Yıllar önce bakkalın, manavın, bakliyatçının, kasabın kulüpten alacak kuyruğuna girdiğini…
Maç günleri bilet gişeleri önünde eli çantalı görevlilerin tahsilât için toplanan hâsılatı beklediğini… Deplasmanlarda kafilenin otellere kabul edilmediğini duyduk hatta çoğuna da tanık olduk.
Kulüp kasasına cebinden aktardığı parayı geri almak için İddia/naklen yayın/Spor Toto…
Ve de federasyon gelirlerine temlik koyan başkan ve yöneticileri de gördük.
Parasızlıktan yurt dışı kampının iptalini, kulübün otobüsüne haciz gelmesini…
Yabancı futbolcuların alacakları için kulübe peş peşe ihtarname çekmesini…
Anlayışla karşılayabilir, günün ekonomik koşullarına göre normal diyebiliriz de…
Ancak…
Bir kulüp başkanın alacaklarına mahsuben kulübün taşınmazlarını üstüne geçirmesini…
Hiç görmedik, duymadık ve de yaşamadık!
Tahmin ettiğimiz gibi sözünü ettiğimiz o başkan Sayın Ali Ay ve o kulüp Bursaspor.
Eğer iddialar doğruysa durum çok vahim, ortaya çıkan tablo çok çirkin…
Ve de asla kabul edilemez!
Bu satırları göz ucuyla takip edenler, beni yakından tanıyanlar/bilenler iyi bilir ki…
25 yılını Bursaspor’un içinde/yanında/arkasında biri olarak…
Akçeli işlerle ilgili hiç kalem oynatmadım, mikrofonlardan tek bir kelam etmedim.
Benim için var olan sahadaki Bursaspor’un ne yaptığı ve de ne yapacağıdır.
Mali müşavir değilim ki, mali işlerden anlayayım…
Zaten kulüpte o işlere bakanlar var.
Ama anladığım kadarıyla o konunun uzmanları sadece bakıyorlar hem de uzaktan!
Mali kongre ve Divan Kurulu toplantılarında perdede/mikrofonda…
Borç/faiz kıskacını rakamlarla anlatan Mali İşlerden Sorumlu sevgili yönetici dostum.
Geçmişten gelen yöneticilik deneyimin/birikimin ve de bilgine sonsuz güvenim var ama…
Böyle bir hülleyi, böyle bir al gülüm-ver gülüm katakulliyi nasıl olur da görmezden gelirsin?
Bu işler genel kurullarda süslü/renkli/boyalı bilançoları üyelere dağıtmakla olmuyor…
3 sezondur ‘para yok, pul yok, borç çok’ diye ağlaya ağlaya…
Akıttıkları gözyaşlarından oluşan selle Bursaspor’u dere kenarına sürükleyen…
Bursaspor başkanı ve yöneticileri sizlere sesleniyorum:
Kulüp batmış boğulmuş bari takımı boğulmasın.
Kendinize gelin, ne yapın edin şu takımı dere kenarından çekin.
Belki o zaman bu camia sizleri affeder…
