Her hafta lafa 'Bursaspor mutlaka kazanmak zorunda' diye başlamak tamam da...
Bizimki 'Yeşil Beyaz sevdalılarını' gaza getirmekten başka işe yaramıyor sanki!
Artık pek yemiyorlar ama tekrarlıyoruz.
Çünkü küme düşme potasına girme ihtimali olan bir Timsah'ı hayal bile edemiyoruz.
İşin günahı vebali aynı lafı temcit pilavına çevirenlerde değil…
Bursaspor'u bu koşullara getirenlerdedir bilesiniz!
Evet...
Aynen devam:
Pazar günü Akhisar karşısında mutlaka kazanmak mecburiyetinde Bursaspor...
İlle de 3 puan, gerisi yalan.
Yani 'Bir başka ihtimal daha yok!'
Biliyoruz saçma...
Hem de iki kere saçma!
Birincisi, sanki Bursaspor’un rakipleri kazanmak zorunda değil!
İkincisi, biz söyleyince temenninin ötesine geçemeyen bu fikir…
Ancak Bursaspor’u ve takımı yönetenler ile sahada oynayacak olanlar tarafından…
Benimsendiğinde itici güç olabilir.
Ne var ki; Bursaspor’un oyuncuları 11 benzemez gibi.
Poker oynayanlar bilir.
Pokerde adamın eline 5 tane ayrı kağıt gelir, ancak blöf yaparsa kurtulur…
Bursaspor’un blöf yapacak hali de yok!
Hep beraber düşünemiyorlar, hep beraber oynamıyorlar. O zaman da iyi takım olamazsın.
Haftalardır olduğu gibi ‘ligde nasıl kalırımın’ hesabını yaparsın.
Değil Mesut Bakkal, dünya markası bir hoca getirsen yine olmaz…
Demek istediğimiz o ki; futbolcu istemiyorsa bu iş olmaz!
Nitekim Kasımpaşa maçı sonrası seyirci tribüne çağırdığı futbolculara öyle bir mesaj verdi ki…
’Bu takımı bu hale siz getirdiniz’ diye bağırdılar.
Doğrudur, böyle giderse, seyirci maça futbolcuyu protesto için gelir…
Gönül vermeye değil!
Eğer bir futbolcunun Yeşil Beyazlı formanın içine sokacak ruhu yoksa zihni bulanıksa…
O futbolcu ayaklarına hiç güvenmesin.
Bu camiada o ayaklar adamı yaya bırakır!
Bursaspor’un önünde Pazar günü Akhisar maçıyla başlayacak 5 haftalık bir onur savaşı var.
Son sözü futbolcular söyleyecek.
‘Son şans bol şans…’
