USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Temiz teknolojilere geçerken

27-08-2019

Yeryüzünde insan varlığını devam ettirebilmenin koşullarını sağlayabileceksek, bu ancak sorumlu çabalarla mümkün olacaktır.

Zira; sürekli çıkışta olan bir ivmeyle giderek pahalılaşan enerji kaynakları,

diğer yandan sera gazı salınımları sebebiyle farklılık gösteren iklim koşulları ve bunun yaşamı tehdit eden sonuçları tüm canlıları olumsuz etkilemekle kalmıyor artık hasta ediyor.

Dünya’ya bakışımız sadece kendi yaşam alanımız olarak dar bir pencere değil, çocuklarımıza bırakılacak miras olarak da bir hayat felsefesi niteliğinde önemini korumalıdır.

Yeryüzündeki enerji kaynakları ve su hızlı bir şekilde tükeniyor.

Bugünün petrol savaşları yerini yarın, içilebilir ve kullanılabilir temiz su arayışları kavgasına devredecek.

Enerjiniz kısıtlıysa üretimde sekteye uğrar, müreffeh yaşamda kısa sürer.

Bu yüzden enerji gereksinimlerimizi planlamalıyız. Bu konuda toplumlara ve hükümetlere çok ciddi görevler düşüyor.

Toplum açısından baktığımızda enerji tasarrufu sağlayacak hemen her adımı hızlıca atmamız gerekir. Misal;  ısı yalıtımlı binalar, tasarruflu ampul kullanımları, güneş enerjileri, elektrikte bilinçli tüketim, toplu taşımacılık tercihinin arttırılması gibi.

Temiz Enerjiler her ne kadar günümüz itibariyle fosil yakıtların yerini alamasa da, önümüzdeki zaman dilimini de hesaba katarak bu kulvara daha fazla yönelmek neredeyse kaçınılmaz durumda. Avrupalılar ve A.B.D bu konudaki adımlarını 1970 li yıllardan itibaren atarak alt yapılarını çoktan oluşturdu.

İşin garip tarafı konuyla ilgili gerekli madde ve malzemeleri de bizim ülkemizden ithal ederek yaptılar.

Kendi bölgem Gemlik adına bunun bizzat canlı şahitlerindenim. Bu konuda yaptığım tespitler, uğraşılar, projeler maalesef o dönem bürokrasiyi aşamadı. Hatta muhatap dahi bulamadığım zamanlar oldu.

Şimdilerde on - on beş yıl öncesine göre toplum olarak aura’mız daha bir boyut değiştirdi. Gelişti.  Teknolojinin dünyayı küçültmesiyle birlikte insanların farkındalığı da arttı.

Yurtdışında ise durum tahmin edilenden farklı değil tabi ki.

A.B.D nin yaklaşık 300 den fazla şehri epey bir zamandır Temiz Enerji’nin nimetlerinden faydalanıyor. Halkı o bilinci benimsemiş, kabullenmiş.

Biz ise emekleme devresini yeni aştık. Oysa; Güneş ve Rüzgar Enerjileri bizim ülkemizde daha bir üst seviye kalitede.

Geçmişte Libya’nın Arap Baharı sürecini yaşaması, Fransızların bu ülkedeki Güneş ışınlarının dünyada ki en dik ışınlar olduklarını tespit etmesiyle işleyen bir süreçtir. Fransa kurduğu güneş panelleriyle ilk günden bu yana bu enerjiyi sömürüyor. Bunun yanında Libya topraklarından çektiği birinci sınıf aromalı petrol de cabası.

Bu konuda ki bilgilerimizi tazeleyecek olursak hatırlıyoruz ki; Temiz Teknoloji alanı 4 temel sektörü kapsıyor. Bunlar;

·        Enerji

·        Taşımacılık

·        Su

·        Malzeme sektörleri

 

Bu alan içine yakından bildiğimiz Güneş Enerji Sistemlerinden tutun da, Rüzgar Enerjisi, Biyoyakıtlar, Biyobazlı Plastikler, Gelişmiş Lityum Pilleri ve Büyük ölçekli ters ozmos tuzlu su arıtması gibi bilinen teknolojiler giriyor.

Biraz daha çizgi dışı olan Gel-Git (med-cezir) Enerjisi, Silikon temelli yakıt pilleri, Nanoteknoloji bazlı malzemeler gibi.

Türk yatırım şirketlerinin bu yeni yatırım alanlarını takipçisi olması, ilk ayak olmaları anlamında olmazsa olmazlardan.

Çünkü bu alanlar yeni karlılık alanları olarak görüldüğü gibi, aynı zamanda da yeni bir istihdam kapısı niteliğinde.

Ülkemizde son yıllarda atılan sevindirici somut adımların yanı sıra, halk olarak da bu bilince yatkınlığımızın, kanalize olmamızın artması gerekiyor ki; top yekün olarak bu reformu gerçekleştirme yolunda sıçrama yapabilelim.

Ama ne olur önce Temiz Teknolojileri içine sindirmiş, bu konuda bu ülkede yatırım yapmaya istekli iş insanlarımızın önüne çıkan, bazen izin alması yılları bulan bürokrasi engeline de çare bulalım ki, hevesler yarım kalmasın.

 

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?