Puan açısından konuğuna göre tuzu daha kuru olan Kasımpaşa’ya karşılık…
Bursaspor için hava/su/ekmek gibi hayati ihtiyaç duyduğu ateşten bir 90 dakikaydı.
Anlayacağınız gibi kasabın et, koyunun ise can derdinde olduğu bir karşılaşmaydı.
Maç öncesi istatistiklere baktığımızda hemen fark edildi ki…
Ligin en çok gol yiyen takımı (50) Paşa ile en az gol atan(24) rakibi Timsah arasındaki mücadelenin…
‘Atanın kazanacağı’ yani gol açısından kısır bir oyun olacağı izlenimini edinmiştik.
Nitekim ilk yarıda öyle oldu…
Topu ayağına alan iki takım oyuncuları da orta sahaları pas geçip kestirmeden karşı kaleye iniyordu.
Ne var ki; ceza alanları içinde top rakip oyunculara geçince pozisyonlar başlamadan bitiyor gol umuduyla gidilen ataklardan boş dönülüyordu…
Yani; ilk 45’te iki takım adına da ‘Ah bu da kaçar mı’ denebilecek tek bir pozisyon yoktu!
Devre arası soyunma odasında Mesut Hoca öğrencilerinin kulağını biraz çekmiş olmalı ki…
Yeşil Beyazlılar ikinci yarıya ‘Ölen ölür kalan sağlar bizimdir’ şahlanmasıyla çıktı.
İlk çeyrekte Bursaspor’a pozisyon üzerine pozisyon geldi ama ilginçtir gol sevinci Kasımpaşa’ya gitti!
Hani maçtan bir gün önce Başkan Ali Ay ‘Otel parası verecek gücümüz yok’ demişti ya…
Doğru olmalı ki; üç pasta Bursa kalesine inen ev sahibinde Trezequet’nin golü…
Bursa defansının ayakta uyuyup otel parası vermemesinin neticesiydi!
Gole kadar sessiz ve sakin biçimde geçen oyun birden hareketlendi, kızıştı,
İstanbul’a çıkarma yapan 1000 dolayındaki Yeşil Beyaz sevdalısının tribün ateşlemesiyle…
Sahada müthiş bir Bursaspor fırtınası esmeye başlıyordu.
Öyle ki; Kasımpaşa kale önü resmen pozisyon hurdalığına dönüyordu…
Ancak Timsah adına topu rakip ağlara gönderecek bir çift krampon da ortaya çıkmıyordu!
Bugüne kadar Bursaspor aleyhine yok olanları var eden ‘VAR’ hele şükür sonunda…
Furkan Soyalp’ın pozisyonuna ‘Penaltı VAR’ dedi ve Aytaç maçın skorunu belirledi: 1-1.
Matematikteki ‘1 sıfırdan büyüktür’ gerçeğine dayanarak bir mantık yürütürsek…
Dün gece kuyudan çıkarılan ‘1 puana’ sezon sonunda ya bin şükredeceğiz…
Ya da Sakho’nun kaçırdıklarını hatırladıkça kahrolup ‘Batsın bu dünya’ diyeceğiz…
