USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

D e p r e m

04-02-2020

 40 saniye sürdü. Geçen hafta yazmıştım. Bugün kayıplarımız biraz daha netleşti. Elazığ'da 37, Malatya'da 4 olmak üzere, Ölü sayımız 41. 1607 yaralımız var, bunların 1516'sı taburcu edildi. 91 vatandaşımızın tedavisi devam ediyor. Enkaz altından 45 kişi sağ olarak kurtarıldı.

AFAD tarafından yapılan açıklamada, Elazığ, Malatya, Diyarbakır, Adıyaman ve Kahramanmaraş'ta incelenen 23.045 binadan 496'sının yıkıldığı, 5.407'sinin ağır, 616'sının orta ve 7.981'inin az hasarlı olduğu, 138 binanın Acil olarak yıkılması gerektiği, 6.163 binanın ise hasarsız olduğu söylendi.
Bu tespite ve sayılara ibretle bakınız. İncelenen 23.045 binada hasarsız olanların oranı sadece % 27. Yıkılan ve kullanılamaz durumda olup yıkılması gereken ve hasarlı binaların oranı ise % 73. İşte Türkiye' nin yapı stoğunun gerçeği bu. Binalarımızın % 73'ünün 6.8 şiddetinde, 40 saniye süren bir depreme karşı ne kadar güvenilmez olduğunun en taze ve realist kanıtı. Bursa'da benzeri bir çalışmaya acil ihtiyaç vardır.
Çok büyük bir deprem yaşandı ve çok çok ucuz atlatıldı. Şükürler olsun, Allah beterinden korusun. Bilim yalan söylemez. 3 Bilim insanından çok kısa bir süre önce uyarılar gelmişti. Profesör Naci Görür 'Elazığ ve köylerini depreme hazırlayın' demişti.Jeoloji Profesörü Feyzi Bingöl 'Sivrice merkezli bir deprem bekliyoruz' demişti. Yine Profesör Sönmez Üşümezsoy 'Akhisar ve Elazığ' için dikkatleri çekmişti. Bu uyarıları duyan oldumu acaba.?.
Yine bir süredir özellikle İstanbul için çok ciddi uyarılar yapılıyor. Bursa'da yaşıyan bir İnşaat Mühendisiyim ve Bursa'nın yapı stoğunu tanıyorum. Bursa'da bu çapta bir deprem olması halinde, hepimizi Allah korusun. Olası kayıplarımızı telaffuz etmek dahi ürkütüyor. İstanbul' u ise düşünmek dahi korkunç. Şu kadarını söylemek gerek, Türkiye kilitlenir. Yıllarca kendimize gelemeyiz.. Ne yazık ki tablo kötü ve yapılan nerede ise hiçbir şey yok..Bile bile, göre göre yaklaşıyoruz. Elazığ'da 596 bin, Bursa'da 2 milyon 940 bin, İstanbul'da ise 15 milyon 70 bin insan yaşıyor. Ve beklenen Deprem 7.2 şiddetinde.
Kısa bir süre önce, Sanayicilere, Depremin Sanayi bölgelerine olası etkileri konulu bir konuşma yapmıştım. Pek çok Sanayici ve Milletvekillerinden bir kısmı toplantıda idi.. Konuşmam bittiğinde Başkanın teşekkürleri akabinde, bir Milletvekili şöyle dedi. 'Biraz abartmıyormuyuz Adil bey. Vatandaşımızı korkutmasak' Halbuki konuşmam, geçmiş depremlerde yaşananlar ve olası bir Bursa depreminde yaşanabilecekler konusunda Bilim adamlarının yaptığı çalışmalar ve vardığı sonuçları aktarmaktan ibaretti. Bana görede bunlar sık sık anlatılmalı, insanlar çare aramaya teşvik edilmeli..Keşke gerçeği saklamakla depremden kurtulsak. Umarım 1 ay sonra unutulacak Elazığ depremine bakıp kimse korkmamıştır..
Kentsel Dönüşüm Yasası diye bilinen yasa, 8 sene önce yürürlüğe girdi. Ancak Kentsel Dönüşüm konusu halen sahipsiz ve beklemede.. Yapılan birkaç cüzi çalışma ise hatalarla dolu. Bu işle ilgili bilgilendirme gayretinde yada proje geliştirme çabasında olan kurumda yok. Mesela BTSO. Bursa'daki en güçlü kurumlardan biri..İnşaat Komisyonları falan var. Neden proje üretmezler, çaba sarfetmezler. Neden sivil toplum örgütleri, odalar laftan öte bir şeylerle ciddi organizasyonlara vesile olmazlar. Vatandaşın bilinçlendirilmesi için birşeyler yapmazlar. Bakınız. Hiçbir kurum ve kuruluş bu benim işim değil diyemez. Bu Bursa'da yaşayan, herkesin işidir. Bugün Resmi,Yarı resmi,Sivil her tip kurumun başında yetki sahibi olan herkes, her an olması muhtemel bir depremin sonuçlarından sorumludur..Ya bugün görmezden gelip, yarın eğer bir yıkıntının altında değilse, ikiyüzlülükle ağlayacak, yada bugün elinden geleni yapıp, kurtarılan canların dualarıyla sevap alacak..
Elbette kimse kimsenin çürük evinin yerine, bedava ev vermeyecek. Buna Devletin dahi gücü yetmez. Yetsede yapmamalıdır. Devletin parası milletindir ve harcanırken adalet olmalıdır.. Herkes kendi evini, kendi yenileyecektir. Buna şu an gücü yetmeyebilir. Yardımcı olmak adına, onlarca proje, yöntem vardır. Herkesin imkanına uygun çareler üretilebilir. Mesele akılcı yollarla bu organizasyonu yapmak, dürüst ve adaletli olmak, insanımızın güvenini kazanmaktır. Bu çalışmalar dahi Bursa gibi bir metropolde önemli zaman gerektirecektir. Oturma günü değildir. Kimse unutmamalı. Deprem öldürmez. Çürük yapılar öldürür.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?