USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Turizmi devlet değil,Sivil toplum yönetmeli

28-05-2019

Türkiye'de, turizm denilen; gezme, görme, yeme, içme, konaklama faaliyetlerini devlet katında adına bazen Kültür, bazen de Turizm Bakanlığı denilen  dev yapılanma idare eder. 
Bu alanda işi bilen ve sektörün öncüsü ilk turizmciler, devletin bazı dayatma ve ön yargılarından bıkmış olacaklar ki "Bizi, biz yönetelim" diyerek, 1940, 1950 ve 1970'li yıllarda turizm sektöründe bir dizi örgütlenmeleri hayata geçirmiş. Siyasi duruşuylada bilinen meşhur gençlik örgütü, Türkiye Milli Talebe Federasyonu (TMTF), Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı (TMGT) ve Türkiye Seyahat Acentaları Cemiyeti'nin (TÜSTAC) kurulmasını izleyen yıllar, 1972 yılında bu mirası kısa adı TÜRSAB olan Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği'ne bırakmış.
Seyahat acentacılığı sektörünün TÜSTAC adı altında tarihinde ilk kez örgütlülüğe girmesi, sektörün yaratıcısı acentalarına sektör hakkında konuşma hakkı vermiş.  
Bu yıllarda gerek acenta sayısı, gerekse bu acentaların pazarda hızlı bir gelişme kaydetmesiyle sektör, karşılaştığı sorunları çözebilmek için daha iyi örgütlenmenin yollarını aramaya başladı.
Devlet kademesinden destek göremeyen acenteler, ortak bir çatı altında toplanıp, sektörün asıl sahipleri olarak söz sahibi olmaya karar verdiler. 1972 yılında bu arayış kendisini Türkiye Seyahat Acentaları Birliği'nde (TÜRSAB) somutlaştırdı.
TÜRSAB, 28 Eylül 1972 tarihinde yürürlüğe giren 1618 sayılı "Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanunu" uyarınca kurulmuş olan bir meslek birliğidir. Birliğin temel amacı, seyahat acentalığı mesleğinin ve faaliyet alanının temelini oluşturan turizm sektörünün gelişimine katkıda bulunmak.
1973 yılında TÜRSAB'ın ilk Başkanı Ergun Göksan oldu. Daha sonra sırasıyla Metin Sayalı, Aydın Turan, Özcan Yuvalı, Güngör Su, Özcan Yuvalı, Bahattin Yücel, Ferit Epikmen, Bahattin Yücel, Muktedir Ballı, Başaran Ulusoy, Talha Çamaş, Başaran Ulusoy (Toplam 9 dönem) başkanlık yaptı. Halen başkanlığı Firuz Barbaros Bağlıkaya yürütüyor. Bu başkanlarla aradan geçen bunca zaman içinde TÜRSAB, Turizm Bakanlığı'nın ağır ve hantal bürokratik yapısına ve bazı Turizm Bakanları'na rağmen iyi bir şeyler yapmak için önemli gayretler sarfetti. 
Şimdiki Başkan Firuz Bağlıkaya, sektörde deneyimi olan bir isim olarak göreve demokratik bir yarışı kazanarak geldi. En büyük şansı Mehmet Ersoy gibi bir meslektaşının bakan olması, en büyük dezavantajı da ETS'nin patronu olarak Mehmet Ersoy'u karşısında bakan olarak bulmasıdır. 
TÜRSAB Yönetim Kurulu'nun değişik kesimleri mutlu edecek bir yapıda olması pratikte sorunlar doğurmaktadır. Siyasi iktidarla iyi geçinmek zorunluluğu, bazı acente sahipleriyle ara sıra karşı karşıya gelmesine de neden olmaktadır. Her biri iki dil bilen, üniversite bitirmiş, çok kültürlü ve zor insanları da bünyesinde barındıran bir camiada dengeyi bulmak zordur. Firuz Bey, bu zorlukları yönetim kurulunda görev dağılımı yapıp, tek adam hegemonyasını kendi elleriyle yıkmasıyla aşabilmiştir. Bu çok önemli bir başarıdır. 
Bir yanda kendi işlerini yapan, bir yandan da TÜRSAB'ı yöneten Bağlıkaya'nın bir de gelecek seçimi dizayn etmek gibi bir handikapı da vardır dersek yanlış olmaz. 
Kurumun ilgi alanı çok geniş. Üye sayısı 10 bini geçmiş. İleride belgemi satarım diyen bir çok kişi üye olmak gayretinde. 
Bu dikenli yolda, nasıl ilerlediğini basına yaptığı açıklamlardan anlamak mümkün. 
Bakanlık ile ilişkilerde bir sıkıntı olup olmadığı sorulduğunda, Bağlıkaya; tüm nezaketiyle diplomatik bir cevap veriyor. 'İletişim, irtibat ve diyalog, işimizin yüzde 50'si değil, yüzde 90'ıdır. Turizmde başarının anahtarı, kapsamlı iletişimdir. Dikey, yatay, dışlayıcı değil kapsayıcı, eş zamanlı, çok alanlı, hem sektör içinde hem sektörler arasında ahenk, uyum gereklidir. Bu orkestrayı Bakanımız Mehmet Ersoy'un yönetmesi beklenir. Biz, iletişim kanallarını sürekli açık tutmaya gayret ediyoruz, sonuç almaya gayret ediyoruz."
Biraz niyet okuyarak, söyleyemediklerini ben söylersem, daha az devlet, daha çok özel sektör demekten yanayım. Bakan varsın olsun, orkestrayı çok istiyorsa yönetir gibi yapsın, ama turizmi bakanlık denen yapının o katı ve aşılmaz duvarları arasından çekip almanın zamanı geldi. 
Yani, kısaca ve net olarak, turizmi turizmciler yönetsin. Daha doğru olur. 
Firuz Bey, "Yeni yasanın çıkmaması TÜRSAB seçimlerini etkiler mi?' sorusuna 'Yaptığımız hiçbir faaliyetimiz seçime endeksli değil. Seçiliriz seçilmeyiz, o şekilde bakmıyoruz. Biz üyelerimize söz verdiğimiz şekilde yasa önerimizi Bakanlığımıza teslim ettik" diyerek zülf ü yare dokunmaktan imtina ediyor. Turizmcilerin hazırladığı kanun taslağını Turizm Bakanlığı'nın o çok bilmiş bürokratları, değiştirirse Firuz Bey'i başta oy vermeyen muhalif kesim, sonra da oy veren yandaşları topa tutar. 
Yani seçimin kaderini bu yasa etkiler. O ne kadar dürüst ve gerçekçi olursa olsun birileri olaya kendi çıkarları açısından bakıp, ortalığı karıştırmaya meylederler. 
O nedenle turizmi bakanlık değil, sivil toplum denilen turizm erbabı yönetmeli sözünün altını çizmek gerek. 
İyi tatiller Türkiye'm...

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?