Bursaspor bugün itibarıyla gerek bireysel gerekse takım kalitesi olarak gelecek adına karanlık bir korku tünelinin eşiğindedir! Felaket tellallığı yapmıyoruz çünkü böyle vahim bir izlenime kapılmamızın o kadar çok nedeni var ki!
Sıralayalım…
Tahtanın açılamayıp transferlerin ağırdan alınması bir numaralı sıkıntı…
Ertuğrul Ersoy, Umut Meraş, Muhammed Şengezer gibi elde avuçta kalan az sayıdaki isimlerin Bursaspor’daki geleceğinin netleşmemesi…
Furkan Soyalp, Okan Koçuk, Yusuf Erdoğan, Aytaç Kara, Badji gibi geçen yılki takımın belkemiği oyuncuların sudan ucuz bir bedelle ya da bedelsiz elden çıkarılması…
İlk etap hazırlık kampında ‘geleceğimiz/ümidimiz/yeşeren fidanlarımız’ diye lanse edilen gençlerin pişsin diye Anadolu’ya sürgüne veya Vakıfköy’e geri gönderilmesi…
Yeni Teknik Direktör Yalçın Koşukavak’ın bütün bu olumsuzluklara rağmen, her şeyi kayıtsız-şartsız kabullenme psikolojisi…
Sessizliğe bürünen yönetimde, sadece başkanın ‘cek, cak’ dolu söylemlerle camiaya seslenişi…
Mevcut durumu ‘Sakinlik ya da soğukkanlılık’ olarak algılatmıyor, aksine endişe ürettiriyor.
Yeni sezona giriş öncesinde başkan ile yönetim ve hocada; olması gereken hırs, heyecan, ataklık ve şevk yok...
Anlaşılmaz bir rehavetin endişe verici ataleti içindeler.
Aldığım duyumlara göre ‘Bizden kötüleri var’ gibi saçma sapan ve de tehlikeli bir mantığın eşliğinde sanki her şeyi güllük gülistanlık hale getireceklerini sanıyorlarsa…
‘Bursaspor şampiyon takımdır’ düşüncesiyle ‘PTT 1. Ligi’ küçümseyip Yeşil Beyazlı armadayı zihinlerinde büyütüyorlarsa…
Ve de en önemlisi ülke futbolunun tartışılmaz liderlerinden ‘Bursaspor taraftarına’ güvenip, ‘tribün desteği’ ile takımın Süper Lig’e fırlayacağını umuyorlarsa…
Futbol aleminde tescillenmiş ‘Büyük Bursaspor’ camiası olarak yandığımızın resmi demektir!
Bursaspor taraftarı bu yüzden huzursuz...
Üst üste ikinci bir faciayı daha asla kaldıramazlar!
Takıma/yönetime/hocaya özgüvenlerini kaybetmek üzereler.
Yeni sezona yönelik gösterilen hantallık, camiada ‘Her takımdan geride kalma’ endişesi yaratmış durumda...
Mesut Mestan yöneticilik döneminde daha bir kararlı, ciddi, tutarlı ve gözü pekti... Seçimden evvel yaptığımız uzun soluklu görüşmelerde; frapan olmayan ama gerçeklerle barışık hedef skalasında, beğendiğim vuruş noktaları olan pro-aktif bir portre çizmişti.
Başkan olduktan sonra durum flulaştı...
Soru işaretleri devreye girdi…
Kulübe daha eşikten girerken, takıldı!
Dilerim ve umarım sırt üstü 2.80 yere uzanıp da pes etmez…
