O da cenazeyi ortada bırakmayıp sahiplendiği için!
Hani ‘Bursaspor'un artık kavgayla geçirecek zamanı yok, sağduyunun galip gelmesi şart’ diyorlar ya…
Vallahi hikâye, sakın inanmayın kanmayın…
Eğer iddialar doğruysa, baksanıza divana liste verme aşamasında ne dolaplar dönmüş?
Entrika, sahte imza, aldatmaca, yutturmaca, söz verip son anda arkadan vurma!
Sevgili Lemi Keskin kardeşim ‘Mesut Mestan ile ortak liste çıkarma konusunda anlaştık’ diye iddia edip ardından da bombayı patlatıyor:
‘Divana verdirdiği listede beni ve ekibimi naylon imzalarla pasifize edip bizi auta attılar!’
Peki; amaç ne?
Onu da açıklıyor Keskin…
Mevcut Ali Ay yönetimini kongrede ibra edip yola devam etmelerini sağlamak!
Yaşananları anlatılanları kâğıda kaleme döküp senaryo yazılsa ‘Çukur’ dizisini üç bölüm daha rahat götürür!
Doğruysa pes vallahi!
Peki; kim organize ediyor böylesine sinsi ince işleri?
Bodrum’da tatil yapan Mesut Mestan uzaktan kumandayla mı döndürüyor bu dolapları?
Adam divana başvurusunu bile avukatı aracılığıyla yaptığına göre örgütlü bir iş mi bu?
Soruyoruz ‘kim ya da kimler’ diye…
Cevabın içinde en az on tane daha soru var:
‘Onu bütün Bursa biliyor!..’
Tamam; biz kırk kişiyiz birbirimizi biliriz de…
Herkesin bildiği ama kimsenin bir türlü dillendirmeye cesaret edemediği nasıl bir isim bu?
Nasıl bir güç nasıl bir kudrettir ki koskoca bir camiayı hatta Bursa’yı parmağında oynatıyor?
Kentin siyasi dinamiklerine, iş âlemine, anlı şanlı holding sahiplerine sessiz kalma hakkı tanıyor!
Yaşını başını almış kimseden çekincesi olmaması gereken ‘akil adamlar’dan oluşan Bursaspor Divan Kurulu nasıl oluyor da gözler önünde oynanan bu tiyatroyu seyre dalıyor?
Bursaspor’u sahiplenme amacıyla adaylığa soyunup camiada kabul gören güçlü siyasi kimliğe ve de kariyere sahip ya da kartvizitinde ‘saygın iş adamı’ yazan onca isim neden son anda ortadan toz oluyor?
Bursaspor tarihinde geçmişte bir kez yaşanan, bir daha tekrarlanması mümkün olamaz diye nitelenen, bedeli pahalı ödenen ve hala da ödenmeye devam eden o acı tecrübe herkesin kulağında küpeyken…
Sahi nasıl oluyor bu işler?
