Kafaca maça hazır olmamak, bireysel hatalar ve bazı oyuncuların kapasitesinden az performans göstermesi de bu mağlubiyete etkendi evet; ancak bunlar maça göre değişen etkenler.
O yüzden lig başından beri değişmeyen hatalardan bahsetmek daha doğru diye düşünüyorum.
Sezon başladığından beri Bursaspor’un ofansif oyun ve gollük pozisyon üretkenliğinde yetersiz kaldığını, az da olsa girilen fırsatlar için ise gol bölgesinde tek forvetle, Kubilay’la olmayacağını söylemekten bıktım.
Zaten bunları söylemek için futbol uleması olmaya falan da gerek yok.
Az buçuk futboldan anlayan herkes Bursaspor’un rakiplerinin üzerine gidemediğini, az pozisyon ürettiğini ifade ediyordu.
Kazandığımız maçlarda da bu eleştirilere devam ettik.
Çünkü gelen goller öyle çalışılmış planlı hücumlarla falan gelmiyordu.
Bu şekilde ve bu oyun anlayışının hedefe ulaştıramayacağından endişeliydik.
Yalçın Hoca ise hem bu oyun anlayışında hem kadro seçiminde inatlarından hiç vazgeçmedi.
“Bu oyuncuları ben aldırmadım” ve “Kazanıyorsam haklıyım” diyerek devam etti.
Evet savunması hep bu şekildeydi.
“Sen Bursaspor’sun bir alt ligdesin kendi sahanda çift forvetle oynamalısın” demekten dilimizde tüy bitti.
Giresunspor’a karşı takım 3-0 geride forveti çiftledi.
Peki neden?
Çünkü “Gol lazım” yani “Çift forvetle gol bulma şansım daha çok” diye düşündü.
Ee be Hoca’m maçlara başlarken gol lazım değil mi?
İlla ki geriye düşünce mi gol için gerekli olanı yapacaksın?
Hücum hattını güçlü tutup maçları baştan kopartsan olmaz mı?
Neden bu takımı taraftarı tek başına yetenekleri çok sınırlı Kubilay’a mahkum ediyorsun?
Bu maça ve diğer maçlara Seleznov- Ali Akman ikilisiyle başlasaydın ne olurdu görmüş olman lazım artık !
Diğer yandan Selçuk Şahin oynadığı müddetçe ne verdi ki ısrar ediyorsun?
Penaltı resmen O’nun hediyesi.
Lato zaten takımı eksik oynatıyor.
Bu takım sezon başı gençlerle çok daha iyi top oynadı, mücadele eti, maçlar kazandı.
Ne işimiz var emekliliği gelmiş de geçmiş adamlarla?
İkisi oyundan çıktı. Takımının enerjisi birden bire yükseldi.
Yalçın Hoca...
Çok uzatmaya gerek yok. Bursaspor taraftarı maçlarda Giresun karşısında 3-1’den sonraki oyunu istiyor.
Takım bu oyunu oynayabileceğini gösterdi. Bunu maç içine yayabilmek çok zor olamasa gerek.
Sadece doğru kadro ve motivasyon işi.
Yani Senin işin.
Futbolun yazılı olmayan basit kuralları vardır, alfabesi vardır.
Futbol, doğru kadro planlaması, yetenek, güç, taktik ve motivasyon oyunudur.
Yeni nesil hoca akımına kapılıp çok fazla matematiğe, geometriye, süslü futbol terimlerine dalıyorsun; üstüne inatlar da binince olmuyor işte.
Bizlere gösterdiğin bu yapından farklı olarak geçen maçta “Çat çat pat pat” diyerek soyunma odasında taktikler veriyordun.
Bu maçta o çat çat pat patlar senin kulağında hataların olarak yankılanmış olmalı.
Çünkü sahada hiç bu kadar net olarak görülmemişti. Gören görmüştü de, şimdi herkes gördü.
Dilerim artık ders almışsındır.
