oldu ki; istediğin kadar kaç…
Nerende belli değil.
Ensen de mi, elinde mi, karşındaki dostunun dilinde mi?
Bankamatik ten çektiğin para da mı, manavdan aldıklarını koyduğun torbada mı?
Eşe dosta sarılamaz, elimizi uzatamaz olduk.,
Ne hale geldik?
Kendi elini, kendi yüzüne süremiyorsun.
Yapılan planlar kurulan hayaller uçtu gitti avucumuzdan…
Olması imkânsız işler oldu, iki ay önce anlatsalar inanmazdın.
Hani derler ya ‘hiçbir uçak havada kalamaz’diye…
İşte aynen öyle, gökyüzündeki bütün uçaklar kuş gibi yere indi.
Oteller, yurtlar, sinemalar, tiyatrolar, müzeler kepenk indirdi.
En büyük turizm fuarı hastaneye çevrildi.
En büyük tutkumuz maçlar iptal edildi.
Birkaç insanın bir arada olacağı her şeye kısıtlama geldi.
Otobüste sarılarak tutunduğu direğe, evdeki kapıların kollarına düşman gibi bakıyorsun şimdi.
Trenler vapurlar durdu, yollar denizler boşaldı.
Petrol sudan değersiz oldu.
Kutsal topraklardaki ‘Allahın evi Kabe’ yi ziyaretyasaklandı.
Kimin gücü yeterdi buna?
Suudiler kapatsa 3. Dünya savaşı çıkardı…
Toplantılar, organizasyonlar, fuarlar, düğünler, kokteyller, cemiyetler toptan iptal oldu.
Ölsen cenazene gelecek insan bulamayacaksın.
Gelseler bile musalla taşının ardında sana karşı omuz omuza saf tutamayacaklar.
Akrabaların, arkadaşların, dostların aralarına birer metre mesafe koyacaklar.
‘Turizmde patlama yapacağız’ derken, turist gelmesin diye havadan karadan sınırları kapattık…
Babanın elin öperken düşünüyorsun, yavrunu okşamak istiyorsun ama elin gitmiyor.
Yeni dostların var artık; sabun, su ve yalnızlık…
Hayattan bir teselli ararsanız, albümlerdeki siyah beyaz fotoğraflara bakın.
Belki moraliniz düzelir belki biraz gülümsersiniz.
Çünkü güzel olan dündü!.
Dili, dini, ırkı, mezhebi, memleketi fark etmiyor, ilk defa aynı gemide süratle bir meçhule sürükleniyoruz.
Yaşarsak göreceğiz…
