USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Hayret ediyorum!

07-10-2019

Her transfer döneminde görüyoruz, yeni gelenleri havaalanında yüzlerce kişi karşılıyor, karga tulumba omuzlara alıyor… Bu olağanüstü karşılamayı gören futbolcu afallıyor zaten, hemen ‘Dünyayı Kurtaran Adam’ hislerine gark olup önüne uzatılan mikrofonlara bomba açıklamaları yapıştırıyor… İşler yolunda gitmeyince de dönüş bileti eline tutuşturulan o futbolcuyu havaalanında sadece menajeri uğurluyor!

Keza yine transfer dönemlerinde düzenlenen o anlı-şanlı imza törenleri…

Özlüce’de çimler üzerinde yapılan taraftarın akın ettiği, yöneticilerin medyada görünmek adına itişip/kakışarak poz verme yarışına girdiği o törenleri bir hatırlayın…

Demek istediğim o ki; duygusal bir millet olduğumuz için çabuk abartıyoruz, baktık ki olmuyor yerden yere vuruyoruz!

Sözgelimi; son Altay maçı öncesi ve de sonrası yazılanlara/çizilenler/söylenenlere şöyle bir göz atıyorum da…

Bursaspor için ‘Kolej Takımı’ yakıştırması yapılan bir değerlendirme okumuştum. Bir kolej mezunu olarak devletin okullarına haksızlık yapıldığı düşüncesiyle hiç sevimli bulmam bu tanımlamayı. Geçmişte Metin-Ali-Feyyaz’lı Beşiktaş’ı tarif etmek için kullanılan ‘Kolej Takımı’ kavramı genç/mütevazı/sempatik/ sevgi ve saygıya dayalı arkadaşlık ilişkilerinin üst düzey olduğu takımlara yapılır.

Dönüp bakıyoruz Bursaspor’a

Selçuk (38), Selezynov (35), Latovlevici (34), Özer (33) yaşında…

Böyle bir ortalama ile nasıl ‘Kolej Takımı’ olunur ki? 

Bir takım düşünün ki; 5 haftalık süreçte takımın başında kaptan olarak çıkan alt yapıdan yetişmiş bir oyuncunuz var. 6. Haftada ilk kez ilk 11’de forma giyen yeni transferiniz sahaya kaptan olarak adım atıyor!

Hani gelenek, hani disiplin, hani otorite nerede?

Kolundan pazuband sökülen o gencin psikolojisi takım içindeki saygınlığı ne olacak?

Altay maçı sonrası satır aralarına sıkışmış bir yorumla noktalayalım…

‘Bursaspor galibiyeti sonrası Altaylı futbolcular şampiyon olmuş gibi sevindiler!’

Ne var bunda? Ne yani oturup ağlayacaklar mı? Demek oluyor ki ‘Bursaspor öyle büyük kulüp ki’ yeneni havalara uçuruyor…

Kaldı ki; sen ite-kaka galip geldiğin maçlardan sonra ‘Timsah Yürüyüşü’ yapıyorsun ya!

Ahı gitmiş vahı kalmış Eskişehir’i yendikten sonra soyunma odasını bayram yerine çeviriyorsun ya!

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?