USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Biz neden yokuz bu yarışta?

04-02-2020




Geçen hafta sizlere, bizim Konya Ovasından, 38 bin km2, biraz büyük, 41 bin km2, Hollanda'nın, dünya sebze-meyve ihracatında, ABD'den sonra, 2019'da 94,5 milyar Euro ile, ikinci sıraya oturduğunu aktarmıştım. O yazıyı yazarken, DSİ mensubu olmam nedeniyle atılan her adımından bilgi sahibi olduğum, DSİ'nin oluşturduğu ve geliştirdiği Güneydoğu Anadolu Projesi, GAP projesi gözümün önünden aktı, durdu. Proje kapsamında Fırat ve Dicle nehirleri üzerinde 22 baraj, 19 hidroelektrik santral yapımı ve bölgedeki 3.3 milyon hektar tarım alanının 1,7 milyon hektarının sulanması hedeflenmişti. Bugün itibariyle 19 baraj enerji üretiyor ve 700 bin hektar tarım alanı sulanıyor.
GAP içinde, başta Harran olmak üzere, Altınbaşak, Ceylanpınar, Suruç, Kilis, Birecik, Gaziantep ovaları yer almaktadır.
Bölgeye sulamanın girmesiyle ekonomik girdisi yüksek ürünlerin çeşitliliği artıyor. Mısır, buğday, pamuk, soya fasulyesi, sarımsak, susam ve biber gibi ürünlerin yanında meyvecilik hızla gelişiyor. Özellikle şeftali, erik, kayısı, elma, armut, salatalık, ceviz, üzüm gibi meyveler, suyun ovalara ulaşmasıyla, yaygınlaşıyor. Çiftçinin bilgi düzeyinin yükselmesiyle de, tarla sebzeciliğinin yanında seracılık gelişiyor ve kış aylarında turfanda sebzecilik başlıyor. Bölgenin jeotermal kaynaklarının varlığı seracılığı güçlendiriyor ve kış aylarında da üretime devam edilebiliyor. Bir başlangıç olarak, serada yetiştirilen domatesler Avrupa ülkelerine, Rusya'ya ve Çin'e ihraç edilmeye başladı, 2018 yılında 8,7milyar dolar ihracat yapılmış.
Türkiye'nin kırmızı mercimek ihtiyacının büyük bölümü, pamuğun % 40'ı bu bölgeden karşılanıyor. Çilek üretimine başlandı, ülkenin en büyük çilek üretim merkezi oluyor, mısırda yılda iki ürün alınıyor, ülke ihtiyacının gene büyük bölümünü karşılıyor.
Bölgenin kurak torakları suya kavuşunca bereket artıyor, jeotermal kaynakların varlığı da seracılığı hızla geliştiriyor. GAP projesi kapsamında halen 700 bin hektarı sulanan alan büyüklüğü, önümüzdeki yıllarda 1,7 milyon hektara ulaşacak ve üretilen ürünlerin miktarı da hızla artacak.
Bölgedeki 2,2 milyon hektar çayır-mera alanında yapılan hayvancılıkta da önemli bir konuma sahip, ülkemizin sığır varlığının % 9'u, koyun varlığının % 19'u, keçi varlığının % 25'i bu bölgede yaşıyor.
Aslında bu çok değerli tarımsal kaynaklarımızın akıllı kullanılması yolunda belki küçük, ama çok doğru ve çok köklü bir adım da atılmış, Altınbaşak Uluslararası Mesleki Teknik Anadolu Lisesi geleceğin bilgili çiftçilerini yetiştirmeğe başlamış. Burada eğitim gören öğrenciler, sebze, meyve ve tarla bitkileri yetiştiriciliğini, tarım aletleri ve makine kullanımını ve tamirini, uygulamalı bir sistem içinde öğreniyorlar. Okulda kurulan seralarda alternatif ürünleri de yıl boyu yetiştiriyorlar. Okul Harran Ovasının ortasında, tarım kökenli ailelerin çocuklarını eğitiyor.
Görüyorsunuz, sütümüz, unumuz, şekerimiz var, gelin helvamızı pişirelim, hem de çok lezzetli olarak;
•Kooperatifleşme, her ne kadar bölgede kooperatifler birliği varsa da, Hollanda kooperatif modelinin aktif yapısı yok. Bölgenin üretim motorunu güçlendirecek ve hızlandıracak bu yapının, her köyde, tüm üreticilerin üye olduğu bir kooperatif kurulması ile sağlanacağı çok açıktır. Kooperatif yapısının ziraat mühendisleriyle güçlendirilmesi ve mühendislerin tarlalardaki çalışmayı, içinde yaşayarak yönlendirmesi, hem doğru üretim sistemini yerleştirecek, pazarın yankılarını ürün yelpazesinin oluşumuna aktaracak, hem de verimi artıracaktır.
•Eğitim, kurulan Mesleki Teknik Anadolu Lisesindeki eğitim düzeni çok doğru bir model, benzer meslek liseleri, tüm köylerdeki gençlerin yetişmesine imkan verecek düzeyde çoğaltılmalıdır. Bu gençler hayata atıldıklarında, yeni bilgilerle tarlalarına dönmeli, kendi ailelerinin üretim sistemini geliştirmelidirler.
•Yeni bilgi akışı, bölgedeki üniversiteler GAP proje alanındaki tarım ve hayvancılık alanlarında yapacakları araştırmalarla bulacakları verimi artıracak yeni sistemleri, çiftçilere ulaştırmaları ve onları eğitmeleri, çok değerli olacaktır. Hollanda'daki üniversite araştırmasının ürünü olan tavuk küspesinin top marul üretiminde çok verimli bir gübre olduğunun bulunması ve uygulanması gibi.
•Pazarlama, bizim Ağaköy Kooperatifinin ve tabii Hollanda kooperatiflerinin yaptığı gibi pazarlama süreci kooperatifçe yürütülmelidir. Böylece üretici ile alıcı arasına tüccar girmeyecek, üreticinin karı bölünmeyecektir. Bu arada iç pazarlar yanında dış pazarlarda da etkin olunmalı, bu konuda doğru adımları Ağaköy armut ihracatı ile, ki halen üretiminin % 65'ini ihraç ediyor, GAP çiftçileri de domates ihracatı ile atmış durumdalar, bu adımları tüm Avrupa ve dünya ülkelerinde, örneğin Çin'de, bölgenin gözde ürünlerini de sunarak, etkin biçimde atmaya devam etmelidirler.
•Üretim, İspanya'daki hayvancılık kooperatifinin yaptığı gibi, kooperatif üyelerinin ortak olduğu üretim şirketleri kurulmalıdır, oradaki hayvan yemi üreten şirket, süt ürünleri üreten şirket gibi, yetiştirdikleri ürünlerin bir bölümünü, işlenmiş olarak piyasaya sürmelidirler.
Sonuç: GAP projesi Türkiye tarımının gelişimi için önemli bir örnek, gelin, Trakya'yı, Bursa, Karacabey, M.K.P. ovalarını, Ege Bölgesini, Konya ovasını, Adana/Mersin ovalarını, Akdeniz kıyılarındaki muz, Karadeniz bölgesindeki çay üretim alanları ve daha birçoğunu, yukarıda anlattığım model içinde geliştirelim, biz de dünya pazarlarına tarım ve hayvancılık ürünleri ihraç eden ülkelerin ön sıralarında koşalım.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?