USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Vefasızlar!

29-09-2015

Öncelikle şunu vurgulayarak başlamak istiyorum. İçinde bulunulan durumdan kadroyu koruyamayan ve ardından menajerlerin yönlendirmesiyle transferleri yapan yönetim ve sahadaki kariyerleri ile ters orantılı performanslarıyla futbolcular da en az Ertuğrul Sağlam kadar sorumludur.

Maç başladı haftalardır olduğu gibi takımın ne oynadığı belli değil, ne göbek, ne kanatlar çalışıyor. Oyunu rakip sahaya yıkıp rakibi hataya zorlayacak hiçbir varyasyon göremiyoruz. Kariyerlerinden kaliteli olduğu belli olan isimler, kariyerlerinin tersi performanslarına devam ediyorlar. Doğru düzgün pas bile atan yok. Tribünler ise hocayı yönetimi istifaya çağırıyor. Kısacası eski kötü yıllardaki gibi  tam nostaljik! bir akşam yaşıyoruz diye düşünürken, basın toplantısında bir nostalji de Ertuğrul Sağlam’dan geldi. İstifa çağrılarına maç içinde el kol hareketleri ile olumlu!  yanıt veren Hoca, soyunma odasındaki ikna çabalarının sonucunda soğukkanlı davranmayı başardı. Ancak basın toplantılarındaki açıklamaları talihsizdi. Hoca’nın içinde bulunduğu duygusal ortam ve baskı nedeniyle bu kelamları ettiğini düşünerek üzerinde fazla durmamak en iyisi diye düşünüyor ve yazımda da yer vermemeyi planlıyordum ancak ulusal medyadaki ‘Bursaspor’un açığını arayıcılar’ a malzeme olununca, konu hakkında birkaç kelam etmek gerekti.

Hoca yayıncı kuruluşa yaptığı açıklamada “vefasızlık” kelimesini kullanmış ki, burada görev yapmasının asıl nedeni bu şehrin vefasıdır aslında. Çünkü şampiyonluğun ardından Bursaspor’da ve görev yaptığı diğer kulüpte herhangi  başarı kazanmadığı ve birçok hata yaptığı halde (ki kendisi de göreve geldiğinde bunu itiraf etmişti) sırf şampiyonluk senesinin vefasına tekrar takımın başına getirildi.

Daha önce de yıllardır şampiyonluğu konuşan hedefleyen bir camiaya “Hayal bile edemediğiniz şampiyonluğu yaşattım” diyen Sağlam, dün akşam da “ Bu takım ilk 10’a bile giremiyor hatta küme takım düşmediği için sevinip konvoylar yapılıyordu, ben geldim şampiyonluk yaşadınız” minvalinde bir şeyler söyledi.

Hoca eski yılları falan hatırlatıyor; ama biz o yıllardaki başarısız hocaları ve yönetimlerin nasıl protestolara maruz kaldıklarını daha iyi hatırlıyoruz. Dün akşam ki sözler devede kulak diyelim ki daha iyi anlaşılsın.

Ayrıca sevgili hocamız haklı olarak “Ben bu kulüple şampiyonluk yaşadım, bu sene bedava çalışacağım demeyeceğine göre, camianın da “ O’nunla şampiyonluk yaşadık, başarısız olsak da önemli değil” demesini beklememesi lazım. Geçmişte yaşanmaz.

Zaten kazanılan başarının karşılığı maddi manevi kendisine verildi.

Ayrıca eleştirilere en iyi cevabın tribünlerle diyaloğa girerek veya basın toplantılarında değil, Bursaspor’u yine şampiyon yaparak vermesi gerektiğini ifade etmek isterim. Keramet gerçekten kendisinde ise bunu yine yapabilir. Böylece de herkes susar.

İnsanlar ondan cesur futbol oynayan, kaybetse bile ezilmeyen bir takım istiyor başka bir şey değil. Bunu anlamak bu kadar mı zor? Takım yeniden kurulduğu için kendisini mümkün olduğu kadar eleştirmemeye özen gösteriyorum çünkü bu durumun sorumlusu O değil; kendisine yönelik eleştiriler de doğruluk payı var; ama geçen yılki takımla karşılaştırmalı olanlar yanlış. Çünkü geçen seneki futbolcular yok. Onlar olsa ve takım böyle oynasa tamam.

Burada istifa çağrılarından nasibini yönetim de aldı ki bu gayet normal. Beş sene önce şampiyon olmuş bir takım düşme hattına indiyse ve oralarda yer alan bir rakibini bile yenmekte zorlanıyorsa müsaade edin de insanlar birazcık tepki göstersin. Camianın kırmızı çizgileri sürekli ihlal edilirken, mali konularda insanların kafasındaki soru işaretleri gittikçe büyürken birde saha sonuçları kötü olursa taraftar da sabır taşı değil sonuçta. Bir yerde yolunda gitmeyen bir şeyler varsa, hatayı başkalarına veya eleştirenlere atmak yerine özeleştiri yapıp düzeltme yoluna gitmek en doğrusudur. Başkan ve hoca kulübün en önemli iki koltuğunda oturuyorlar. Kısacası topun ağzındalar. İşlerini soğukkanlılıkla yapmaya çalışmalılar, hala olmuyorsa gereğini de yapmalılar o ayrı.

Başa dönecek olursak, Hoca vefasızlık konusunda haklı; ama adres yanlış. Bu şehirde vefasızlar var doğru; ama O vefasızları şehrinin takımına yıllardır sahip çıkan tribünlerde değil, bu şehir sayesinde zengin olup Bursaspor’a destek olmayan, bu kulübü taşıyacak ağırlıkta, güçte başkanlar, yöneticiler çıkaramayan veya Bursasporlu gibi görünen, Bursaspor’dan nemalanan, reklamını yapan fakat ihtiyaç olduğunda ve gerektiğinde ortalarda görünmeyen işadamları arasında aramak gerekiyor. Çünkü bu şehirdeki asıl vefasız Onlar!

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?