USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Çözüm: Öze dönmek!

28-05-2019

Her kaybedilen maç sonrası fatura, futbolculara ve hocaya kesildiği için bir karış ilerleyebildi.                                                                                                             

Ne zaman ki; merhum Başkan İbrahim Yazıcı bu gerçeği fark etti...

’Artık takıma karışmamam gerek. Özlüce’yi tek bir kişiye emanet etmeliyim’ diye düşündü…

Bursaspor ileri doğru bir adım attı. Şampiyonluk başta olmak üzere tarihi başarılar geldi… Unutulmasın ki; Ertuğrul Sağlam’ın tepesinde ne bir danışman vardı…

Ne de İstanbul’daki ‘ağır abi’ gibi geçmişte Bursaspor’u basamak yaparak şöhret olan bir danışılan…

Ya da muhasebeciden devşirme futbolun başına getirilip sadece başkana hesap veren uzman!

Aslında Bursaspor, futbolun sosyolojisi, psikolojisi, siyaseti için doktora tezi olur.
Öz varlıkları ve öz evlatları ile zirvelere tırmanmış bir kulübün…

Avrupa’ya açılıp büyümeye çalışırken nasıl küçülebildiğini o zaman daha iyi anlarız belki!

Bakın, çok uzun yıllar önce uluslararası birincilik kazanmış bir basın reklamını hatırlıyorum şimdi...

Oto kiralama şirketi reklamıydı ve başlığında ‘Biz Birinci Değiliz’ yazıyordu.
Hemen altında bir satır:
‘Ama birinci olmak için daha özenli çalışıyoruz!..’
Bursaspor şampiyonluk süreci sonrası bir türlü ‘birinci olmadığını’ kabul edemedi.
‘Miş gibi’ yaptı!

Yöntem değiştirip örnek aldığı borç içinde yüzen 3 İstanbulluyu kopyaladı…

Ancak onların arkasında hakemler, siyasetçiler, menajerler, federasyonlar ve de…

Kamuoyu oluşturmada, algı operasyonu yaratmada mahir medya fırıldakları olduğunu anlayamadı.

Kurtuluşu yerel bazda 3-5 siyasetçi ile unutulmaya yüz tutan1-2 kent dinamiğinde aradı.

Borçlandı, kızdı, gönülleri kırdı, geçmişin saygı duyulan başkan ve yöneticilerini hiçe saydı.

Kavgalara sürüklendi; asıl amacını da öz varlıklarını da öz evlatlarını da ikinci plana itti.

Bursaspor’un yeniden dirilişi başkan/yönetim ya da hoca veya 3-5 futbolcu ile değişecek gibi değil.
Zihniyet değişikliği lâzım…

Başlangıç olarak futbolda başarı arayışını 35’lik yerli futbol gezginleri ile ya da…

Afrika’nın çıkma/çakma oyuncularıyla değil, Bursa’nın gençleriyle bekleyen bir yönetim mesela…
Küstürülmüş/unutulmuş Bursa değerlerini yeniden futbol sevgisine yönlendirecek bir yönetim.

Siyasetten medet ummayan bir yönetim…
Birinci olmadığını söylemekten çekinmeyen ama birinci olmak için…

Futbola, insanına birincilerden çok daha fazla özen gösteren bir yönetim...
Bir gün mutlaka olacak...
Umarım yeni gelecek yönetim bu zihniyet devrimini gerçekleştirmenin ilk adımlarını atar.                                                                              

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?