USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Maziye bir bakıver!

13-08-2019

Masadaki işler zaten Arap saçı! Düzgün giden bir işimiz yok…

Camia olarak geleceğe yönelik umut ışıkları, bir kibrit alevi kadar bile ortalığa aydınlık vermiyor…

Netice; elde var sıfır!

Ne yapacağız?

Makûs talihimiz, bir tadımlık lezzet için; son 3 sezonda olduğu gibi gene bir çuval keçiboynuzu yemek mecburiyeti üzerine mi kurulu?

Şu bir gerçek ki; Bursaspor şampiyonluk sonrası geçen onca yıla rağmen hala maziyi arıyor.

Gelin bizde bugün zaman tüneline girip nostalji yapalım…
Lig mevsimi kapanır kapanmaz bombalar patlardı.

Şimdi mantar patlatan bile yok! Gazetelerde boy boy resimleri basılan yeni transferlerin gizli öyküleri 'arkası yarın' benzeri tefrika edilirdi. 70'li yılların başlarında rakipten futbolcu kaçırmak çok modaydı. Yatlara bindirilen yeni transferler, güney sahillerinde göz hapsinde tutulurdu. 
Hele Fenerliler'in bir 'Semai Abisi' vardı ki aman Allah!

Futbolcu gaspındaki mahareti nedeniyle adı 'Hırsız' a çıkmıştı. İşte o Semai, zamanın ünlü golcüsü Vefalı Zeki'yi, Bursaspor'un elinden kaçırıp Fenerbahçe'ye götürmüştü. Bizim yöneticiler Ulucamii'nin yanındaki bankaya parayı yatırırken, Zeki'yi punduna getirip Pontiac'la İstanbul'a uçurmuştu.

1972-73 deki Talat Diniz döneminde, Baykul Tüysüz, Tezcan Ozan, Güvenç Kurtar gibi 3 genç golcü transfer için Bursa'ya getirildi.

 'Hırsız Semai' korkusuyla, dönemin Genel Kaptan'ı Osman Sinkiler, onları Hisar Grubu lideri rahmetli Mehmet Aktoptan'a teslim etti.

Emanetleri alan Aktoptan 4 kişilik ekibiyle Gemsaz'ta bir kulübede üstlenmişti. Elde sopalar, belde kamalar 24 saat nöbet tutuluyordu. Ama su uyur, düşman uyumaz misali, Semai'nin Bursa semalarında görüldüğü haberi üzerine yıldırım hızıyla Karacabey Boğazı'na intikal edildi. Baskın korkusuyla örgüt evi gibi her gece yer değiştiriliyordu. 
Neyse, sonuçta 3 futbolcu sağ salim Bursaspor'a imza attı. Gazetecilere kaçırılma öyküsünü anlatan Güvenç'in sözleri şöyle bitiyordu:

 "Birimizin ihtiyacı geldiğinde üçümüzü birden tuvalete götürmesi dışında Memet Abi bize çok kibar davrandı!"

 O günden sonra rahmetli Aktoptan'nın lakabı 'Kibar' olarak kaldı…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?