USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Anlayamıyorum!

17-12-2019

Yalçın Koşukavak’ı da geldiği ilk günden beri anlamaya çalıştım…

Aynen yıllar öncesinde Hagi’yi, Daum’u, Ertuğrul Sağlam’ı, Hikmet Karaman’ı anlamaya çalıştığım, ya da ya da yakın geçmişte Paul Le Guen’i, Hamza Hamzaoğlu veya Samet Aybaba’yı anlamaya çalıştığım gibi…

Maç sonu kritiklerinde ‘bence’li veya ‘bana göre’li cümleler kurmamaya özen gösteririm. Çünkü önemli olan benim ne düşündüğüm değil, hocanın ne düşündüğüdür, oyuncunun ne yapmaya çalıştığıdır.

Lâkin belki de bu meslekte hayatımda ilk kez bir hocayı anlamakta bu kadar güçlük çekiyorum. İlk kez zihnimi bu kadar zorluyor, ilk kez ‘farklı düşünmeye, kontra düşünmeye’ bu kadar çaba gösteriyorum. Lakin -kusura bakmayın- ben artık Yalçın Hoca’yı anlayamıyorum.

Şüphesiz şu gerçeği de göz ardı edemeyiz:

Sevgili hocamızın göreve geldiği günden bu yana camiada oluşan Bursaspor markası ile uyuşmadığı izlenimi ben de var.

Koşukavak’ı Bursaspor teknik direktörlüğüne uygun görmeyenleri anlamakta pek zorlanmıyorum ama şu da bilinmelidir ki; Bursaspor’un tarihi kültüründe öyle bir-iki başarısız sonuçla hoca gönderilmez. Hocanın ‘gitmesi, gönderilmesi’ için ‘hedeflerin tümüyle bitmesi’ gerekir.

Ne var ki; böyle düşünmeyenlerin dayanağına baktığımızda ortaya bir ‘beceriksizlik iması’ çıkıyor ve de gelecek adına ‘umutsuzluk endişesi’ yatıyor…

Ve de maalesef Yalçın Koşukavak söylemleriyle/eylemleriyle bu görüşü benimseyenleri adeta körüklüyor.

Mesela; son Altınordu beraberliği sonrası ‘Rakibimiz aynı hocayla uzun süredir birlikteydi’ gibisinden uçuk bir savunma hangi mantığı ürünü ki?

O zaman senin takımını yeni hocalarıyla yenen Adanademirspor ile Giresunspor örneklerine ne diyeceğiz?

Sakatlık ve cezalı dışında takımı/sistemi hiç bozmadan biri-iki ufak dokunuşla yola devam etmek varken, her maça farklı bir 11’le başlayıp bütün kartları yeniden karmanın intihardan ne farkı var?

Bursaspor’un bir oyun planı yok, doğaçlama oynuyorlar. 

Çünkü bu takımın patlayan bir gücü yok.

Arkalarında duran iki güç var.

Birincisi tribündeki seyircisi, ikincisi kaledeki file bekçisi…

Futbolda bir ezberiniz yoksa tesadüfen kazanırsınız. 

Söylemek olduğumuz şu ki; o taraftar ile kaleci Çağlar olmasaydı, Bursaspor bugün klasmanda durduğu yerde olmazdı!

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?